22 Kasım 2024 Cuma
AB ile Polonya arasında yargı krizi

AB ile Polonya arasında yargı krizi

Avrupa Komisyonu, Polonya Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla Avrupa hukukunun üstünlüğü ilkesini tanımamasına karşı uygulanabilecek yaptırım seçeneklerini açıkladı.

Avrupa Birliği’nin (AB) ortak değerlerinin korunması için alınabilecek bu yaptırımların yasal işlemlerden stopaj fonlarına kadar uzandığı belirtildi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Leh yüksek mahkemesinin kararının “ciddi” bir şekilde incelendiğini belirterek, “Bu hüküm Avrupa Birliği’nin temellerine meydan okuyor. Avrupa hukuk düzeninin birliğine karşı doğrudan tehlike oluşturuyor” diyerek konu hakkındaki endişelerini dile getirdi.

Hangi yaptırımlar masada?

Komisyonun uygulamaya sokacağı yaptırım seçenekleri arasında ilk sırada Anayasa Mahkemesi’nin kararına itiraz bulunuyor. AB bütçesi ve Covid-19 sonrası kurtarma fonlarının Polonya’dan kesileceği bir koşulluluk mekanizması ve diğer finansal araçlar ise ikinci seçenek olarak masada bulunuyor. Zira Polonya, AB’de fonlardan en fazla yararlanan ülke konumunda bulunuyor.

Von der Leyen, Polonya’ya karşı Avrupa Birliği yürütmesinin elindeki diğer bir seçeneğin de AB Anlaşması’nın 7. Maddesi’nin yürürlüğe sokulması olduğunu ifade etti.

Bu madde, üye devletlerin AB’nin temel değerlerini ihlal etmesi durumunda, AB’de alınan kararlarda devletlere sağlanan oy hakkı da dahil olmak üzere tüm hakların askıya alınmasına hak tanıyor.

Polonya Anayasa Mahkemesi’nin AB anlaşmalarındaki bazı maddelerin ülkenin anayasasına aykırı olduğuna hükmetmesi Varşova ve Brüksel arasında krize yol açmıştı. Ülkenin İngiltere örneğinde olduğu gibi birlikten çıkması (Polexit) konusu da gündeme gelmişti.

Almanya: Hukukun üstünlüğü konusunda uzlaşmaya yer yok

Polonya krizi konusunda konuşan Almanya Avrupa Bakanı Michael Roth, Varşova ile hukukun üstünlüğü konusundaki anlaşmazlıkta uzlaşmaya yer olmadığını söyledi.

Roth, Lüksemburg’daki AB toplantısı öncesinde gazetecilere verdiği demeçte, “Konuşmamız gerekiyor, ancak uzlaşmaya yer görmüyorum.” dedi.

Bakan, “Böyle bir diyaloğun sonunda, Avrupa Birliği’ne katıldığımızda hepimizin taahhüt ettiği şeyin net bir teyidi olmalı. Özel anlaşmalar olamaz” ifadelerini kullandı.