23 Kasım 2024 Cumartesi
Tasarruf genelgesi, gazete alımı ve reklam yasağı günlerinde fon tartışması – Faruk Bildirici

Tasarruf genelgesi, gazete alımı ve reklam yasağı günlerinde fon tartışması – Faruk Bildirici

Okurun desteklemediği eleştirel medya bu koşullarda nerden kaynak bulacak? Önemli olan şeffaflık ve editoryal bağımsızlık. Fon alan medyanın yayını, gazetecilik ilkelerine uygunsa, iktidarı ve güç odaklarını rahatsız ediyorsa doğru yoldadır.
Tasarruf genelgesi öncesi sonrası tiraj tablosu çıkardım. Kamuda gazete alımı yasak ama tirajlar düşmedi! Bu tablo tirajların gerçek olmadığının yeni kanıtı. Zaten genelgenin hedefi, bağımsız/eleştirel medyanın satış ve reklam geliri düşürmek.
Tasarruf genelgesi kamu ilanlarını yasakladı. Ama iktidar medyasına genelge işlemedi;15 Temmuz ekleri ilan ve reklamla doldu. En fazla ilanı Sabah almıştı. Sabah, 25, Yeni Asır 14, Akşam 9, Takvim 11, Hürriyet 7 ve Posta 7 sayfa ilan ve reklam almıştı.

Öyle bir ülkedeyiz ki, tasarruf deyince ilk önce gazeteler akla geliyor. Geçmişten bu yana devletin tasarruf genelgeleri taransa hepsinde gazete alımının kısılmasıyla ilgili madde mutlaka vardır. Devlet ile kalsa iyi gazetelerde bile her tasarruf döneminde ilk önce alınan gazete sayısı azaltılır.

   Böyle bir gelenek olunca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tasarruf genelgesinde de kamu kurum ve kuruluşlarının gazete alımının yasaklanması şaşırtıcı olmadı. Erdoğan’ın 30 Haziran’da 2021/14 sayılı genelgede gazete alımıyla ilgili olarak aynen şöyle deniliyordu:

    “Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacaktır.”

     Günlük gazete alımının yasaklanmasıyla kalınmıyor, “Kurum faaliyetleri ile doğrudan ilgili olan tanıtım giderleri hariç olmak üzere basın ve yayın organlarına ilan-reklam verilmeyecek” deniliyordu.

    Cumhurbaşkanlığı ve TBMM hariç tutulmuştu tasarruf genelgesinden. Belediyeler başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşu genelgenin kapsamındaydı.

   Gazetecilik örgütlerinden tepkiler

    Gazetecilik meslek örgütleri, kamu kuruluşlarında gazete alımının yasaklanması ve ilan-reklam verilmesinin sınırlandırılmasına genelgenin hemen ardından tepki göstermişlerdi.  Gazeteciler “tasarruf genelgesi”ne karşı Adana Sanatçılar Parkı, İzmir Hasan Tahsin Anıtı, Mersin Uğur Mumcu Anıtı, Eskişehir Adalar Migros ve Ankara’da TBMM önünde bir araya gelmişti.

    Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) “Haberden tasarruf olmaz: Yerel basını öldürmeyin” sloganıyla basın toplantısı düzenlemişti. Basın toplantısında okunan açıklamada “Haberden, bilgiden tasarruf olur mu? Gerçeğe, doğru bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulan bu günlerde alınan bu karar tüm toplumun zararınadır.  Bu karar, pandemi, ekonomik kriz ve dijitalleşme ile büyük zorluklar yaşayan yazılı medyaya ölümcül bir darbe vuracaktır” denilmişti.

   Gazetecilik meslek örgütlerinden yapılan açıklamalarda da bu genelgenin özellikle yerel basını zor durumda bırakacağı uyarısı yapılmış ve genelgenin değiştirilmesi istenmişti.

   İlan-reklam akışı azalmadı

   Türkiye’de gazetelerin tirajları uzun süredir bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenmiyor ve açıklanan tirajlarının gerçek durumu yansıttığı kuşkulu.

     İktidar yanlısı bazı gazetelerin, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve belediyeler tarafından toplu alımların yapıldığı, marketler ve benzin istasyonları ile metro istasyonlarında bedava dağıtılan gazetelerin de satılmış gibi tiraj sayılarına eklendiği de biliniyor.

     Bu nedenle tasarruf genelgesinin uygulamaya girmesiyle birlikte özellikle iktidar yanlısı gazetelerin tirajlarının çakılacağı yorumları yapılmıştı. Ben de tasarruf genelgesinin gazeteler üzerinde yarattığı etkiyi izledim.

    Hemen belirteyim, tasarruf genelgesinin uygulanmasının ardından iktidar yanlısı gazetelere kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin ilan-reklam akışında önemli bir değişiklik olmadı. Devlet kurumları ve siyasi iktidarın denetlediği kuruluşlar ile AKP’li belediyelerin bu gazetelere örtülü ve açık desteği aynen devam ediyor.

     15 Temmuz ekleri gelir kapısı

   15 Temmuz’da 2016’daki darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle yayımlanan ekler, iktidar medyasına verilen maddi desteğin en önemli göstergesi oldu. Bu eklerde sayfa sayfa ilan ve reklam yayımlandı.

      En fazla ilan ve reklamı alan Sabah gazetesiydi. Sabah’ın “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” özel eki toplam 45 sayfaydı, 25 sayfası ilan ve reklamlara ayrılmıştı. Yeni Asır’ın 25 sayfalık 15 Temmuz ekinin 14, Akşam gazetesinin 19 sayfalık 15 Temmuz ekinin 9, Takvim’in 19 sayfalık 15 Temmuz ekinin 11, Hürriyet’in 17 sayfalık 15 Temmuz ekinin 7 ve Posta’nın 14 sayfalık ekinin 7 sayfası tamamen ilan ve reklamlarla kaplıydı.

      Bu eklerin dikkat çeken taraflarından biri de ilan/reklam veren kamu kurum ve kuruluşları ile şirketlerin benzer olmasıydı. Fikir vermesi bakımından Sabah, Hürriyet ve Akşam gazetelerinin 15 Temmuz eklerine ilan/reklam verenlerin isimlerini sıralayayım:

     Sabah : Güral Porselen, Kuzey Marmara Otoyolu, Rixos, GAP İnşaat, Emsan, Aydınlı, Avrupa Konutları, Naksan, Astaş, Erciş Belediye Başkan Vekili, Sesli Turizm, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Süreç Film, Denizler Group, İzmir Sığır Yetiştiricileri Birliği, TAFF, ÇAAŞ, İOSB, AOSB, Kahramanlı Group, TÜDKİYEB, Koza, Vodafone, Aker, Erciyes, Türkiye Sigorta, Aynes, Üründül Group, TKBB, Nuh Grubu, Alfemo, Elazığ Belediye Başkanı, Uğur, Kuru Kahveci Mehmet Efendi, Kayacı, Doğanlar, Jolly, Finansal Kurumsal Birliği, 9 Eylül Üniversitesi, Özkoyuncu, D&R, DMC, Sunar Grubu, İpek, Kalyon.

    Akşam: Pegasus, Erciyes Holding, Doğanlar, Aydınlı, Türkiye Sigorta, Avrupa Konutları, Koza, Altunkaya, Rixos, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Çağdaş, Şekeroğlu, Aynes, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 9 Eylül Üniversitesi, Sanko, Vodafone.

    Hürriyet: Rixos, Erciyes, Koza, Aydınlı, Türkiye Sigorta Birliği, Avrupa Konutları, TKBB, Sanko, Doğanlar, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, YASED, 9 Eylül Üniversitesi, Vodafone.

    Tirajlar azalmak yerine az da olsa arttı

    Tasarruf genelgesinin yayımlandığı 30 Haziran’dan itibaren gazete alımının bıçak gibi hemen kesilmeyeceğini, gazete alımlarının azalmasının tirajlara yansımasının zaman alacağını düşündüm. O nedenle genelgenin tirajlara etkisini incelemek için bir süre bekledim.

      İnterpress’in “Haftalık medya gündemi”nde Medyaradar sitesi kaynak gösterilerek hazırlanan haftalık tiraj tablosunu inceledim. 21-27 Haziran haftasındaki tirajlar ile 5-11 Temmuz haftasındaki tirajları karşılaştırdığımda şöyle bir tablo ortaya çıktı:

                                           21-27 Haziran                    5-11 Temmuz

Hürriyet              192.042                            192.698

Sabah                  190.815                           190.724

Sözcü                  180.587                           184.724

Türkiye                129.692                           116.554

Milliyet                128.109                           128.134

Posta                   118.025                           121.303

Yeni Şafak            102.134                           101.886

Akşam                   99.865                           100.014

Takvim                  86.445                             90.074

Diriliş Postası        18.553                             58.562

Yeni Akit               56.232                              56.166

Korkusuz               54.818                             55.211

Fanatik                  52.531                             53.408

Karar                    51.588                              51.500

Milat                     50.385                              50.399

Analiz                   50.156                              50.200

Yeniçağ                 50.223                              50.195

Yeni Asır               50.079                               50.833

YeniBirlik              50.238                               50.330

Oksijen                 50.000                               50.000

Pas Fotomaç          42.661                              44.667

Dünya                   42.297                               42.297

Türkgün                34.504                              32.005

Cumhuriyet           24.640                              24.298

Sözcü Haftasonu    29.754                             28.737

Milli Gazete           23.047                               23.023

Doğru Haber          10.855                             10.845

Birgün                     5.668                                 5.555

Yeni Mesaj               4.434                                4.304

Evrensel                  3.397                                 3.435

Şok                           2.677                                 3.388

Aydınlık                   1.810                                 1.824

Yeni Yaşam              1.047                                 1.021

Toplam               1.989.308                         2.028.314

        Bu tablodan da görüleceği gibi, tasarruf genelgesinin yayımlanmasının ardından yaygın gazetelerin toplam tirajı azalmadığı gibi az da olsa artmış. Gazetelerin çoğu tirajını korurken Türkiye, Cumhuriyet, BirGün ve Türkgün’ün tirajlarında düşüş olmuş. Sözcü, Hürriyet, Takvim, Posta, Akşam, Korkusuz, Yeni Asır, Fanatik, Fotomaç ve Şok gazetelerinin ise günlük satış sayıları yükselmiş. Şaşırtıcı ama Diriliş Postası’nda yaklaşık 50 binlik artış görünüyor.

     Anlaşılan tasarruf genelgesi yaygın medyanın tirajlarını hiç etkilememiş. Bunun iki nedeni olabilir: 1- Tasarruf genelgesi henüz uygulanmıyor ve genelgeye rağmen kamuda gazete alımı devam ediyordur. 2- Genelge uygulanıyordur, günlük gazete satışları düşmüştür ama açıklanan tirajlar gerçek durumu yansıtmıyordur.

      Bu olasılıkları Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş’a sordum; genelge sonrasında ortaya çıkan tiraj tablosunu değerlendirmesini istedim. Durmuş, “Gazete aboneliğinde 3-6-12 aylık anlaşmalar yapılıyor, o yüzden tirajlar bıçak gibi kesilmedi” değerlendirmesi yaptı. Genelgedeki gazete alımı ve ilan/reklam yasağından asıl olarak yerel medyanın etkileneceğini vurguladı:

     “Bu genelge ekonomik krizin faturasını ağır biçimde ödeyen yerel gazetelere ikinci darbeyi vuracak. Yerel gazeteler kamu kuruluşlarının abonelikleri ve verdikleri ilanlar ile ayakta durmaya çalışıyordu. Birçok kentte bayi satışı yok denecek kadar az olan yerel gazeteler varlıklarını ancak bu şekilde sürdürebiliyordu.

    Bu genelgenin ardından özellikle belediyelerden abonelik iptalleri yavaş yavaş başlayacak, ilanlarda azalma olduğu daha ilk bayramda gözlemleniyor. Eğer değişiklik yaşanmaz ise hem gazete kapanmaları hem de gazetecilerin işten çıkarılması ile karşı karşıya kalacağız. Şu anda dahi çalışabilen gazeteciler üzerinde büyük bir baskı aracı olan işsizlik, basın özgürlüğünü de daha fazla etkileyecek.”

      İktidar medyasına desteğe devam

      Aslında abone yoluyla satış, daha çok yerel gazeteler için geçerli. Abonelikler bittikçe yerel gazetelerin satışlarının çok düşeceği, özel destek almadıkları takdirde birer birer kapanacakları aşikâr.

    Ama bildiğim kadarıyla yaygın medyada tirajının çoğunu abonelik yoluyla satışların oluşturduğu -Dünya ve Milli Gazete dışında- gazete yok gibi. O nedenle kamu kurum ve kuruluşlarının genelgeyi uygulamak için aboneliklerin bitmesini beklemelerine gerek olmaz.

     Kaldı ki, hiçbir kamu kurum ve kuruluşunun aradan geçen sürede genelgeyi uygulamaya başlamamış olması düşünülemez. En azından bir bölümünün gazete alımını durdurmuş olmaları ve bunun da yaygın medyanın tirajlarına yansıması beklenirdi.

    Elbette tasarruf genelgesinin etkileri zamanla daha iyi anlaşılacak ama genelgeye rağmen tirajlarda düşüş gözükmemesini -özellikle de iktidar yanlısı- gazetelerin açıkladıkları satış sayılarının gerçek olmadığının yeni bir kanıtı.

    15 Temmuz eklerindeki ilan ve reklamlar bile siyasi iktidarın kendisine bağlı medyayı, tasarruf genelgesine rağmen mali yönden desteklemeye devam ettiğini gözler önüne seriyor. Ama o gazetelerin hali, devlet desteğiyle gazetecilik yapılamayacağının somut örneği. Çünkü gazeteciliğin öncelikli görevi kamu adına ülkeyi yönetenlerin denetimidir.

    Hem devletten adil olmayan koşullarda, örtülü biçimde mali destek alıp hem de devleti yönetenleri eleştiremezsiniz.  Nitekim de bırakın eleştirmeyi, iktidarın propaganda aygıtına dönüşmüş durumdalar. Siyasi iktidar, medyanın büyük bölümünü bu hale getirmekten memnun mesut. Onları rahatsız eden bağımsız ve eleştirel medyayı bir türlü susturamamaları.

    Fon almak ve editoryal bağımsızlık  

     Gazetelerden tasarruf gibi gözüken genelgenin de asıl hedefi, bağımsız ve eleştirel medyanın satış ile ilan/reklam gelirlerini düşürmek. Kamu için zaruri bir ihtiyaç olan gazete alımı ve resmi ilan/reklamların dağıtımı, son yıllarda eşit, adil ve şeffaf olarak yürütülmüyordu.  Şimdi gazete alımı ve resmi ilan ve reklamlar iyiden iyiye bir engelleme aracına dönüştürülüyor.

    Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan kesme cezaları, sulh ceza hakimliklerinin erişim engellemeleri ve üstü örtülü ilan/reklam ambargoları ile gelir kaynakları cendereye sokulan bağımsız ve eleştirel medya bir de bu yolla tehdit altına alınıyor.

   Bu koşullarda iktidara sırtını dayamayan, bağımsız ve eleştirel gazetecilik yapmak isteyenler nasıl ayakta kalabilir? Bir şekilde maddi kaynak bulmak zorundalar. İlk akla gelen ve asıl olması gereken okur ve izleyiciden destek. Ama Türkiye’de insanlar dijital mecralarda bedava içerik tüketmeye alışkın. O nedenle bağımsız medya kuruluşları, okur ya da izleyicisinden yeterli düzeyde mali destek sağlayamıyor; abonelik modelleri geliştirilemiyor.

   İkinci kaynak, reklamlar olabilir ama dijital mecralarda reklam geliriyle ayakta durabilen bağımsız medya kuruluşu çok az. Kaldı ki, iktidar bu kuruluşlara özel şirketlerin reklam vermesini bile engellemeye çalışıyor.

     Oysa habercilik maliyeti yüksek bir iş. Haber pahalı bir ürün. Okur/izleyici desteklemiyor, yeterli reklam gelmiyorsa, sırtını güçlü bir sermayeye de dayamamışsa bağımsız medya kuruluşları ve gazeteciler ya bir sponsor bulmak ya da bir fondan kaynak sağlamak zorunda.

    Kuşkusuz sponsorluk yapan ya da fon aktaran şirket, vakıf ya da kurumun kimliği, amacı önemli. Ama daha önemlisi, şeffaflık ve editoryal bağımsızlık. Yurt içinden ya da dışından fon alan bağımsız ve eleştirel gazeteciler, nereden ne kadar fon aldıklarını okuruna/izleyicisine duyurmalı. Fon aldıkları vakıf ya da kurumun içeriğe müdahale etmemesini teminat altına almalı. Okura/izleyiciye açık biçimde duyurulması ve editoryal bağımsızlığın sağlanması halinde fon almakta sakınca olmaz.

   Zaten üretilen içerik, editoryal bağımsızlıktan taviz verilip verilmediğini, bağımsız ve eleştirel gazetecilikten sapma olup olmadığını gösterir.  Fon alan bağımsız medya kuruluşlarının yayınları, gazetecilik kriterlerine uygunsa, siyasi iktidarı ve güç odaklarını rahatsız ediyorsa bu medya kuruluşu doğru yolda demektir…