Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek. Ancak kadın hareketi, çekilme kararının hukuksuz olacağı gerekçesiyle sözleşmenin uygulanması için çalışmaya devam edecek.
Türkiye, 20 Mart’ta “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen, “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekildiğini duyurdu. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından kadın örgütleri, barolar ve muhalefet partileri Danıştay’da yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle dava açtı. Çekilme kararı 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek ancak kararın yürürlüğe girmesine sayılı gün kala Danıştay’dan karar çıkmadı.
Avukat Hülya Gülbahar’a göre, Danıştay’ın halen karar vermemesi, hukuksuz bir tutum… Gülbahar, “Bir gün sonra binayı yıkacaksanız, yıkıldıktan sonra yürütmeyi durdurma kararı vermenizin bir anlamı kalmaz. Danıştay’ın bugüne kadar yürütmeyi durdurma konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar vermemiş olması, hukuk devleti kurallarına ve idare mahkemesi kanuna aykırı” diyor. Avukat Yelda Koçak da, yargı sürecinin yavaşlığını eleştirerek, “İvedilikle davayı açmamıza rağmen Danıştay 10. Dairesi son derece keyfi ve yavaş işleyen bir süreç yürütüyor” diye konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü, Koçak’ın Türkiye İşçi Partisi (TİP) adına Danıştay’da kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle açtığı davaya verdiği cevapta, davanın “haksız ve hukukî dayanaktan yoksun olduğunu” iddia ederek reddedilmesi gerektiğini ve sözleşmenin feshedilmesinin Cumhurbaşkanı yetkisinde olduğunu savundu.
“Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çıkmak hukuka aykırı”
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olmuştu. Cumhurbaşkanlığı çekilme kararını duyurmasının ardından nisan ayında, sözleşmenin 1 Temmuz 2021’de sona ereceğine ilişkin karar Resmî Gazete’de yayımlandı. Danıştay’ın 1 Temmuz’a kadar yürütmeyi durdurma kararı vermesi halinde sözleşmeden çekilme kararı duracak. Öte yandan hukukçular, Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çıkmanın hukuka aykırı olduğunu hatırlatıyor. Koçak, “Biz baştan itibaren Meclis’te onaylanmış bir sözleşmeden çıkılacaksa da ancak ve ancak aynı usulle yapılması gerektiğini söylüyoruz ama bu usul hiçe sayıldı” diyor.
Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan (EŞİK) Hülya Gülbahar da 29 Kasım 2011 tarihli 6251 Sayılı Kanun’un yani “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun”un 1 Temmuz’dan sonra da yürürlükte olacağını hatırlatıyor ve “Bu kanun yürürlükte olduğu sürece İstanbul Sözleşmesi de yürürlükte olacaktır” diyor. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çıkmanın hukuka aykırı olduğunu yineliyor. “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz çünkü hukuken yok hükmünde bir kararla sözleşmeden çıkartılmaya çalışılıyoruz” diye ekliyor.