21 Kasım 2024 Perşembe
Merkel Türkiye ile ‘İşbirliğini’ savundu

Merkel Türkiye ile ‘İşbirliğini’ savundu

Almanya Başbakanı Merkel, AB Zirvesi öncesinde Türkiye’yi hem eleştirdi hem de ortak çıkarlar ışığında işbirliği yapılması gerektiğini savundu. Merkel’ın Türkiye için “stratejik önem taşıyan komşu” vurgusu dikkat çekti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ile ilişkilerin masaya yatırılacağı AB Zirvesi öncesinde kritik mesajlar verdi.

Video konferans yoluyla yapılacak zirve öncesinde Federal Meclis’te konuşan Merkel, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ve insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye’yi eleştirdi, ancak AB’nin refahı için işbirliği ve diyalogun önemli olduğunu savundu.

Kuzey Afrika, Suriye ve Ukrayna’ya işaret ederek Avrupa’nın çok sayıda ihtilafla çevrili olduğuna, AB’de refahın ancak “birlik sınırı dışındaki komşu ülkelerle iyi ilişkiler yoluyla” korunabileceğine vurgu yapan Merkel, “Bu da, özellikle NATO üyesi Türkiye ile ilişkiler için geçerli” sözlerini kaydetti.

“Türkiye’nin son aylarda Doğu Akdeniz bölgesinde gerilimi düşürme sinyalini vermiş olması iyi bir haber” diyen Merkel, Ankara’nın Atina ile diyalog sürecini yeniden başlattığını, BM himayesindeki Kıbrıs görüşmelerinin de devam edeceğine işaret etti.

Aralık Zirvesi’nde, gerilimi düşürmesi halinde Türkiye’ye işbirliği imkanı önerdiklerini hatırlatan Merkel, AB zirvesinde bu konuda nasıl bir yol haritası izleneceğini görüşeceklerini söyledi.

Türkiye için “komşu” vurgusu

Merkel’ın, Avrupalı mevkidaşlarıyla zirvede yapılacak görüşmelerin çetin geçeceği öngörüsünü dile getirdiği değerlendirmesinde, Türkiye’nin AB adaylığından hiç söz etmeyerek “komşu” vurgusu yapması ise dikkat çekti.

Merkel, “Şimdiden söyleyeceğim: Avrupa Konseyi’ndeki Türkiye görüşmeleri kolay olmayacak ama sonuca ulaşabilmemizi umut ediyorum. Türkiye sadece NATO partneri ve müttefik değil, aynı zamanda doğrudan komşumuz, AB dış sınırlarındaki ikinici en yüksek nüfuslu ülke olarak da stratejik önem taşıyan bir ülke” diye konuştu.

İnsan hakları beklentisi

Merkel, Almanya’daki Türkiye kökenlilere dikkat çekerek, “Biz Almanların Türkiye ile çok yakın ilişkileri var” demekle birlikte, Türkiye’deki iç siyasi gelişmeleri gözardı edemeyeceklerini söyledi.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini, “Verilmiş çok talihsiz bir mesaj. Türkiye’nin sözleşmeye taraf olmaya devam etmesini dilerdik” sözleriyle değerlendiren Angela Merkel, “Türkiye’nin hukuk devleti standartlara uymasını bekliyoruz, pek çok durumda insan haklarına saygı gösterilmediğini tespit ediyoruz” dedi.

Mülteci Mutabakatı’nı savundu

“Türkiye ile ilişkilerde suskunluk bizi bir yere götürmez” diyen Merkel, bu nedenle diğer Avrupalı liderlerle, AB’nin Türkiye ile üst düzey diyalogunu yeniden nasıl başlatacaklarını görüşeceklerini de açıkladı.

Merkel, “Ortak çıkarlarımız var, göç konusunun yol açtığı zorluklar buna dahil. Bunu da ancak Türkiye ile ortaklaşa çözüme kavuşturabiliriz. 5 yıl önce kararlaştırılan AB Türkiye mutabakatı, bunun zeminini oluşturuyor ve bunun geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

“Eleştirileri biliyorum”

Mülteci Mutabakatı’na yönelik eleştirileri bildiğini ancak tüm eleştirilere rağmen bu mutabakat ile iyi sonuçlara ulaştıklarını savunan Merkel, bu sayede insan kaçakçılığı ile etkili mücadele sağlanabildiğini, Yunanistan’a kaçak geçişlerin gerilediğini, Ege Denizi’nde de hayatını kaybedenlerin sayısının azaldığını kaydetti.

Türkiye’nin 3 milyon 600 bin Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını söyleyen Merkel, “Bu Berlin’in nüfusuna tekabül ediyor” dedi.

“Canlandırılmalı, genişletilmeli”

Bu işbirliğinin sürmesi gerektiğini, bunun her iki tarafın da çıkarına olduğunu vurgulayan Merkel, bu nedenle mutabakatın yeniden canlandırılması ve geliştirilmesinden yana olduğunun, bunun için de çaba gösterdiğinin altını çizdi.

Almanya Başbakanı Merkel, AB’nin sağladığı mali yardımlar sayesinde Türkiye’de 660 bin Suriyeli çocuğun okula gidebildiğini, 1 milyon 800 bin kişinin de hayatlarını sürdürebilmeleri için mali destek aldıklarını anlattı, Türkiye’ye verilen mali yardımların doğrudan ihtiyaç sahiplerine verildiğini, AB tarafından gerekli mali denetimlerin de yapıldığını vurguladı.