AİHM’nin 2020 bilançosuna göre, Türkiye bir kez daha ifade özgürlüğünün en çok ihlal edildiği Avrupa ülkesi. AİHM’e yapılan dava başvurularında Türkiye, Rusya’dan sonra ikinci sırada yer aldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) pandemi koşullarına rağmen geçen yıl hak ihlali şikayetleriyle ilgili olarak binlerce dava ve kabul edilebilirlik kararı açıkladı. AİHM’nin 2020 bilançosu mahkemenin Strasbourg’daki merkezinde bugün düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Bir önceki yıl olduğu gibi geçen yıl da AİHM’nin iş yükünün önemli bölümünü Rusya, Türkiye, Ukrayna, Romanya ve İtalya kaynaklı dava başvuruları oluşturdu. Bu ülkelere karşı başvurular toplam başvuruların yüzde 75’ine eşit. AİHM’de hâlihazırda karara bağlanmayı bekleyen yaklaşık 62 bin dava başvurusu bulunuyor.
Rusya 13 bin 800 dava başvurusuyla (yüzde 22,4) ilk sırada yer alıyor. Rusya’yı sırasıyla; 11 bin 150 başvuruyla Türkiye (yüzde 18,1), 10 bin 250 başvuruyla Ukrayna (yüzde 16,7), 7 bin 700 başvuruyla Romanya (yüzde 12,5), 3 bin 400 başvuruyla İtalya (yüzde 5,5) izliyor.
Nüfusa orantılı hesaplama
Geçen yıl AİHM tarafından işleme konulan ve karar bekleyen dava başvuruları ülkelerin nüfuslarına orantılı ele alındığında ise bambaşka bir manzara ortaya çıkıyor. Bu hesaplamada Karadağ 10 bin kişiye 3,5 dava başvurusuyla ilk sırada yer alıyor. Bu ülkeyi sırasıyla Sırbistan (2,5), Bosna-Hersek (2,49), Lihtenştayn (2,31) ve Letonya (2,17) izliyor. Ortalamanın 0,5 olduğu bu klasmanın en altında Birleşik Krallık (0,04), Almanya (0,07), İrlanda (0,08) ve İspanya (0,09) yer alıyor. Türkiye ise 10 bin kişiye 1,09 dava başvurusuyla ortalamanın üstünde bulunuyor.
Her yıl olduğu gibi geçen yıl da kendisine yapılan başvuruların ezici çoğunluğunu geri çeviren AİHM, Avrupa genelinden 32 bin 232 başvuruyu değişik nedenlerden ötürü “kabul edilemez” buldu.
Toplam 871 karar
AİHM pandeminin yarattığı elverişsiz şartlara rağmen geçen yıl toplam 871 davada karar açıkladı. Bunların 762’sinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) en az bir maddesinin ihlaline hükmederken, 84’ünde ihlal bulmadı. Davaların 6’sı dostane çözümle, 24’ü ise diğer yollardan sonuçlandı.
En fazla ihlal kararı AİHS’nin 5’inci (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve 6’ncı (adil yargılanma hakkı) maddeleri temelinde verildi. Adil yargılanma hakkı temelinde 287, özgürlük ve güvenlik hakkı temelinde ise 208 ihlal kararı açıklandı. AİHS’nin “evlenme” ve “eğitim” haklarıyla ilgili maddeleri temelinde ise karar çıkmadı.
AİHM geçen yıl Avusturya, Lihtenştayn, Lüksemburg ve İsveç hakkında hiçbir karar açıklamadı. Andora, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, Monako, Çekya ve San Marino hakkında ise sadece 1’er davada karar yayınladı.
Hakkında en fazla karar açıklanan devletler sırasıyla Rusya (185), Türkiye (97), Ukrayna (86), Romanya (82) ve Azerbaycan (37) oldu.
Rusya hakkında açıklanan kararların 173’ünde AİHS’nin en az bir maddesinin ihlal edildiğinee hükmedildi. Rusya en fazla vatandaşlarının özgürlük ve güvenlik hakkını ihlalden hüküm giydi.
Türkiye ve ifade özgürlüğü
Türkiye hakkında açıklanan 97 karardan 85’inde AİHS’nin en az bir maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılırken, altı davada ihlal bulunmadı; bir dava dostane çözümle, beş dava ise diğer yollardan sonuçlandı. Türkiye davalarında en fazla AİHS’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesinin ihlaline hükmedildi.
AİHM geçen yıl Avrupa geneli için 80 kez 10’uncu maddenin ihlaline hükmetti. Türkiye 31, Rusya ise 23 davada 10’uncu maddeyi ihlal etmekten hüküm giydiler.
Türkiye davalarında açıklanan kararlarda 21 kez adil yargılanma hakkı, 16 kez özgürlük ve güvenlik hakkı, 14 kez mülkiyet hakkı, 11 kez de toplanma ve dernek kurma özgürlüğüyle ilgili maddelerin ihlal edildiği sonucuna varıldı.
AİHM başkanından AİHS çağrısı
AİHM Başkanı İzlandalı yargıç Robert Spano, bilanço hakkında yaptığı açıklamada, Mahkemenin, “pandeminin yarattığı dramatik koşullara yargıçlarının ve personelinin fedakârlığı sayesinde ayak uydurmayı başardığını” söyledi. Hukuk devleti, insan hakları ve adaletin bağımsızlığıyla ilgili ciddi sınamalarla karşı karşıya olunduğunu belirten Spano, AİHS’nin hukuk devleti çerçevesinde işlev gören güçlü, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından pratikte uygulamasını sağlamanın Avrupa Konseyi üyesi her devletin “ödev ve sorumluluğu” olduğu mesajı verdi.
Kayhan Karaca – Strasbourg (DW)