Denge ve Denetleme Ağı (DDA) Raporu: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yargıdaki sorunları derinleştirdi
Denge ve Denetleme Ağı yeni raporunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle beraber, yargı alanında Türkiye’de geçmişte de kırılgan ve sorunlu olan denge ve denetleme sistemini daha da geriye götüren birçok değişiklik yaşandığına dikkat çekti.
Sivil toplum kuruluşu tarafından hazırlanan raporda özellikle Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yapılarında yapılan değişiklikler yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından olumsuz etkiler yarattığı belirtildi.
Reformlar sorunların özüne inmekten uzak
Cumhurbaşkanın siyasi parti liderliğinin devamı, yasama üzerinde yürütmenin kontrolünü arttırarak bu sorun alanlarını dolaylı olarak derinleştirdiği vurgulanan raporda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle beraber artan ve temel bir sorun alanı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çerçevesinde sorunun özüne inen reformlar yapılmadığının altı çizildi.
Rapora göre hakim ve savcı atamaları ve değişiklikleri, siyasilerin yargılama süreçlerine ve kararlarına söylem düzeyinde etkileri, gerek üst mahkemelerin gerekse uluslararası mahkemelerin kararlarının uygulanmaması, uzun tutukluluk süreleri gibi yargı alanında yaşanan temel sorunlar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle beraber derinleşti.
Raporda, “İncelenen dönemde, özellikle yargı erki içerisinde hukuk devletinin temel prensibi olan normlar hiyerarşisini bozan bazı kararların alındığı görülmektedir. Özellikle ceza yargılamalarında üst mahkemelerin verdikleri kararların tersi yönde kararlar alınmış ya da üst mahkeme kararlarının alt mahkemeler tarafından uygulanmadığı durumlar ortaya çıkmıştır.” denildi.
Yargıya güven azaldı
Uzun yargılama süreçleri ve tutukluluk süreleri, delil karartma, toplum baskısı ya da siyasi baskı sonucu değişen yargı kararları, kadına karşı şiddet ve kadın cinayeti davalarında iyi hal ve haksız tahrik gibi gerekçelerle sanık lehine verilen kararlar yargıda yaşanan siyasi etki, yetkinlik ve liyakat sorunlarının somutlaştığı alanlar olarak gösterilen raporda yargının temel bileşenlerinden olan savunmanın meslek kuruluşu olan barolara ilişkin düzenleme, her ne kadar barolar içerisinde çoğulcu bir yapı oluşturmak amacıyla yapılsa da, barolar tarafından yoğun tepkiyle karşılaştığına dikkat çekildi.
Öte yandan yargı alanında avukatların dosyalara ve belgelere ulaşamama gibi daha yaşamsal sorun alanlarına yönelik herhangi bir düzenleme yapılmadığı vurgulandı.
Yargı alanına ilişkin raporda tespit edilen sorunlar vatandaşların yargı sistemine olan güvenini azalttığı yargıya güvendeki bu azalış, vatandaşların siyasi parti tercihlerinden görece bağımsız olduğu belirtildi.
Denge ve denetleme sisteminin kurulması şart
Raporun öneriler kısmında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle beraber yargı alanında yaşanan sorunların temelinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının bulunduğuna vurgu yapılırken kuvvetler ayrılığının tam olarak hayata geçirilebilmesi için demokratik bir denge ve denetleme sisteminin gerekliliğinin altı çizildi.
Dört başlık altında sunulan önerilerden öne çıkan maddeler şunlar oldu:
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı
- Yüksek yargı organlarına atama usulleri, kuvvetler ayrılığı çerçevesinde, Avrupa Hakimleri Danışma Kurulu (CCJE), Venedik Komisyonu gibi kurumların raporları ve bu konudaki evrensel ilkeler doğrultusunda, tüm paydaşların katılımıyla yeniden düzenlenmelidir.
- HSK’nın oluşumunda Cumhurbaşkanı’nın ağırlıklı atama yetkisi, tüm paydaşların katılacağı bir anayasal reform süreciyle yeniden düzenlenmelidir.
- Türkiye’deki aşırı disiplinli ve kişiselleşmiş siyasi parti yapıları göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı’nın yürütmenin başı ve parti lideri statüleri, yürütmenin yasama üzerinden de yargı alanına yoğun etkisini ortaya çıkarmaktadır. Kurulda Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısının doğal üyeliği de yeniden düzenlenmelidir.
- Yüksek yargı atamalarında meclis onayı, şeffaflık ve mecliste dinleme usulü hayata geçirilmelidir.
- Hakimlik teminatlarına uygulamada etkinlik kazandırılmalıdır.
Yargıda liyakat ve yetkinlik
- Yargıda liyakat ve etkinliğin arttırılması için mevcut HSK yapısının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güvence alacak şekilde gözden geçirilmesi ve hukuk eğitiminin etkinleştirilmesi gerekmektedir.
- Temel eğitimde evrensel hukuk normlarının, ilköğretimden başlayarak verilmesi, hukuk fakültelerinin kalitesinin iyileştirilmesi, hukuk fakültelerine girişte farklı kriterlerin kullanılması, yargıda liyakat sorununun çözümü yönünde olumlu bir adım olacaktır.
- Her ne kadar hakimlere coğrafi teminat sağlanması önemli bir olumlu adım olsa da, kürsü teminatının da sağlanması gerekmektedir.
Temel hak ve özgürlükler: Adil yargılanma, uzun tutukluluk süreleri, etkin savunma
- Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin hakim ve savcıların anayasa yargısı ve uluslararası insan hakkı hukukuna ilişkin içtihatlara ilişkin bilgilerinin etkin eğitimler yoluyla verilmesi;
- Hakim ve savcıların haksız uzun tutukluluk sürelerinin yarattığı hak kayıplarının sorumluluğunu paylaşmaları.
- Yargı alanında temel bir sorun alanı olarak artarak devam etmiş olan yargı bağımsızlığının sağlanamaması durumunda uzun tutukluluk problemini çözüme kavuşturmada yukarıdaki önerilerin yetersiz kalması muhtemeldir.
- Adil yargılanma kapsamında yargılama süreçlerinin savunma haklarına saygılı ve savunma ve iddia makamlarının eşitliğini güvence altına alan yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle avukatların dava dosyalarına ve belgelerine erişimleri kolaylaştırılmalıdır.
Yargıya güven
- Yargıya güven seviyesindeki düşüş, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla, yargıda liyakat ve etkinlikle ve temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla yakından ilişkilidir ve bu alanlardaki sorunların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, yukarıda sıralanan öneriler toplumda yargıya güvenin yeniden tesisi için yaşamsal öneme sahiptirler.
Denge ve Denetleme Ağı, 300’e yakın sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu bir ‘Denetleme” sistemidir. Amaç ülkenin demokrasi ve hukukun üstünlüğü sisteminin aksamalarıyla ilgili denetleme yapıp, rapor halinde kamuoyu ile paylaşmak.
Levent Evkuran