23 Kasım 2024 Cumartesi
TV’lerin tercih programları “örtülü” üniversite reklamı – Faruk Bildirici yazdı

TV’lerin tercih programları “örtülü” üniversite reklamı – Faruk Bildirici yazdı

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, TV’lerin tercih programlarının “örtülü” üniversite reklamına dönüştüğünü, dört haber kanalındaki programlarda devlet üniversitelerinin yok sayıldığını belirterek, “Özel üniversitelerden bazıları ekranlara çıkarılıp tanıtılıyor; gençler yanıltılıyor. Bu yasal da değil etik de…” diyor.

Bildirici’nin yazısı şöyle:

Üniversiteye girecek gençlerin tercih dönemi geldi yine.  Her yıl olduğu gibi bu yıl da gazeteler, televizyonlar, internet siteleri, sosyal medya ve hatta bilboardlar özel üniversite reklamlarıyla kaplı…

    Dikkat ederseniz reklamlarda daha çok üniversitelerin kampüsünden, olanaklarından, eğitim yöntemi gibi özelliklerinden söz ediliyor. Üniversitenin akademik düzeyi ile bilimsel başarılarıyla övünen reklam yok. Reklamlarda tam bir öğrenci kapma yarışı söz konusu.

  Girişimcilik ve yetkinlik konularında çalışmalar yürüten Prof.Dr. Erhan Erkut, 2017’deki bir araştırmada gazetelere en çok reklam veren ilk dokuz özel üniversitenin URAP akademik başarı sıralamasında hayli gerilerde olduğunu saptamıştı. En çok reklam verenlerden Çağ Üniversitesi akademik başarı sıralamasında 115., İstanbul Aydın Üniversitesi 113., Yaşar Üniversitesi 73., Yeditepe Üniversitesi 42. Beykent Üniversitesi 121., İzmir Ekonomi Üniversitesi 72., Doğuş Üniversitesi 59.sıradaydı.  En çok reklam verenler arasında birinci olan Nişantaşı Üniversitesi ile ikinci olan İstanbul Medipol Üniversitesi yeni kuruldukları için akademik başarı sıralamasına dahil edilmemişlerdi.

    Akademik sıralamada önlerde yer alan, bilimsel başarıları ve mezunlarının işe yerleşme oranlarıyla tanınan özel üniversiteler ile devlet üniversiteleri ise bu reklam yarışına girmiyor. Sadece 2011 yılında ODTÜ, ünlü mezunlarının yer aldığı kısa bir reklam filmi çekmiş, o da hayli tartışma yaratmıştı. O günden sonra devlet üniversitelerinden yasal bir engel olmamasına rağmen reklam atağı gelmedi.

   Özel üniversitelerin reklam kampanyaları ise yıllar içinde o kadar çok büyüdü ki, bazı üniversiteler bütçelerinin büyük bölümünü reklam ve tanıtıma ayırır oldu. YÖK’ün Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2019 raporuna göre, bu üniversiteler öz kaynaklarından araştırmaya 41 milyon lira, reklam-tanıtıma 219 milyon lira ayırdılar. Bunun sonucu olarak YÖK, “vakıf üniversitelerinin toplam öğrenci gelirinin en az yüzde 1’i kadar araştırma-geliştirme bütçesi olmasına, reklam-tanıtım giderlerinin de öğrenci gelirlerinin yüzde 1’ini aşmamasına karar verdi.

      Tabii bu üniversiteler resmen vakıf üniversitesi statüsünde olsalar da aslında özel üniversite hepsi, YÖK raporlarında “vakıf üniversitesi” olarak anılmasının nedeni bu.

  Sadece özel üniversiteler çağrılıyor

  YÖK’ün reklam-tanıtım bütçesini sınırlandırma kararının özel üniversiteleri ne kadar etkilediği ve bu sınırlamaya ne kadar uydukları ayrı bir araştırma konusu.

   Medya ombudsmanı olarak benim dikkatimi çeken, özel üniversitelerinin örtülü reklamları. Gün geçmiyor ki, bilumum medya mecralarında bazı özel üniversiteleri tanıtan, olumlu özelliklerini öne çıkaran yayınlar yapılmasın. Gazetelerde haber görünümlü tanıtımlar ve yazılardan geçilmiyor.  Sosyal medya ve bütün dijital mecralar da öyle…

   Bir de haber kanallarında yayımlanan “tercih” programları var ki, çoğu tercih döneminin başlamasıyla birlikte yayına sokuldular, 14 Ağustos’ta tercih süresinin bitmesiyle birlikte sona erecekler.

    Dikkatimi çekti, NTV’de Sadık Gültekin’in sunduğu “Doğru Tercih”, Cnn Türk’te Serra Taşkıran’ın sunduğu “Tercih Zamanı”, Habertürk’te Görkem İldaş’ın sunduğu “Yolun Başındayken”, Glabol Tv’de Alev Nallar Emiroğlu’nun sunduğu “Akıllı Tercih” programlarının bazı bölümlerini izledim. Tercih programlarının tümünün ortak özelliği, üniversitelerin rektör, dekan gibi yöneticilerini ağırlayarak, onlara üniversitelerini tanıtma imkânı vermeleri. İlginçtir, konuklarının hemen tamamı özel üniversitelerin yöneticileri.

    Son programlarını hızla taradım, sadece CNN Türk’teki “Tercih Zamanı” programında bir iki devlet üniversitesi rektörünü gördüm. Diğerlerinde hep özel üniversitelerinin tanıtımı yapılıyordu. Hatta bazı özel üniversite yöneticileri birer gün arayla değişik kanalların ekranında görünmüştü. Örneğin Biruni Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Adnan Yüksel, 6 Ağustos’ta NTV, 7 Ağustos’ta ise Habertürk’teki  tercih programına katılmıştı.

      Programa davetin kriterleri yok

     Gördüğüm kadarıyla, tercih programlarında tanıtılan üniversitelerin seçiminde objektif bir kriter uygulanmıyor. Programlarda konuşan rektör ve dekanları izlerken Türkiye’deki 131 devlet, 75 vakıf üniversitesi arasından neden o üniversitenin yöneticisinin programa davet edildiği anlaşılamıyor.  Devlet üniversitelerinin yöneticilerinin bu programlara davet edilmemesinin de yayıncılık açısından bir açıklaması olması gerek.

     Programlarda tanıtılan üniversitelerin akademik başarı sıralamalarından, bilimsel alandaki başarılarından, öğrenci memnuniyet düzeyi ve mezunlarının iş bulma oranlarından söz etmiyorum bile…

    Böyle olunca da bu programlarda tanıtımı yapılacak özel üniversitelerin, özel sponsorluk anlaşmaları ya da ücret karşılığı seçildiği izlenimi uyanıyor. Yine de yanılmış olma ihtimalimi gözeterek, bu programların sunucularına e-posta yoluyla şu soruları gönderdim:

   1-   “Doğru Tercih” programına davet edeceğiniz üniversite yöneticilerini hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

  2- Programa neden hep özel üniversitelerin rektör ve dekanlarını çağırıyorsunuz?

  3-  Programa katılan üniversite yöneticilerinden ücret alınıyor mu? Ya da programa sponsor olmaları isteniyor mu?

   Program sunucularının sorularımı yanıtlayarak, tanıtımı yapılan üniversiteleri nasıl belirlediklerini ve konuk etme karşılığında para alınıp alınmadığını açıklığa kavuşturmalarını beklerdim. Ama maalesef sorularıma yanıt alamadım.

  Üniversiteler arasında ayrım yapılıyor

  Tercih programlarının reyting ve gelir elde etme gibi kaygılardan uzak tutulması, gençlerin doğru bilgilendirilmesinin esas alınması gerekir. Ancak bu programlarda bilgilendirme değil nasıl seçildiği belli olmayan özel üniversitelerin tanıtımı yapılıyor. Bu programların yanlışlarını şöyle sıralayabilirim:

  • Devlet üniversiteleri ile özel üniversiteler arasında ayrım yapılıyor. Özel üniversitelerin neredeyse on katı öğrencinin yerleştiği devlet üniversiteleri yok sayılıyor.
  • Programa davet edilen üniversiteler objektif kriterlerle belirlenmiyor. Bu üniversitelerin belirlenme kriterleri şeffaf da değil.  Adil ve dengeli yayıncılık yapılmıyor.
  • Davet edilen özel üniversitelerin yöneticileri üniversitelerinin tanıtımını yaparken bu bilgilerin doğruluğu yanlışlığı hiç sorgulanmıyor. O üniversitelerin olumlu yanları aktarılırken olumsuzlukları, eksiklikleri üzerinde durulmuyor.
  • Özel üniversiteler arasında da ayrım yapılıyor. Radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili 6112 sayılı yasanın 8. maddesindeki “Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak” ilkesine aykırı davranılıyor.
  • Yaşamlarının en önemli yol ayrımlarından birinde olan gençlerin doğru karar verebilmelerini sağlayacak nesnel verilerin aktarılması öncelikli hedef olarak gözetilmiyor.

     Kısaca söylemek gerekirse, tercih programlarında özel üniversitelerin örtülü reklamlarının yapıldığı aşikâr. Üniversiteye girecek gençlerin karar aşamasında uzman görüşüne olan ihtiyaçları ticari amaçlarla kötüye kullanılıyor. Tercih programları, yerel televizyonların seçim sürecinde belirli adaylar için düzenlediği özel programları çağrıştırıyor.

CNNTürk’ten yanıt geldi

“TV’lerin tercih programlarında örtülü üniversite reklamı” başlıklı yazımı hazırlarken, haber kanallarında bu programları hazırlayanlara üç soru göndermiştim. CNN Türk’te “Tercih Zamanı” adlı programı hazırlayan Serra Taşkıran’dan yanıt, yazım yayımladıktan sonra  geldi. Taşkıran’a yönelttiğim sorular ve yanıtları aynen şöyle:

     – “Programa davet edeceğiniz üniversite yöneticilerini hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

        Taşkıran- Programa katılmak isteyen tüm okullara açığız.

     – Programa neden hep özel üniversite rektör ve dekanlarını çağırıyorsunuz?

    Taşkıran- Tercih Zamanı’nda bugüne kadar altmışa yakın üniversite ağırladık hala daha çekimler devam ediyor, bu okulların büyük bir çoğunluğu Anadolu’daki devlet okullarıydı.

     Biz Cnn Türk ile bu programı yaparken eğitim programlarının yetersizliğinden yola çıktık ve tercih dönemiyle başlayıp önümüzdeki süreçte farklı formatlarla devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bu bağlamda eğitimcilerden de olumlu geribildirim alıyoruz ve destekleniyoruz.

– Programa katılan üniversite yöneticilerinden ücret alınıyor mu? Ya da sponsor olmaları isteniyor mu?

     Taşkıran- Ücret konusunda dış yapım olduğumuz için şehir dışı işlerinde prodüksiyonu karşılayacak bir ücret talep ediyoruz. Diğer programların kazandığı miktarları kesinlikle almıyoruz zaten belirttiğim gibi çoğu devlet üniversitesi, gelemeyenler için biz şehir dışına Van’a, Ardahan’a, Ankara’ya ve diğer şehirlere gidiyoruz ve çoğu üniversitenin konuk evinde konaklıyoruz. Ev sahiplikleri için onlara minnettarız. Onun haricinde herhangi bir sponsorluk hiçbir zaman talep etmiyoruz.

 CNN Türk’te olduğu gibi üniversite tercih programlarının düzenlendiği NTV, Habertürk ve Global TV’den ise sorularıma yanıt gelmedi.