21 Kasım 2024 Perşembe
Babacan: Ülkenin itibarı, ekonomi mahvolmuş durumda

Babacan: Ülkenin itibarı, ekonomi mahvolmuş durumda

Babacan, ana akım medyanın partisini yok saydığını ifade ederken haber değeri çok yüksek etkinliklerinin bazı medya kuruluşlarında yer almadığını savundu.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi durumuna ilişkin olarak değerlendirmede bulundu.

Babacan, “Ülkenin itibarı mahvolmuş durumda, ekonomi mahvolmuş durumda. Bunun sebebi işini bilen insan sayısı çok çok azaldı ve aynı zamanda kararların dar bir çevrede bir aile içinde ya da tek bir kişinin alması” dedi.

“Ne zaman ki Cumhurbaşkanlığı forsu ile bir parti logosu yan yana konuldu o gün bugündür dikiş tutmuyor ülke” ifadelerini kullanan Babacan, “Mevcut anayasanın hükümlerine aykırı bu. Anayasada Cumhurbaşkanlığı tarafsızdır diyor. Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini ediyor. Bir partinin genel başkanı olan ve karşı tarafı düşman gören ve bunu her gün çıkıp söyleyen birinden tarafsızlığa uymasını nasıl bekleyeceğiz?” diye konuştu.

Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de Bayram Sohbetleri programında gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.

Ana akım medyanın partisini yok saydığını ifade eden Babacan, “Bizim şu anda sosyal medyada yaptığımız en ufak bir etkinlik sosyal medyada ciddi izlenirken, takip edilirken, haber değeri çok yüksek şeyler olurken ana akım medya bunu görmüyor” dedi.

“O dönemle bu dönem çok benziyor”

Toplumsal sorumluluk gereği siyasete başladığını belirten Babacan, “Ülkenin durumu çok kötüydü, ekonomik kriz yaşanıyordu. Ben o zaman iş dünyasındaydım ve rasyonel ekonomi ve finans perspektifinin devlet yönetimine yansıması gerektiğini bana söylediler. Öyle ikna ettiler beni, o sorumluluk gereği siyasete girdim. Yakın çevremden çok tepki aldım. ‘Siyaset karışıktır, kirlidir. Senin ne işin var orada?’ diye. Ülke için bir mecburiyet bildim açıkçası, iyi de oldu. İyi ki yapmışım diyorum” ifadelerini kullandı.

Babacan şöyle devam etti: “2002-2004 yılları arasında Türkiye’nin çehresi çok hızlı şekilde değişti. İki yılda enflasyon tek haneye indirdik. Düşünün ki 34 yıl boyunca çift hane ya da üç haneli enflasyon var ülkede para sürekli değer kaybediyor, en küçük para birimimiz 1 milyon TL’idi. Sıfırları sayıyordu insanlar. O dönemden alıp paradan altı sıfırı atmak, enflasyonu tek haneye indirmek, refah seviyesini çok hızlı bir şekilde yükseltmek büyük bir tatmin duygusu verdi. Sanki ülkeme olan borcumu önemli bir ölçüde ödedim hissi güzel bir his. Bugün de aynı şekilde hissediyorum doğrusu. Bugünde de ülkenin şartları çok kötü, ekonomik krizin tam ortasındayız. Yine özgürlükler sınırlandırılmış durumda, insanlar rahat konuşamıyorlar. Bir korku iklimi var, içinde bulunduğumuz coğrafya karışık ve Türkiye’nin o coğrafyayı düzeltmek için en ufak bir katkısı yok. Yine aynı hissiyatla, bu ülke için bir şeyler yapma hissiyatı ile bu siyasi partiyi kurduk. Yeniden Türkiye’yi ayağa kaldırabilmek için yeniden Türkiye için yeni bir şeyler yapabilmek için. Ekibimizle birlikte yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”

“Her şeyi göze aldım”

Yakın çevresinden uyarılar geldiğini ve “Karşınızda koskoca devlet gücü var” dediklerini söyleyen Babacan, “Niyetimiz iyi olduğu ve geçmişimiz tertemiz olduğu için, korkacak bir şeyimiz olmadığı için her şeyi göze aldım. Ülke bu durumdayken bir şeyler yapmamaya içimiz el vermedi” diye konuştu.

“İçinde olduğum yapının içten düzeltmenin mücadelesini verdim” 

“13 yıllık bakanlık döneminde benim toplum önümde yaptığım konuşmalar, TV programları… O günlere dönün bakın bugün dönüp yine altına imza atabilirim. Fakat düşündüğüm her şeyi toplum önünde konuşmadım, çünkü bir yapının içindesiniz mümkün olduğunca o yapıyı korumak ve içinden düzeltmenin mücadelesini vermeye çalıştım ben” diyen Babacan, “İçerde yaşanılan fikir ayrılıklarını dışarıya yansıtmamaya çalıştım. Ciddi çatışmaları dışarıya yansıtmadım. Bakanlığın bitiş zamanında bu görüş ayrılıkları o kadar büyüdü ki basına da yansıdı. Konuştuğum her şey inandığım şeyler oldu” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin kendi eli ile inşa ettiğini kendi eli ile yıktığını iddia eden Babacan şöyle devam etti: “Ülkem adına çok üzülüyorum. Kendim adına da üzülüyorum çünkü yılların emeği var. AK Parti kendi eli ile inşa ettiğini, kendi eli ile yıkıyor. O kadar inşa edilmiş başarıyı tekrar kendi elleri ile teker teker maalesef mahvediyorlar. Ülkenin itibarı mahvolmuş durumda, ekonomi mahvolmuş durumda. Bunun olmasında iki önemli sebep görüyorum. Birincisi insan kalitesi, işini bilen insan sayısı çok çok azaldı ve aynı zamanda kararların dar bir çevrede bir aile içinde ya da tek bir kişinin alması. İki tane önemli teşhis var burda. Biz tedavi için uğraştık ama olmadı, o bünyede tedaviyi imkansız gördüğümüz için yeni bir siyasi parti başlattık”.