21 Kasım 2024 Perşembe
Tartışmalı ‘Sosyal Medya’ yasası…

Tartışmalı ‘Sosyal Medya’ yasası…

Türk Ceza Kanunu’na “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ekleyen ve bu suça hapis cezası öngören 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, TBMM Adalet Komisyonu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak da adlandırılan kanun teklifi ilk olarak geçen yıl yaşanan orman ve sel felaketlerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle gündeme gelmişti. Erdoğan, orman yangınları ile sel baskınları süreciyle ilgili yaptığı bir konuşmada “Biz sadece yangınlarla savaşmıyoruz. Muhalefet yalan terörü estiriyor” diyerek AKP grubuna bu konuda bir yasa hazırlanması talimatını vermişti. Bu sürecin ardından AKP ve MHP milletvekilleri birlikte hazırladıkları 40 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu. Teklif, Adalet Komisyonu’nda da iki gün süren görüşmelerin ardından kabul edildi.

Tartışmalı maddeler

Teklifin en çok tartışılan maddesi ise internet medyası ile sosyal medyadaki paylaşımlara yönelik hapis cezası öngören madde oldu. Teklifin 29’uncu maddesine göre “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma” gibi gerekçelerle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayan” kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Failin, suçu kimliğini gizleyerek ya da bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde ceza yarı oranında artırılacak.

Yargıtay üyesi “belirlilik” ilkesine dikkat çekti

Teklifin komisyondaki görüşmeleri sırasında Yargıtay 8’inci Dairesi Üyesi İhsan Baştürk’ün itirazları dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce verdiği iptal kararlarında “belirlilik” ilkesine dikkat çektiğini hatırlatan Baştürk, söz konusu maddede yer alan kavramların “belirlilik” ilkesine uymayacağını söyledi. “Ülkenin iç ve dış güvenliği” ile “kamu barışını bozma” kavramlarının uygulamada sorun yaratacağını kaydeden Baştürk, teklifte yer alan “alenen yayma” ifadesinin de aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Siber hukuk uzmanı Yaman Akdeniz de sosyal medya hesabından düzenlemeye tepki gösterdi. Teklifin, yasalaşmasının hemen ardından “AKP’nin 2023 seçimleri öncesindeki en önemli silahlarından birine” dönüşeceğini savunan Akdeniz, “Korku iklimini oluşturacak. Bunu yazdığım için bile soruşturulabilirim artık. Bunu fark etmek için hukukçu olmaya da gerek yok” ifadesini kullandı. Akdeniz, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu, siyasi nitelikli haber ve içerikleri hedef alacak, ‘endişe duyan’ duyarlı vatandaşların suç duyuruları ile binlerce kişi soruşturulacak, bunlar ‘kamu barışını bozmaya elverişli’ olmasa dahi, aylarca soruşturmalar devam edecek” dedi.

Teklifte neler değişti, hangi düzenlemeleri içeriyor?

Komisyondaki görüşmeler sırasında muhalefet ve basın meslek örgütlerinin itirazları üzerine bazı maddelerde değişikliğe de gidildi.

Teklifin ilk halinde süreli yayınlarda beyanname verilmesi için İstanbul Asliye Ceza Mahkemeleri görevlendirilmişti. Bu madde, iş yükünün genele yayılması için çıkarıldı.

İnternet haber sitelerinde bir hafta yayınlanması öngörülen tekzip süresi de 24 saate düşürüldü.

Yabancı medya mensuplarının basın kartı alabilmesi için öngörülen “Türkiye’de çalışma izni” de Uluslararası İşgücü Kanunu olarak değiştirildi.

Basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda bulunulması halinde basın kartının iptalinde İletişim Başkanlığına yetki verilmesinden vazgeçilerek bu yetki komisyona verildi.

Basınla ilgili faaliyet göstermeleri şartıyla sendikaların yanı sıra kamu yararına faaliyette bulunduğu cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilen dernek ve vakıfların yöneticilerine basın kartı verilebilmesini öngören maddeden de “cumhurbaşkanı kararı” ifadesi çıkartıldı.

Teklifle internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınacak. Bu sitelerde çalışanlar basın kartı alabilecek. Basın kartı başvurusu, İletişim Başkanlığı’na yapılacak. Basın kartı, resmi nitelikte bir kimlik belgesi olarak kabul edilecek.

Kimler basın kartı alabilecek?

Basın kartı alabilecek kişiler ise teklifte şöyle sıralandı:

“Türkiye’de faaliyet gösteren medya kuruluşlarının Türk vatandaşı medya mensupları, süreli yayınların sahipleri veya tüzel kişi temsilcileri ile radyo ve televizyonların yönetim kurulu başkanları, medya kuruluşları adına hareket eden ve görev alanı Türkiye’yi kapsayan yabancı medya mensupları ile görev alanı Türkiye’yi kapsamamakla beraber geçici bir süreyle Türkiye’ye haber amaçlı gelen yabancı medya mensupları, yurt dışında yayın yapan medya kuruluşlarının, Türk vatandaşı sahipleri ve çalışanları, yurt dışında serbest gazetecilik yapan Türk vatandaşı medya mensupları, medya alanında hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeli, medya alanında faaliyet göstermeleri şartıyla, sendikalar ile kamu yararına faaliyette bulunduğu tespit edilen dernek ve vakıfların yöneticileri.”

Basın Kartı Komisyonu, 9 üyeden oluşacak. Komisyonda, İletişim Başkanlığı’nı temsilen iki üyenin yanı sıra işçi sendikası şeklinde faaliyet gösteren sendikalardan basın kartı sahibi üyesi en fazla olan sendika tarafından belirlenecek bir üye ile iletişim fakültesi dekanları veya basın kartı sahibi gazeteciler arasından başkanlıkça belirlenecek bir üye de yer alacak. Üyelerin görev süresi iki yıl olacak.

BTK’ya bant daraltma yetkisi

Teklifle Bilgi Teknolojileri Kurumu’na (BTK) da geniş yetkiler tanınıyor. Buna göre BTK, sosyal ağ sağlayıcılarının içerikten çıkarılma ya da erişimin engellenmesi kararlarını yerine getirmemesi halinde yüzde 90’a kadar bant daraltma yetkisini kullanabilecek. Teklifle, kanuna “Şebekeler üstü hizmet” ve “Şebekeler üstü hizmet sağlayıcı” tanımları da eklenecek. Bu tanımla anlık mesajlaşma uygulamaları da sosyal medya platformları gibi düzenlenebilecek ve BTK bu platformlardan bilgi talebinde bulunabilecek.