Kamuoyu etrafında da bir savaş kopuyor. AB, Rusya’nın Batı’da propaganda yapmasını önlemek için Rus devlet medyası RT ve Sputnik’in yayınlarını engellemeyi planlıyor. Kremlin ise Rusya’daki hükümete muhalif kanalları yasaklıyor ve yasaları katılaştırıyor. Doğu ve Batı medyası, sansürün kapsamına bakmaksızın ifade özgürlüğünü savunuyor.
Özgürlük isteyen yalanlara katlanacak
Çekya, nefret söylemi yaydığı iddiasıyla çok sayıda Rusya yanlısı internet platformunu kapattı. Deník bunun yanlış bir karar olduğu kanısında:
“Putin yanlısı görüşler ve yalan haberler güvenliğimizi tehdit eder mi? Hayır. Halkın büyük bir çoğunluğu Ukrayna’ya yönelik saldırıyı onaylamıyor. İnsanlar yığınlar halinde yardıma koşuyor. Birkaç trol bu durumu değiştirebilir mi? … Saldırganlığı onaylamak cezayı gerektiren bir suçtur. Ancak bu, bunun gerçekleştirilebileceği platformları susturmak doğrudur anlamına gelmez. İfade özgürlüğü demokrasinin en büyük kıymetlerinden biri. … Özgürlük istiyorsak eğer, yalanlara da katlanmak zorundayız. Sadece onlara inanmayalım yeter.”
Tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir tabu yıkımı
Alman Cicero’ya göre Rus devlet medyasının AB’de yasaklanması temelde yanlış bir adım:
“Çünkü böyle bir yasak, basın ve ifade özgürlüğü ilkesine açıkça aykırıdır ve daha da ötesi, kendi coğrafyamızdaki düşünsel çoğulculuk bakımından önemli sonuçlar doğurabilecek bir tabu yıkımına yol açacaktır. … Kamuoyunu kontrol etmek adına bir kez sansür uygularsanız -ne kadar saygın gerekçelerle yapılırsa yapılsın- muhtemelen er ya da geç tekrar yaparsınız. Bir sonraki ya da belki ondan sonraki sefer bu yalnızca kusursuz propaganda medyasını değil, kamusal tartışmalarda salt fikir olsalar dahi iktidardakiler tarafından ‘gerçek’ ilan edilen belirli anlatıları kabul etmeyen medyayı da etkileyebilir.”
Danimarka gazetesinde Rusça çağrı
Danimarka gazetesi Politiken, Rusça kaleme alınan başyazısıyla Rus halkına birinci sayfadan şöyle sesleniyor:
“Rusya’yı izole eden ve yoksullaştıran yaptırımlar hayatınızı zorlaştıracak. Amaç Rusları vurmak değil, aksine Ukrayna’ya ve halkına yardım etmek. Batı’nın açtığı eller Doğu’ya uzandığı gibi Rusya’ya da uzanıyor. Başkan Putin’in kanlı saldırılarına hayır diyoruz. Rusya’ya, Putin’i ve onun cani ve despot otokrasisini hak etmeyen Ruslara evet diyoruz. Her şeyden önce de bir Danimarka gazetesi olarak, başkanınızın Ukrayna’yı ve Avrupa’nın geri kalanını içine soktuğu rezil savaşa dair gerçek ve dürüst haberler yapılmasına evet diyoruz.”
Sansür uygulamak yerine yalan haberleri çürütün
Radio Echo Moskwy ve TV Doschd gibi Kremlin muhalifi kanalların Rusya’da yayın yapmasına artık izin verilmiyor. Bir yasaya göre “silahlı kuvvetlerin amaçlarını, rolünü ve görevini çarpıtmak” artık cezayı gerektiriyor. Muhalif politikacı Boris Wischnewski Nowaja Gaseta’da sansürü eleştiriyor:
“‘Yalan habere’ karşı savaşanlara şunu demeli: Ne görürseniz ifşa edin. ‘Özel operasyonda’ olup bitenlerle ilgili gerçeği kimin, nasıl çarpıttığını bütün dünyaya gösterin. Elinizdeki olguları ve doğrulanabilir kanıtları kullanın. Rus devletinin [Donbass meselesinde] ‘çarmıha gerilmiş oğlanlar’ ve [MH-17’nin düşürülmesinin suçlusu olarak] ‘Ukrayna’ya ait savaş uçağı’ gibi propaganda masallarını ifşa eden çok sayıda Rus ve Batı medyasının yaptığını yapın. Ama iş yasaklamaya gelirse – bunu yapmaya hakkınız yok.”