21 Kasım 2024 Perşembe
Esra Erol, genç kızın stüdyodan çıkmasını bile engellemiş – Faruk Bildirici

Esra Erol, genç kızın stüdyodan çıkmasını bile engellemiş – Faruk Bildirici

 Esra Erol, “Yayından alınan bir dakikalık görüntü üzerinden fikir yürütülmesi gerçekleri çarpıtıyor” demeseydi ATV’de yayımlanan o programı izlemeyecektim.  Zira 18 yaşındaki bir genç kızı, sırf kamera önüne çıkmak istemediği için bağırarak azarladığı o kısa görüntü yeterince fikir veriyordu.

    Esra Erol öyle büyük bir özgüvenle kendisini savununca izledim 27 Ocak’ta yayımlanan programın kaydını.  Doğrusu içim ezildi izlerken, zor dayandım sonuna kadar…

   Bir insan, hüngür hüngür ağlayan üç insanı bir yandan azarlayıp bir yandan insan ilişkileri üzerine ahkam keserek programı sürdürebilir mi? Hem de 40 dakika boyunca…

    Stüdyonun bir yanında kızlarına kavuşmak için yanıp tutuşan bir anne baba ve büyük kızları. Öbür yanda perdeli bir bölümde evden kaçıp 40 yaşlarında evli ve iki çocuklu bir erkekle beraber olmuş Elif adlı genç kız. Stüdyoya gönüllü olarak gelmediği de belli. Başını eğmiş, elleriyle yüzünü kapatıyordu.

    Esra Erol, konuşmak üzere yanına geldiğinde de yüzünü göstermek istemediğini söylüyordu. Israrla “Gelmeyeceğim, yüzümü göstermeyin” diyordu ağlayarak. Ama kameralar bu anları da izleyiciye aktarıyor; istemese de bir ara yüzü de görünüyordu ekranda. Esra Erol önce ikna etmeye çalışıyor, başaramayınca da bir hışımla kalkıyor, bağırmaya başlıyordu:

   “Çekmeyin şunu. Aynı isyanı bedenini korumak için de göster! Kendine bunu mu layık görüyorsun? Bu tepkileri size zarar veren insanlara kullanın. Bu kadar olmaz ya. Cinnet geçireceğim ya!”

    Aslında Esra Erol’un bu kadar sinirlenmesinin nedeni Elif’in onun programında aktör olmayı reddetmesi. Programın senaryosunun bozulmasına izin vermek istemediği belliydi. Onun için de yerine döndükten sonra bile yüksek perdeden “çirkin ilişkiler” diye konuşmayı sürdürdü. Hatta kendini tutamayıp yayımlanamayacak kadar ağır sözler de söylemiş olacak ki, bazı cümleleri sessizleştirilmiş, ekrana yansıtılmamıştı.

     Bu sırada stüdyoda Elif’in annesi ve ablası ağlıyor; babası mosmor olmuş bir yüzle oturuyordu. Sonunda dayanamadı annesi yanına gitti, sarıldı kızına. İkisi birden ağlaşırken Elif, “Eve gitmek istiyorum” dedi. Esra Erol, “Eve götüreceğiz demeyin” diye uyardı anneyi!

      Elif- Anne ne olur çıkalım, eve geleceğim.

      Anne- Bak biz senin için buralara geldik.

      Elif- Anne ne olur çıkalım buradan…

      Esra Erol- Çıkarın dışarı…

      Fakat ne olduysa, Esra Erol, sanki az önce “Çıkarın dışarı” diyen kendisi değilmiş gibi Elif’in stüdyodan ayrılmasına izin vermedi. Annesi, ablası ve Elif birbirine sarılmış ağlarken konuşmayı sürdürdü.

    “Doktor kontrolünden geçsin”

     Anne ve abla, Esra Erol’un yanına döndükten sonra da fonda hâlâ Elif ve ablasının ağıtları duyuluyordu. Elif de aralıklarla “Çıkalım” diye sesleniyordu. Esra Erol anneye sordu:

       Esra Erol- Ne dedi size?

Anne- Eve gitmek istiyor.

Esra Erol- Eve dönecek misin Elif?

Elif- Eve gideceğim, çıkalım.

Abla- Bizi şimdi gönderseniz! Gidelim, üç kişi geldik dört dönmek istiyoruz.

Baba- Ama yine de doktor kontrolünden geçsin bu…

Esra Erol- Hastane kontrolü olsun.

Baba-Evet sağlık şeyine bi gidecek!

   Elif’in birlikte olduğu erkeğin eşi de aralıklı olarak birkaç kez stüdyoya gelip konuştu, içini döktü. Esra Erol da aileyi sorgulamayı yine üst perdeden sürdürdü. Bir ara Elif’in “Ben döncem aileme” dediğini duyunca da onun yanına gitti.

      Esra Erol- Dön ailene

      Elif- O yüzden geldim.

     Esra Erol- Kendine bu yaşananları yakıştırıyor musun? Sevgi güzel bir şey. Her ikinizin de eşit olması gerekiyor. Siz bu ilişkiyi yaşayacak denk değilsiniz. Ne yaş ne de idrak olarak…

    Elif- Ben annemlerle gitmek istiyorum.

Esra Erol- Çok sevindim bu karara

Elif- Gitcem… Ama şimdi gidelim ne olur?

Esra Erol- Hemen mi gitmek istiyorsun?

Elif- Evet, nolur…

Esra Erol- Sana herhangi bir vaatte bulundu mu?

Elif- Hayır, bana hiçbir vaatte bulunmadı Esra abla.

Esra Erol- Sana eşinden boşanacağını mı söyledi? Mutlu değillerdi, seninle mutluluğu buldu…

     Elif bir an önce çıkmak istiyor, Esra Erol da uzattıkça uzatıyordu sahneyi. Sonunda bir kez daha “Çıkabilir miyim Esra abla” dedi. Yine izin alamadı. “Yok çıkma ekip arkadaşlarım söyleyecek sana ne zaman çıkacağını” karşılığını verdi Esra Erol.

     Yerine dönüp ahlâk ve değerler üzerine nutuk atmaya devam etti dakikalar boyu. Sonra da aileye özgürlüklerini bahşetti; “Alabilirsiniz kızınızı.” O andan itibaren anne baba ve kızları birbirlerine sarılıp ağlamaya başladılar. Uzun süre ağıt sahnesi ekranda kaldı.

     En sonunda yine Esra Erol’un sesi duyuldu, “Alabilirler kızlarını”. Sonunda onlarla işi bitti ve özgür bıraktı aileyi…

   Yargıladı, hüküm verdi ve kullandı

   Her ne kadar Esra Erol, eleştirileri yanıtlarken “Toplumsal meselelere gözünüzü kaparsanız her şey yolunda sanırsınız” dese de programın bu aileye yardım yapmayı ya da toplumsal bir sorunu çözmeyi amaçlamadığı çok açık. Tamamen reyting amaçlı bir program bu…

    “Genç kızlara yardım” amaçlı bir program yapıyor olsa zor durumdaki bir genç kızı, kameralar önünde “Bedenini koruyamadın” diye rencide ve taciz etmezdi. Öyle olsa 18 yaşındaki genç kıza bağırıp çağırmazdı; arzusu hilâfına yüzünü ekranda göstermezdi, stüdyodan çıkmasını engellemezdi. Gözyaşları içindeki bir aileyi yaklaşık 40 dakika ekranda tutup insanlara onların dramını yansıtmaya çalışmazdı. Tabii gerçekte daha uzun olabilir, yayımlanan süre bu kadar.

    Esra Erol, programda ailenin özel alanını tarumar ediyor, ayaklarının altına alıp çiğniyor; ekranlardan milyonlarca insana aktarıyordu. Aile fertlerine üstten bakıyor, onları aşağılıyor; Elif’in yaşamıyla ilgili hüküm veriyor, yargılıyordu.

    Sanki hakkı varmış gibi istedikleri zaman stüdyodan çıkmalarını engelliyordu. Babanın kızının yanına gitme isteğine bile program sonuna kadar izin vermiyordu. Onun için aslolan program için öngördüğü senaryonun uygulanmasıydı. O insanlar, programı için uygun “malzemeler”di, o kadar.

     Programın en başında genç kız ekrana çıkmak istemediğini söylediğinde bıraksaydı, aile zaten kızlarını alıp evlerine gidecekti. O kadar süre onların gözyaşlarına aldırmadan ekranda tutmak Esra Erol’a reyting getirmiş olabilir ama -istememesine rağmen- ismi ve yüzü ekranlardan yayımlanan o genç kızın yaşamına olumlu etkilerde bulunmayacaktır.

     Hele bir de program boyunca “ahlâk”tan söz eden Esra Erol’un, babanın “Yine de doktor kontrolünden geçsin bu” sözlerine itiraz etmemesi, hatta destek vermesi var ki… Bu çağda bu yaklaşım insanın tüylerini diken diken ediyor…