“Erdoğan’ın yasa tasarılarını onaylattığı Prof. Dr. İzzet Özgenç’ten OHAL çıkışı” diye iktidarın OHAL planını dile getiriyormuş gibi yazıldı ama yanlıştı. Özgenç, artık Erdoğan’ın yakınında değil, Saadet Partili ve iktidarı eleştiren bir isim.
İki gündür, siyasi iktidarın ekonomik kriz nedeniyle olağanüstü hal ilan etme planları olup olmadığı tartışılıyor. Televizyonlardaki yorumcuların başlıca konularından biri bu mevzu…
Birgün gazetesi “Aklınızdan geçirmeyin”, Yeni Çağ da İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Ekonomide OHAL Türkiye’yi batırır” manşetiyle yayımlandı bugün.
Tamam da siyasi iktidarın olağanüstü hal ilan etmeye hazırlandığına dair bilginin kaynağı ne? İktidar mensuplarından böyle bir açıklama, değerlendirme mi geldi ya da böyle bir hazırlık olduğuna dair bir kulis bilgisi mi çıktı?
Bildiğim kadarıyla, şu ana kadar siyasi iktidar temsilcilerinden OHAL ilanı olduğu yolunda ne bir açıklama geldi ne de herhangi bir işaret. Peki, iktidarın OHAL ilan etme planı olduğuna dair tartışmaların kaynağı ne?
OHAL tartışmasının iki kaynağı
Birinci kaynak, Japonya merkezli yatırım bankası Nomura’nın Türkiye ile ilgili hazırladığı rapor. İkincisi de Prof.Dr. İzzet Özgenç’in Twitter’daki paylaşımı. OHAL hazırlıkları bu iki yayından sonra başladı.
Japon bankası Nomura’nın raporuyla ilgili haber ilk olarak 13 Aralık’ta saat 15.55’de Sözcü gazetesinin internet sayfasında yayımlandı. Emre Deveci imzasıyla yayımlanan habere göre, bankanın raporunda “AKP’nin 5 adımlı bir plan doğrultusunda hareket ettiği, anketlerde oyu artınca erken seçim çağrısı yapacağı” vurgulanıyordu. Bankanın raporundaki planın beşinci adımı olağanüstü hal ilan edilmesiydi. Sözcü’nün haberinden alıntı yapan internet siteleri, raporun bu tarafını başlıklara çektiler.
İktidarın OHAL hazırlığıyla ilgili yankı uyandıran asıl gelişme, Prof. Dr. İzzet Özgenç’in 13 Aralık günü saat 15.31’de yaptığı paylaşımdı. Japon bankasının raporuyla hemen aynı anlarda tedavüle çıkan bu paylaşımda Prof. Dr. Özgenç, şu görüşleri dile getiriyordu:
“Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, “AĞIR EKONOMİK BUNALIM” sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OLAĞANÜSTÜ HÂL ilânına (Any., m. 119), toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir.”
Ceza ve Ceza Muhakemesi öğretim üyesi, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Aslî Üyesi Prof. Dr. Özgenç, tamamen kişisel fikri olarak dile getiriyordu OHAL ilanı konusunda.
Ama onun bu paylaşımı o akşam internet sitelerinde “Erdoğan’ın yasa tasarılarını onaylattığı Prof. Dr. İzzet Özgenç’ten OHAL çıkışı” başlıklarıyla yayımlandı. Bu haberlerde Özgenç’in, ceza yasasının hazırlanmasına katkıda bulunduğu belirtiliyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’e bir kanun, bir yasa tasarısı getirilmeden önce mutlaka bakanlarına ‘Bunu İzzet Hoca gördü mü’ diye sorduğu” vurgulanıyordu.
Özgenç, Erdoğan’ın yakınında değil
Oysa Prof. Dr. Özgenç, 2004 yılında Türk Ceza Yasası hazırlıkları sırasında Erdoğan’ın yakınında olmuş ama sonra Saadet Partisi’ne girmiş bir isim. 2016 yılında SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun danışmanı olarak yönetimde de yer aldı. O dönemden sonra siyasi iktidarın hukuk uygulamalarını eleştiren açıklamalar yapmaktan da geri durmadı.
2018 yılında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) o dönem tutuklu bulunan Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında verdiği hak ihlali kararının yerel mahkemelerce uygulanmamasını eleştirdi. Daha sonra da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin CHP’nin o dönem tutuklu olan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki davanın dokunulmazlık nedeniyle durdurulması istemini reddetmesinin hukuken doğru olmadığını savundu. 2019’da da Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “kanun hükmünde kararname ile ihraç edilenlere mazbata verilmemesi” yönündeki kararına tepki göstererek, “YSK üyesi yüksek yargı mensuplarını hukuka geri dönmeye davet ediyorum” dedi.
Geçen yıl da Karar TV’de yaptığı söyleşide özetle “Sayın Cumhurbaşkanına isim isim ben hataları söylediğimde ‘sen yanlış söylüyorsun’ demedi. Ama hataların düzeltilmesi yönünde hiçbir mesafe alınamadı” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerinin sürdüğünü ifade etse de artık eskisi gibi yakın olmadığını ifade etmiş oldu.
Kısacası artık Özgenç, haberlerde yazıldığı gibi Erdoğan’ın yasalar hazırlanırken “Bunu İzzet Hoca gördü mü” diye sorduğu bir hukukçu olmaktan çıkmış. Gerçek Gündem’de yazıldığı gibi, “Bir zamanlar yakın çevresindeydi” demek daha doğru…
Saadet Partili olduğu yazılsaydı
Şimdi sormak gerekli, haberler “Erdoğan’ın yasa tasarılarını onaylattığı Prof. Dr. Özgenç” diye yazılmış olmasa, Özgenç’in OHAL hakkındaki paylaşımı bu kadar büyük yankı uyandırır mıydı?
Bence kesinlikle hayır. Haberlerde Prof. Dr. Özgenç’in OHAL için yazdıklarının Erdoğan’ın da fikri olabileceği izlenimi verilmemiş olsaydı bu kadar büyük haberler yapılmaz; tartışmalara kaynaklık etmezdi.
Hatta artık Saadet Partili olduğu haberlere konulmuş olsa daha da azalırdı yankısı. O zaman sadece bir ceza hukuku profesörünün fikri olarak sınırlı biçimde değerlendirilirdi yazdıkları. Zaten kendisi de sonraki paylaşımlarında kişisel görüşlerinin bu kadar büyük yankı uyandırmasına şaşkınlığını belli etti. Belli ki, yazdıklarının iktidarın planı olarak yorumlanacağını düşünememişti.
İktidar partisi sözcülerinden, İletişim Başkanlığı’ndan bu haberlere hızlı bir açıklama gelmemesi de OHAL tartışmalarının yayılmasında etkili oldu. Sadece AKP MKYK üyesi Şamil Tayyar’ın “Bir akademisyenin iddiası üzerinden başlatılan OHAL tartışması, kara propagandadır. AK Parti, OHAL ilanıyla seçimi erteletmek gibi bir yola asla tevessül etmez” paylaşımında bulunması yeterli olmadı. AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tan da bugün öğle saatlerinde gecikmeli olarak “Ekonomik OHAL iddiaları, saçma sapan bir iddiadır. Böyle bir şey söz konusu olmaz, düşünülemez. Hiç kimsenin aklından bu geçmesin” açıklaması geldi.
Özetlemek gerekirse, Prof. Dr. Özgenç’in, AKP’nin OHAL hazırlıkları yaptığı yorumlarına neden olan sosyal medya paylaşımıyla ilgili haberler eksik ve yanlış. Saadet Partili olmasına rağmen hâlâ Erdoğan’a yakın bir isimmiş gibi yapılan haberlerin acilen düzeltilmesi gerekli.
Nerede yayımlanmış olursa olsun bir haberi doğrulamadan aynen kopyalamanın yanlışı ne kadar büyütebileceğinin yeni bir örneği oldu Prof. Dr. Özgenç haberleri. Medya siyasi iktidara OHAL ilan edilmesi yetkisini hatırlattı. Demokrasimizin yeterince özgürlük sorunu yokmuş gibi…