Haber bilgi verir ama Demirören Haber Ajansı’nın “CHP lideri Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’da” başlıklı haberi bilgiyi gizliyordu. DHA’nın bu haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şanlıurfa’da adliye önünde 276 gündür oturma eylemi yapan Şenyaşar ailesi”ni ziyaret etmişti!

   Peki bu insanlar, neden bu kadar gündür adliye önünde “oturma eylemi” yapıyordu? Haberde bu soruya sadece şu cümleyle yanıt veriliyordu:

    “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa Adliyesi önünde eşi ve 2 oğlu silahlı kavgada ölen ve olayla ilgili tutuklanan oğlu için 150 yıl hapis cezası istenmesine tepki için 276 gün önce oturma eylemi başlatan Emine Şenyaşar’ı ziyaret etti.”

    Oysa Şenyaşar ailesinin 276 gündür adliye binası önünde sürdürdüğü sıradan bir oturma eylemi değil bir adalet nöbetiydi. Adalet arayışının nedeni de 2018’deki seçimler öncesinde 14 Haziran’da AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarıyla birlikte esnaf ziyareti sırasında yaşananlardı.

    “Biz size oy vermiyoruz, bunu biliyorsunuz. Buraya niye geldiniz?” itirazı üzerine başlayan silahlı kavgada Adil, Celal, Ferit ve Mehmet Şenyaşar kardeşler yaralandı; milletvekilinin ağabeyi Mehmet Şah Yıldız da hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi.

    Milletvekili Yıldız’ın yakınları, korumaları ve AKP’li siyasiler ile dört oğlunun yaralandığını duyan baba Esvet ve anne Emine Şenyaşar da Suruç Devlet Hastanesine koştular. Milletvekili Yıldız’ın yakınları ve korumaları, polislerin, hemşire ve doktorların gözü önünde Celal ve Adil Şenyaşar’ı, hemşire ve doktorların gözü önünde bıçaklayarak, defalarca ateş ederek öldürdüler. Baba Hacı Esvet Şenyaşar’ı da serum şişesi, oksijen tüpü ve demirlerle öldüresiye vurup sonra da ateş ederek öldürdüler.

   DHA gibi AA da üzerini örttü

   Fadıl Şenyaşar, milletvekilinin ağabeyinin öldürülmesinden dolayı tutuklanıp yargılanırken, Hacı Esvet Şenyaşar ve iki oğlunun ölümüyle ilgili olarak bugüne değin değil dava açılması, birilerinin tutuklanması, soruşturma dosyası bile bir adım ilerlemedi.

    İşte Emine Şenyaşar’ın adalet arayışının nedeni bu. Gözler önünde işlenen cinayetlerin iktidar partisinden olan sorumluları hakkında yargı sürecinin işlememesi, katillerin korunması.

  Tabii bu cinayetin sorumlularından hesap sorulamamasında yaygın medyanın da günahı büyük. İktidar medyası bu cinayetleri başlangıçta “AKP milletvekili İ. Halil Yıldız’a PKK saldırısı” diye sunmuştu. Şenyaşar ailesinin adalet arayışına eleştirel ve bağımsız medyanın ilgisi de yetersiz kaldı.  Ben de medyanın bu tutumunu “Medyanın gözü adaletsizliğe nasıl bu kadar kör olur?” başlıklı yazımda eleştirmiştim.

    DHA’nın Kılıçdaroğlu’nun ziyareti haberinde gizlediği bilgiler bunlar. DHA, Emine Şenyaşar’ın, “silahlı kavga” diye yazarak Şenyaşar ailesinden üç kişinin öldürülmesinde AKP Milletvekili Yıldız’ın koruma ve yakınlarının sorumluluğunun üzerini örtüyor.

   Sadece DHA değil, Anadolu Ajansı da Kılıçdaroğlu’nun ziyareti haberinde Şenyayar ailesinin “Adalet Nöbeti”nin asıl nedeninin üç kişinin ölümünden dolayı AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarına yargının dokunulamaması olduğunu yazmadı. Hatta AA’nın haberinde “oturma eylemi” bile denilmemiş; adalet arayışından hiç söz edilmemiş sadece “seçim çalışmaları esnasında çıkan olayda iki çocuğu ve eşini kaybeden, bir çocuğu da cezaevinde olan Emine Şenyaşar ile görüştü” diye yazılmıştı.

    AA ve DHA, adalet arayışının asıl nedenini yazmayınca bu ajansların haberlerini kullanan Hürriyet’ten Habertürk’e kadar onlarca internet sitesi de Şenyaşar ailesinin oturma eyleminin gerçek nedenini gizlemiş oldu. İktidar medyasından Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit, Türkiye, Akşam gazeteleri zaten Kılıçdaroğlu’nun Emine Şenyaşar ile görüşmesini haber bile yapmayarak adaletsizliğe göz yumdular. İktidar yanlısı medyanın körleşmesi şaşırtmıyor tabii ki… Onların gözlerinin iktidara değen tüm haksızlıklara kapalı olduğunu biliyoruz.

   Hürriyet, Kılıçdaroğlu-Şenyaşar görüşmesini bir iki satırla geçiştirirken, Milliyet ise cinayetlere neden olan kavgada AKP milletvekili Yıldız’ın koruma ve yakınlarının taraf olduğunu belirtmekle yetindi.

   Cumhuriyet’in haberindeki hata

   Sözcü, Birgün, Gazete Pencere ve Evrensel gibi gazeteler ise bugünkü nüshalarında Şenyaşar ailesinden üç kişinin öldürülmesinden AKP milletvekili Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının sorumlu olduğunu açıkça yazdılar.

    Kılıçdaroğlu’nun Emine Şenyaşar ile görüşmesini geniş biçimde gören ve eylemin nedeni ile cinayetlerin sorumlularını net şekilde okuruna aktaran gazetelerden biri Sözcü’ydü.

    Sözcü’nün ilk sayfasındaki haber “CHP lideri Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’dan iktidara çıkıştı” başlığını taşıyordu. Fotoğrafın altında Emine Şenyaşar’ın eyleminin nedeni şöyle açıklanıyordu:

   “Eşi ve oğlu öldürüldü, adalet arıyor – Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği Emine Şenyaşar’ın eşi ve 2 oğlu, 2018’de AKP’li vekil İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınlarının saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Diğer oğlu da yargılanıyor.”

   Ahmet Kaya imzalı haberde Emine Şenyaşar’ın Kürtçe olarak Kılıçdaroğlu’na “Bu organize bir katliamdır. Bunu yapan AKP Milletvekili Halil İbrahim Yıldız ‘Hepsini öldürün! Hiç birisini sağ bırakmayın!’ diye etrafındakilere talimat veriyordu” dediği de aktarılıyordu.

    Sözcü’nün haberi bu kadar ayrıntılıyken Cumhuriyet gazetesi internette Anadolu Ajansı’nın haberini kullanmıştı. Bugünkü basılı Cumhuriyet’te ise haber beşinci sayfaya gizlenmişti. Üstelik “Şenyaşar ailesini ziyaret etti” başlıklı ve kibrit kutusu büyüklüğündeki haber, son derece dikkatsizce hazırlanmıştı. Ne eylemin nedeni net biçimde aktarılabilmişti, ne de AKP milletvekilinin yakınlarının cinayetlerdeki sorumluluğu.

    Haberde Emine Şenyaşar’ın oğlu Ferit Şenyaşar, “baba” diye yazılmıştı”! Halbuki zaten öldürülenlerden biri babaydı. Bu hatanın yanı sıra bir de haberde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın adının yazılması unutulmuştu.  Sadece “AKP milletvekili Yıldız” denilmişti.

    Onlarca insanın gözü önünde işlenen ve siyasi iktidarın katillerini koruduğu cinayetlerle ilgili bir gelişmeyi Cumhuriyet’in bu kadar özensiz biçimde değerlendirmesi üzücü. Zira kampanyaya dönüştürülmesi gereken, günlerce sürecek dizilere konu olacak ve yaşlı bir kadının eylemine bırakılamayacak kadar büyük bir olay ile karşı karşıyayız.

    Vicdanları kanatan bir adaletsizlik yaşanıyor Şanlıurfa’da… Hem de gazetecilerin gözleri önünde…