21 Kasım 2024 Perşembe
Arkadaşlar, teke tek poz verip yanıltmayın – Faruk Bildirici

Arkadaşlar, teke tek poz verip yanıltmayın – Faruk Bildirici

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, gruplar halinde gazetecilerle biraraya geliyor; ardından bir ağacın altında her gazeteciyle teke tek fotoğraf çektiriyor. Sonra bu fotoğraf ve konuşma özel haber gibi yayımlanıyor. Eski usul, garip ve yanıltıcı bir gazetecilik bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağında hangi gazetecinin ne sorduğunun belli olması iyi oldu. Soru sorarken yaranmak isteyenleri öğrenmiş olduk ama en ilginci, geziye katılan 19 gazeteciden 8’inin soru sormamasıydı. Sanki turistik geziye çıkmışlardı.

 Matbuat zamanında var mıydı böyle poz vermek emin değilim, bildiğim “basın” denildiği dönemden “medya” dönemine kalmış bir alışkanlık bu. O kadar eski bir usüldür.

    Bir bakan ya da politikacı bir grup gazeteciyle biraraya geldiğinde gazeteciler tek tek fotoğraf çektirir, sanki sadece kendisine konuşulmuş, özel demeç verilmiş gibi yazarlar gazetelerine.

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de 18 ve 27 Ekim’de iki ayrı grup halinde gazetelerin Ankara Temsilcileri ve yazarlarıyla bir araya geldi. Milli Eğitim’de izleyeceği politikayı, gelişmeleri aktardı.

    Bakan Özer’in bu toplantılarına katılan Temsilci ve yazarların çoğu, bakan ile tekli fotoğraflar çektirdiler. Sonra da gazetelerinde Bakan Özer, bir tek kendilerine konuşmuş, yaptıkları özel haber gibi haber ya da yazı yazdılar.  Elbette Murat Çelik, Hande Fırat, Okan Müderrisoğlu, Didem Tümer gibi tekli fotoğraf yayımlamalarına rağmen Özer’in “bir grup gazeteciyle buluştuğunu” yazılarında vurgulayanlar da vardı.

    Meslektaşlarımız haber kaynağıyla toplu görüştükten sonra tekli fotoğraf çektirmeyi, yıllardır başvurulan bir yöntem olduğu için sıradan bir alışkanlık gibi görebilirler. Ama tekli fotoğraf çektirip, özel görüşme gibi haber ve yazı yazmak okuru kandırmaktan başka bir şey değil. Eksik bilgi verilmesine yol açıyor, oradaki durumun gerçeğe uygun görülmesini engelliyor.

    Örneğin Milli Eğitim Bakanı Özer kahvaltıda ya da sohbet için biraraya geldiği gazetecilerle toplu fotoğraf çektirse, medyaya akreditasyon uyguladığı görüntüye yansımış olur. Zira Özer de -tıpkı cumhurbaşkanı ve diğer bakanların yaptığı gibi- Cumhuriyet, Karar, BirGün, Milli Gazete ve Evrensel gibi iktidara eleştirel yaklaşan gazetelerin temsilcilerini çağırmamıştı bu toplantılara.

   Erdoğan’ın uçağında kim ne sordu?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt dışı gezilerinde uçakta çekilen toplu fotoğrafların en büyük yararı da bu. Erdoğan’ın itibar ettiği medya kuruluşları ve gözdesi gazetecilerin hangileri olduğu, o listedeki değişimler toplu fotoğraftan anlaşılabiliyor.

   Şimdi o fotoğrafların çekilmesi öncesinde neler yaşandığına ilişkin yeni veriler ortaya çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bir süredir uçaktaki basın toplantılarının metinlerini, soruları soran gazetecilerin isimleriyle birlikte deşifre ederek uçaktaki gazetecilere dağıtıyor. AA ve diğer medya kuruluşları bu isimleri çıkararak haberleri yayımlıyor.

    Ama T24’ün, Erdoğan’ın Soçi ve Karabağ gezilerinden dönüşte uçakta düzenlediği basın toplantılarıyla ilgili haberlerinde, soru yönelten gazetecilerin adları da yer alıyordu. Böylece kimin hangi soruyu sorduğunu, gazetecilerin uçaktaki tavrını öğrenme fırsatı bulduk.

    Karabağ gezisi dönüşündeki basın toplantısıyla ilgili haber, Türkiye’nin gündemindeki birçok sorunun, skandalın, problemin Erdoğan’a sorulamadığını, gündeme getirilmediğini gösteriyor. Sorulan soruların konuları hayli sınırlı.

     Işınsı Tüz (Haber Global), Karabağ’daki gelişmelerin Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini nasıl etkileyeceğini, Nilgün Balkaç (TRT), Cansın Helvacı (A Haber), Deniz Kilislioğlu (NTV)10 büyükelçi ile ilgili krizi ve Osman Kavala’nın serbest bırakılmaması halinde sürecin nasıl ilerleyeceğini sormuş. Erdinç Çelikkan (Hürriyet) Biden ile görüşmenin gündemini, Fazlı Şahan (Yeni Şafak) siyasi partiler yasası değişikliğine ilişkin sorular yöneltmiş. Didikleyen, zorlayan değilmiş ama bilgi almaya yönelikmiş bu gazetecilerin soruları.

   Yargılayan hüküm içeren sorular

   Ama bir de soru sorarken fikir beyan eden, muhalefet ile ilgili hükümler belirten, yargılayan, Erdoğan’ın yanıtlarını kolaylaştırma işlevi üstlenenler vardı. Gazetecilik sınırlarını aşıp taraftarlık çizgisinde dolaşıyorlardı. Sorularını özetleyerek aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır sanırım:

      Mustafa Yıldız (Ülke TV) Bazıları da “Non grata ilan etmek bizi yalnızlaştırır” dedikten sonra, onlar geri adım attıktan sonra da bunun bir diplomatik başarı olduğunu söylemeye başladılar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Esra Elönü (24 TV) Milli kurumlar saldırı altında. Bunlar içerisinde TÜGVA da var; TÜRGEV de ENSAR da var. Çok ciddi iftiralar atıldı, çok ciddi saldırılar yapıldı. Bu vakıflar neden saldırı altında?

    Yücel Koç (Türkiye Gazetesi) İran son dönemde “İsrail’i buraya getirdiniz” bahanesiyle Azerbaycan’ı ciddi şekilde tehdit ediyor; diğer taraftan da Ermenistan’la yeni iş birliği arayışlarına girerek sanki sizin ve Sayın Aliyev’in çabalarını baltalamaya çalışıyor gibi bir görüntü var. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?

    Sinan Burhan (Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı) CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP’li belediyelerin ayrımcılığa tabi tutulduğu yönünde basın toplantısı yaptı. Hizmet üretemeyişlerinin bir bahanesi mi oluyor bu? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

     Halime Kökçe (Star yazarı ve AKP İl Bşk. Yard.) CHP grup kararı olarak “hayır” oyu verdi tezkereye. Bir anlamda HDP’nin çağrısına olumlu yanıt vermiş oldular. “CHP yerli, milli değil” diyoruz ama bu çok sembolik oldu açıkçası. Hakikaten CHP’li seçmeni bile şaşırtacak denli bir durum. Sizin değerlendirmenizi merak ediyoruz.

     Sanırsınız turistik gezi

     Bir de dikkatimi çekti, toplu fotoğrafta 19 gazeteci görünüyor ama soru soran 11 kişi. Her birine birer soru hakkı tanınmış. Demek ki, yedi kişi o tek soru hakkını bile kullanmaya gerek görmemiş. Sorulmayan, gündeme getirilmeyen onca konu olmasına rağmen merak ettikleri bir konu olmamış.

     Toplu uçak fotoğrafından çıkarabildiğim kadarıyla soru sormayanlardan biri Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz… Diğerleri de Sami Dadağlıoğlu (Akit TV), Mustafa Kartoğlu (Akşam), Serhat İbrahimoğlu (TVNET), Nazif Karaman (Sabah), Ali Adakoğlu (Milat), Ahmet Albayrak (TRT) ve Hasan Basri Yalçın (Sabah)…

     Sanırsınız Erdoğan’ın uçağında özel davetli olarak yolculuğa katılmak, turistik bir gezi de gözlem ve izlenimlerde bulunmak, orada görünmek yeterli oluyor…

      Bir de bu metnin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kontrol ve düzeltmelerinden sonra dağıtıldığını unutmamak gerek.  Her zaman olduğu gibi bu metinden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakaretamiz bazı ifadelerinin çıkarıldığını, düzeltmeler yapıldığını söyleyebilirim.

     O uçağın kuralı bu… Kimseler de itiraz edemiyor.