“Ne var ne yok” programının konukları, neredeyse evrenin bütün sırlarına vakıftı, her sorunun çözümünü biliyorlardı.
Sunucu Türker Akıncı’nın “hocam” diye hitap ettiği “Araştırmacı yazar” Ömer Faruk İspir, Facebook, WhatsApp ve Instagram platformlarında yaşanan kesinti ile “dünyanın 8-9 saatlik teste tabi tutulduğunu” savunuyordu. Akıncı, “Hisse senedi piyasaları için olabilir mi?” diye sorunca İspir, hemen onayladı onu:
“Olabilir. Kripto para piyasaları için olabilir. Aynı gün hisseleri ciddi derecede taban yaptı, sonrasında tavan yaptı. Arada 22 milyar dolarlık bir rakam söz konusu.
Akıncı, gizem boyutunu artırmaya niyetliydi. “Pentagon işin içinde olabilir mi? Güvenlik tehdidi olasılığını inceliyoruz diyorlardı” diye sordu. İspir, bunu da doğrulayarak yanıtladı soruyu:
“Güya beş tane arkadaş bir garajda Facebook’u kurdular. Halbuki böyle bir şey olabilir mi yahu? Gerçekte Facebook un kurucusu CIA’dir, Pentagon’dur.”
“Araştırmacı yazar” olarak takdim edilen ikinci konuk Mustafa Kurnaz da aynı görüşteydi; “Mark Zuckerberg’in hayatını incelediğimizde derin bağlantılar var.”
Beyaz TV’de 7 Ekim’de yayımlanan “Ne var ne yok” programı özetle böyle başladı. Bu sırada ekranın altında “Zuckerberg susturuluyor mu?” yazıyordu.
“Cinsel sapkınlık” frekansla bilinçaltına işleniyormuş!
Ardından Akıncı, “Burada zihin kontrol deneyi yapıyoruz. Ekranlarınızın başında kalın” diye uyardı izleyicileri:
“Mustafa Kurnaz, getirdi bir makinemiz var. Hem sizler hem bizler onu duyamıyoruz ama frekans veriyoruz. Bu frekansın ne olduğunu birazdan açıklayacağız. Çünkü insanların zihinleri bu şekilde kontrol edilebiliyor. Manipüle ediliyor.”
“Zihin kontrolü” konusunda daha fazla bilgi vermedi, diğer konulara geçildi. “Kum tanesi büyüklüğünde mikroçipler”, “2022’de tek dünya dini mi geliyor”, “Ankara semalarında gece yarısı gizemli sesler”, Şeyh Ahmet Amiş Efendi’nin kehanetleri”, “Kıyamet denklemini kim kuruyor”, “Nuruosmaniye camiinden Kudüs’e açılan kapı mı var” diye sürdü program.
Programın sonuna doğru Akıncı, konuğunun elindeki iki küçük cihazı göstererek, “Canlı yayında bir deney yapıyoruz. 10 dakika sonra sizlerin zihnine ne verdiğimizi açıklayacağız. İnsanlar işte böyle manipüle ediliyor efendim” dedi.
Bir süre sonra da konuk Mustafa Kurnaz, “Türk televizyonlarında bir ilk. Biz şu makineyle frekans yaydık” diye söze başladı:
“Biz 20 hertz altındaki frekansları duyamıyoruz insanoğlu olarak. 20 hertz aşağısındaki bütün frekanslar bizim bilinçaltı dediğimiz bilincimize kaydediliyor. Sorgusuz sualsiz işlenip biz bunu hayata geçiriyoruz. Yani bize nasıl bir frekans verildi? Örnek katil olma frekansı veya cinsel sapkınlık frekansı, pedofili frekansı, kavga frekansı, hırsızlık frekansı…”
Hz. İsa hologramla indirilirse ne olurmuş?
Özellikle yabancı şarkılarda çeşitli “telkin” frekanslarının yüklü olduğunu öne süren Mustafa Kurnaz, elindeki iki cihazı yan yana getirince Fatiha suresi duyuldu. Program boyunca duyulmasa da dinleyenlerin “beyin ve zihin kodlarına Fatiha Suresinin” gönderildiğini söyledi.
Bunun üzerine sunucu Akıncı, “Biz bunu hadi iyi bir şey için kullanmış olduk da neler neler verebilirsiniz siz bununla?” diye sordu. Mustafa Kurnaz, süper marketlerdeki müziklerde alışveriş yapılması telkininde bulunan frekanslar yayıldığını öne sürdü:
“Zihin kontrolü yasak. Fakat farklı şekilde yapılıyor. Biz bu tehlikeyi anlatmaya çalışıyoruz. Şu an ülkede çok fazla Deist olan var. Şu an ülkedeki çocukların anneye babaya ahlak kültürüne asiliği var. Bunun araştırılması lazım. “
Bu sırada bir izleyiciden “Bilim ve teknolojiye karşı mısınız” sorusu gelince iki konuk da itiraz etti. İspir, “Şu anda bilim ve teknoloji maalesef küresel monarşinin deccal askerlerinin elinde. Biz o yüzden karşıyız” dedi. Kurnaz da onun söylediklerini gerekçelendirdi:
“Biz teknolojinin kötü amaçlı kullanılmasına karşıyız. 6 G’yi anlattık birlikte. Gelecek bir tehlike var. İşte hologramla Hz. İsa’yı indirecekler. Hologramla Hz. İsa bu ülkeye indirseler kaç milyon insan inanır? Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz.”
Din soslu komplo teorileri
Öncelikle belirteyim. Mustafa Kurnaz, Beyaz TV’deki programda “canlı yayında frekansla zihin kontrol deneyi”nin “bir ilk olduğunu” söylüyordu. Ama aynı “deney”i 15 Şubat 2018 tarihinde Bengü Türk televizyonunda da yapmış. Orada da Beyaz TV’deki gibi elinde decoder (kod çözücü) olduğunu söylediği küçük bir cihaz var ve bunun patentini alacağını belirtiyor.
Anlaşılan bu şahıs, elinde cihazla yıllardır televizyon kanallarını dolaşıp frekans mucizelerini anlatıp duruyor. O cihazın patentini almayı bir türlü başaramasa da sosyal medya hesaplarında da “Sembolizm ve inanç geni ile zihin kontrolleri”, “kozmik oluşum modelleri”, “Joe Biden’ın yer aldığı şeytani ritüel” söylemi tutturmuş gidiyor; küresel ısınmanın yalan olduğunu savunup, nasıl “şifacı” olunacağını anlatıyor.
Diğer konuk Ömer Faruk İspir de onunla aynı çizgide. İspir de “deccalin askerleri”, “ruh var mı”, “zamanda yolculuk” gibi konularla ilgileniyor; bir Osmanlı padişahının Einstein’ın “E=Mc2” formülü için “Bu İslami bir formül” dediğini öne sürerek, formülün “gerçek sırrını” açıklıyor! Yine bir “Ne var ne yok” programında “Avatar 2045 projesi” ve “zombi virüsünün uyandırılması” gibi konulardan bahsediyor, sonunda da “Üç harflileri insanların üzerine salarak dünyayı ele geçirecekler” iddiasında bulunuyor.
Görüldüğü gibi “araştırmacı yazar” olarak tanıtılan bu iki ismin ortak yanları, İslami açıdan kurguladıkları komplo teorilerini, tarihi ve bilimsel veriler gibi sunmaları. Kitaplar yazıyor; televizyon programlarına çıkıyor, paneller, konferanslar düzenliyorlar.
Akla ziyan ama yayımlanabiliyor
Bir hayli de takipçisi var bu isimlerin. “Canlı yayında zihin kontrolü deneyi” yapıldığı öne sürülen Beyaz TV’deki “Ne var ne yok” programı yayınlandığında ne kadar izlendi bilemiyorum ama bu programın Youtube’daki kaydı ben baktığımda 92 bin kez görüntülenmişti. Hiç de azımsanmayacak bir sayı bu.
Televizyon yayınları değerlendirilirken daha çok gündüz kuşağı programları, diziler, haber ve tartışma programları üzerinde duruluyor. Ama Beyaz TV’deki “Ne var ne yok” gibi, bilimsel, entelektüel görünümlü programlar gözden ırak kalıyor. İktidar yanlısı kanallardaki bu tip programlarda olup bitenler, RTÜK’ün radarı dışında.
Oysa Beyaz TV’nin “Ne var ne yok” programındaki, “canlı yayında zihin kontrolü deneyi” ile izleyenler yanlış yönlendiriliyor. Deney dedikleri ses yayını da iddialarını kanıtlamıyor. Zaten kanıtlamaları da mümkün değil.
Çünkü insan beynini etkileyecek, beyin dalgalarına nüfuz edecek bir alet ya da yöntem yok. Günümüz teknolojisinde sadece elektroensefalografi (EEG) cihazları ile beyin dalgaları ölçülebiliyor ama düşünceler okunamıyor, etkilenemiyor.
Ama Beyaz TV’de söylenenlere göre, şarkıların altına gizli telkin konularak insanların zihnine işleniyor! AVM’de fazla alışveriş yapılması sağlamakla kalmıyor, kimsenin fark etmediği bu frekanslarla insanların eşcinsel, katil, pedofil, kavgacı olmaları sağlanabiliyor! Gizli ses dalgalarıyla insanlar kontrol ediliyor, yönlendiriliyor!
Bilim, Sağlık ve Teknoloji habercisi Esra Öz’e sordum bu yayını. O da bilim insanlarına başvurdu ama uzun uzun yanıtlamaya gerek bile duymadılar. “Yalan ve sahte olduğu ayan beyan ortada” dediler: “Sahte bilim neferlerinin tek yaptığı insanların kolay inanırlığından yararlanmaktır. Sahte bilim, bilimin genellikle doyumsuz bıraktığı güçlü duygusal gereksinimlere hitap eder.”
Evet, akla ziyan işler bunlar ama 2021 Türkiye’si televizyonlarında yayımlanabiliyor. İktidar yanlısı olunca bilim karşıtı, insanları kandıran bu tür yayınlar da serbest…