Bunlardan ilki Ömür Çağdaş Ersoy’un 2012’de ODTÜ öğrencisiyken bir polis müdahalesi ardından yaptığı bir konuşma nedeniyle aldığı cezaya ilişkindi.
Ersoy, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan için şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu kavga Tayyip Erdoğan’ın zapt edilecek bir kale olarak bellediği ODTÜ’de tokat yemesi ve bunun karşılığında intikam hırsıyla kudurmuş bir köpek gibi öğrencilere saldırmasına karşın atılmış ikinci bir tokattır.”
Nisan 2016’da yerel mahkeme bu cümleler nedeniyle Ersoy’u hakaretten suçlu bulmuş ve 8 bin 76 lira tazminat ödemesine hükmetmişti.
Bu karara itiraz eden Ersoy, iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM’e başvurmuştu.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre bugün konuyla ilgili kararını açıklayan mahkeme, ‘Erdoğan’ın öğrencileri gözaltına alan polislerin üzerindeki en üst düzey yönetici olduğunu ve ayrıca öğrencileri hedef alan açıklamalar yaptığını’ hatırlatarak, Ersoy’un ‘kudurmuş bir köpek gibi’ ifadesinin siyasi bir eleştiri olduğunu belirtti.
AİHM, siyasetçilere yönelik eleştirilerde sınırın, sıradan bireylere kıyasla ‘daha yüksek olduğunu’, siyasetçilerin eleştirilere karşı ‘daha hoşgörülü davranması gerektiğini’ hatırlattı.
Mahkeme, Ersoy’un ‘ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini’ belirtti; Türkiye’yi 2 bin avro (20 bin TL) manevi tazminat ve 2 bin avro da mahkeme ücreti ödemeye mahkum etti.
‘Kamuoyunun ilgisini çeken konulardaki siyasi söylemler’
Diğer karar ise Facebook’taki beğenileri nedeniyle işinden atılan memur Selma Melike’ye aitti.
Melike’nin beğenileri arasında ‘yetkililerin baskıcı uygulamalarını eleştiren, protesto çağrıları yapan, avukat Tahir Elçi’nin öldürülmesine duyulan öfkeyi aktaran, ünlü bir dini liderin cinsiyetçi olarak algılanan bir yorumuna karşı sert tepkiler içeren’ paylaşımlar vardı.
AİHM, ‘işyerindeki huzuru bozacağı’ gibi gerekçelerle Melike’nin işinden kovulmasına yol açan bu paylaşımların ‘kamuoyunun ilgisini çeken konulardaki siyasi söylemler’ olduğuna hükmetti.
Mahkeme, Facebook’ta bir içeriği beğenmenin ‘onu yaymak anlamına gelmediğini’ de hatırlattı.
Melike’nin yaşı ve kıdem tazminatını göz önünde bulundurunca tazminatsız işten çıkarma kararının ‘son derece orantısız’ olduğunu belirten AİHM, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesiyle korunan ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle 2 bin avro manevi tazminat ödemesine hükmetti.