24 Kasım 2024 Pazar
Ukrayna krizi: Moskova’nın planı ne?

Ukrayna krizi: Moskova’nın planı ne?

Rusya, birliklerini Ukrayna sınırı yakınına yığdı ve silahlarını ilhak edilen Kırım’a yerleştirdi. Nato’dan konuyla ilgili endişeli açıklamalar yapılırken, Joe Biden’dan da Kiev’i destekleyen açıklamalar geldi. Köşe yazarları Doğu Ukrayna’da savaşın yeniden alevlenip alevlenmeyeceğini tartışıyor. 

Minsk Anlaşması’nın miadı doldu

Avusturya’dan Die Presse‘ye göre için için süren memnuniyetsizlik olayların tırmanmasına imkan tanıyor: “Bu anlaşma askeri baskıyla imzalandığı için Ukrayna’da zaten hiç benimsenmedi. Muhtemeldir ki Minsk’in dayattığı şartlar artık Moskova’da da engel olarak görülüyor. … Olayların tırmanmasının Kremlin’in ne kadar işine geleceği meçhul. Ayrılıkçı cumhuriyetleri ilhak eden bir Moskova ağır bir ekonomik yükün altına girmiş olur. … Bunun bir başarılı bir propaganda olup olmayacağı da belirsiz. … Rusya’nın Ukrayna’ya doğrudan saldırmasının yaratacağı tek risk uluslararası yaptırımların sertleşmesiyle kalmaz, Rusya’nın Batı dünyasına tamamen sırt çevirmesi anlamına da gelir.”

Batı Putin’i bugüne dek hiç etkileyemedi

Gazeteci Ovidiu Nahoi, Radio France International‘in Romanya servisindeki köşesinde, durumun gerçekte ne kadar vahim olduğunu sorusuna yanıt arıyor: “Bazı analistler askeri harekatın ilk bakışta etkileyici, ama büyük bir saldırı için çok yetersiz olduğunu söylüyor. … Bu kişiler Kremlin’in güç gösterisi yaparak barış müzakerelerini yeniden canlandırmak ve yeni ABD hükümetinin Ukrayna konusuna ne ölçüde müdahil olacağını sınamak istediğini düşünüyor. Diğerleri ise, 2008’deki Gürcistan saldırısı ve 2014’te Kırım’ın ilhak edilmesinden sonra silahlanmanın Rusya’nın yeniden saldırganlaştığını göstermesinden endişeli. Aslında her iki olay da uluslararası topluma sürpriz olmuştu ve Batı’nın tüm bunlara yanıtı Vladimir Putin’in saldırgan politikasını bugüne dek engelleyemedi.”

Kiev “mış gibi” yapıyor

Rusya’dan İzvestia‘ya göre, Ukrayna şu anda küçük çaplı askeri talim yapıyor, gerçekte ise bunun arkasında bir saldırı planı bulunmuyor: “2015’ten itibaren Ukrayna’yı ‘Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki’ sorunu askeri yöntemlerle çözmekten alıkoyan barış anlaşmaları ya da ulusal bir savaş karşıtlığı değil, makul bir bedelle zafer kazanamayacağını anlamasıydı. Ukrayna’daki siyasi ve askeri yönetimin bu değerlendirmeyi doğrudan ve kökünden değiştirmesini gerektirecek hiçbir şey yaşanmadı. Bu yüzden bütün gösterişli manevralara rağmen Kiev’in baharda birliklerini ilerletmesi pek mümkün görünmüyor. Bu birlikler ‘Normandiya Dörtlüsü’nün üst düzey müzakerelerine giden yolda oynanan büyük bir siyasi oyunun parçası sadece.”

Gerileme ve durgunluğu örtbas etme çabası

Putin, bilindik yöntemlerle ekonomik sorunları örtbas etmeye çalışıyor, diyor Ukrayna’dan lb.ua: “Rusya ekonomisi 2020’de son 11 yılın (2009’dan beri) en ağır gerilemesini yaşadı. Rus Federal Devlet İstatistik Servisi’nin güncel rakamlarına göre, GSYİH yüzde 3 oranında düştü. Koronavirüs pandemisinin, yaptırımların ve dünya çapında enerji ihtiyacının azalmasının sonucu bu. … Rusya Federasyonu’nda vatandaşın ekonomik durumu daha da kötüleşecek ve buna paralel olarak federasyonun giderleri artacak. İkinci bir konu, Rusya ekonomisini yıllarca sürecek bir durgunluğun beklemesi. Üçüncüsü ise, Moskova’nın askeri bir kampanyayı güncel ekonomik krize çare olarak görmesi ihtimali. Demek ki bütün bu kışkırtmaların perde arkasında bunlar var.”

Baskı aracı olarak kriz kışkırtıcılığı

Estonya’dan Postimees‘e göre, mevcut tırmanışın tek sorumlusu Moskova: “Ukrayna’da gerilimin artmasının Rusya’nın işine geleceğini gösteren pek çok neden var: Birinci neden stratejik: Ukrayna Kırım’ı besleyen Kuzey Kırım Kanalı’nı kapattıktan sonra ilhak edilen Kırım’da su kıtlığı yaşanıyor. İkinci bir neden, Kremlin’e yakın üç televizyon kanalını kapatarak ve Moskova dostu Avrupa düşmanı Viktor Medvedchuk’a yaptırım uygulayarak, Ukrayna’yı Rusya’nın güdümünden çıkaran ve Batı’ya yaklaştıran Volodimir Selenski’nin aldığı siyasi kararlar olabilir. … Bu gelişmeyi frenlemenin bir yolu da, Doğu Ukrayna’da yatışan çatışmayı yeniden alevlendirmek ve yeni krizleri kışkırtmaktır.”

NATO membership only way to end war in Donbass: Ukraine | Conflict News | Al Jazeera

Yaptırımlar artık işe yaramaz

Almanya’dan Frankfurter Allgemeine Zeitung‘a göre Rusya, yeni ABD hükümetinin Ukrayna’nın arkasında ne kadar sağlam durduğunu sınamak istiyor: “Biden köşeye sıkışan ülkeye destek vadetti. Tabii ana sorun, Ukrayna’nın Nato üyesi olmaması. Rusya sorunu tırmandırmaya devam ederse yeni yaptırımlarla yüzleşmek zorunda kalabilir, ki bir pandeminin içindeyken yaptırımlar ciddi bir yük olur. Ama bu türden ihtimaller Putin’in düşük yoğunluklu çatışmalara hevesini hiç azaltmadı. Navalnıy‘la ilgili yaşanan sorunlar Putin’in, nihayetinde rejiminin hayatta kalmasını belirleyecek, Amerika’yla ve Avrupa’yla kıyasıya bir rekabet içinde olduğu düşüncesini güçlendirmiş olmalı. … Batı’nın artık fazla seçeneği kalmadı.”

Uyarıdan öteye gitmez

Polonya’dan Polityka da Ukrayna’ya Nato üyesi devletlerden beklenen desteğin kısıtlı kalacağını düşünenlerden: “Kiev, ABD’nin kendi yanında olduğu ve Nato’nun bir saldırı halinde boş durmayacağı izlenimi yaratmak için uğraşıyor. Ama Nato üyesi ABD’yle ya da Avrupalı güçlerle ikili bir ittifakı olmayan Ukrayna’yı savunmak için Washington da Avrupa başkentleri de Rusya’yla savaşa girmeye hevesli değil. … Romanya’da müttefiklerin askeri varlığı güçlendirilebilir, Karadeniz hava sahasında daha sık devriye uçuşları ve ABD’nin stratejik bombardıman uçaklarıyla gövde gösterisi yapılabilir, ancak bunların hiçbiri uyarıdan öteye geçmez.”

Acilen eyleme geçmek şart

Ukrayna’da yaşananları görmezden gelmenin sonucu korkunç olur, diyor İspanya’dan El País: “AB ivedilikle birlikte ve etkin bir şekilde eyleme geçmeli, eski stratejisini yenilemeli, bunu ABD hükümetiyle eşgüdümlü hale getirmeli, ama kendi duruşundan da taviz vermemeli. Putin’in saldırgan her tavrı başka seçenek olmadığını, harekete geçmenin kaçınılmaz olduğunu hatırlatıyor. Pandeminin Ukrayna’da ulaştığı boyutlar da, bir kriz ya da istikrarsızlaşma riskini küçümsememek gerektiğine işaret ediyor. AB, Ukrayna gibi bir komşunun sorunlar yumağında boğulmasına izin veremez.”

Normandiya formatı güncel değil

Batı Avrupa’nın bu sorundaki etkisi giderek yok oluyor, diyor Rusya’dan Radio Kommersant FM: “Sorunla ilgilenenlerin sayısı artıyor: Artık sadece ABD değil, Türkiye de dahil bu gruba. Klasik ‘Normandiya formatının’ gözle görülür biçimde önemini yitirmesine şaşmamak lazım, zira 2015’ten bu yana durumu düzeltmek için hiçbir şey yapılmadı. Dünya üzerinde önemli olup da, işgal edilmeden uzun süre varolan bölge yok gibi. Hoşgörülü Macron ve Merkel’in yerine başkaları geçebilir. Sonuçta Karabağ’da da bir sonuç alamadılar ve rahatsızlıklarını ifade ederken güzel sözlerin ötesine geçemediler. … Bir şeyler yapılmazsa ikinci bir Karabağ vakası yaşanabilir.”

Eurotopics