AB’nin en üst düzey iki yetkilisi olup protokolde eşit statüde bulanan Charles Michel ve Ursula von der Leyen’in Beştepe’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmede ‘koltuk krizi’ yaşandı.
Avrupa Birliği’nin (AB) en üst düzey iki yetkilisi olan AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Beştepe’deki görüşmesinde yaşanan ‘sandalye krizi’ sosyal medyanın gündeminde.
Michel ile Von der Leyen’in protokolde eşit statüde olmasına rağmen Michel’in Erdoğan’ın yanındaki koltuğa oturup ayaklarını uzattığı, Von der Leyen’in önce ayakta kalıp “Ben nereye oturacağım?” dercesine “Ehhhm” ifadesiyle duruma dikkat çekmeye çalıştığı, ardından da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşısındaki kanepeye oturduğu görüntüler Washington Post gazetesine de haber oldu.
Washington Post, “Türkiye’nin lideri iki AB başkanıyla biraraya geldi. Aralarındaki kadına sandalye verilmedi” başlığını kullandı. Gazete, Von der Leyen’in Michel ve Erdoğan’dan uzakta, diplomatik protokol açısından bir alt seviyede olan Çavuşoğlu’yla birlikte oturduğunu yazdı.
Görüntüler sosyal medyada da ilgi çekerken, AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Sergey Lagodinsky “AB-Türkiye ilişkileri böyle olmamalı demenin yeni yolu ‘ehm” paylaşımını yaptı. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyesi Sophie in ‘t Veld ise Erdoğan’ın geçmişte ikisi de erkek olan AB yetkilileriyle yan yana oturduğuna dikkat çekerek, “Bu bir tesadüf değildi, kasıtlıydı” iddiasında bulundu. Hollandalı vekil, Michel’in bu konuda sessiz kalmasına da tepki gösterdi.
Avrupa Parlamentosu’nda Sosyalist ve Demokratların sözcüsü Iratxe García Pérez de, “Önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyorlar ve şimdi de Avrupa Komisyonu Başkanı’nı resmi bir ziyarette koltuksuz bırakıyorlar. Utanç verici” dedi. Avrupa Komisyonu’nun eski üyelerinden Violeta Bulc ise “Tam bir diplomatik fiyasko” paylaşımını yaptı. Sosyal medyada birçok kullanıcıysa söz konusu oturma düzeninin protokole aykırı olmakla birlikte sosyal mesafe zorunluluğundan kaynaklandığını savundu.