21 Kasım 2024 Perşembe
Dünya Kadınlar Günü: Eşitlik nerede?

Dünya Kadınlar Günü: Eşitlik nerede?

Pandemiye rağmen 8 Mart’ta (bugün) Avrupa genelinde Dünya Kadınlar Günü gösterileri bekleniyor. Basın da toplumsal cinsiyet eşitliğine eğiliyor. Kimi yorumcular, kadınlar için yapısal eksiklerin olmadığı bir dünyanın hala çok uzak olduğunu tespit ederken, diğerleri, katedilen ilerlemeye ve kadınların durumunu daha da iyileştirmek için kullanılacak araçlara mercek tutuyor.

Pandemi, yoksulluğu daha da fazla kadınlaştırdı

Bulgaristan Duma‘ya göre Covid krizi, kadınların çalışma hayatındaki mağduriyetlerini açık olarak ortaya koydu: “Kadınların üzerindeki yük daha ağır, çünkü krizin en ciddi vurduğu sektörlerde ve ücretlerin en düşük olduğu pozisyonlarda çalışıyorlar. Sağlık sektöründe çalışanların yüzde 80’i kadın, yaşlı ve çocuk bakımında da kadınlar çoğunlukta, bu yüzden bulaş tehlikesinin en yüksek olduğu grubu oluşturuyorlar. … Buna bir de aile ve çalışma hayatını bir arada yürütmenin yarattığı sorunlar ekleniyor. Hem anne hem çalışan olamadıkları için sık sık mesailerini aksatıyorlar. Yoksulluğun kadınlaşmasıdır bu. Emekli maaşlarındaki fark da bunun doğal sonucu.”

Erkekler, öfkelenin!

Alman Frankfurter Rundschau ironik bir dille, Korona krizinde, mağdur erkeklere eşitlik konusunda az da olsa mevzi kazandırma yönünde tarihi bir fırsatın kaçırıldığını söylüyor: “Temsili örneklemle yapılan araştırmalar, geleneksel iş bölümü konusunda yükselen itirazların aksini gösteriyor: Anneler evdeki hakimiyetlerini daha da arttırdı. Babalarsa bu durumu seyredekaldı. Bu noktaya nasıl geldik? Bir sürü baba evden çalışırken çocuk bezine ya da toz bezine dokunmaktan nasıl mahrum edildi? … Öfkelenin erkekler! Ev işi ve çocuk bakımında eşit haklar için mücadele edin. Kendi ailenizde sizi gülünç bir figüre dönüştüren eski rol modellerin yeri, tarihin çöplüğüdür. Kendi kaderinizi kendiniz tayin edin! Dünyanın iyiye gitmesi başka nasıl mümkün olacak?”

Mevcut mekanizmaları aktif kullanmak

Fransa’da iki yıldır 50’den fazla çalışanı olan tüm şirketler her yıl ücret farklılıklarını da içeren bir ‘eşitlik endeksi’ yayınlamak zorunda. Fransız Les Echos‘a yazan iki insan kaynakları uzmanı bu uygulamayı övüyor: “Eleştirenler haklı; endeksin kademeli olarak iyileştirilmesi, yarı zamanlı çalışma, düşük ücretli sektörler ve kadınların yönetim kademelerinde yer alması vb. gibi konuları da içermesi gerekiyor. Yine de şirketler endeksi bütün eksiklerine rağmen bir kontrol paneline dönüştürüp fırsata çevirebilir, geriye dönük bir kullanımdan ileriye dönük bir kullanıma geçebilir. … Endeks, eşitlik, hemen şimdi ve burada ilerletilebilir. … Hadi başlayalım!”

Kadın-erkek kalıbına son

Gazeteci Barbara Gianetto Lorenzetti, İsviçre’den Corriere del Ticino’daki yazısında bu ikikutupluluğu aşmak lazım, diyor: “Eşit haklara giden yol çok uzun. Bunu her 8 Mart’ta, ücret uçurumunu, işsizlikten en çok mağdur olan grupları ya da aile politikalarındaki gecikmeleri gösteren istatistiklerden öğreniyoruz. Bu arada taciz haberleri gazeteleri dolduruyor. … İşte bu yüzden sürekli yeni hedefler koymak zorundayız. Belki de artık eski yaklaşımları, eski kodları değiştirip, kadın ile erkek arasındaki geleneksel ikikutupluluk anlayışından vazgeçmenin ve bütünlüğü ve biricikliğiyle, gelişmişliğine ve saygıya dayanarak, cinsiyet ötesinde insan olarak kavramanın zamanı geldi.”