22 Kasım 2024 Cuma
Bakan Koca’ya iki ay sonra itiraf ettiren gazeteciliğe selam – Faruk Bildirici yazdı

Bakan Koca’ya iki ay sonra itiraf ettiren gazeteciliğe selam – Faruk Bildirici yazdı

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Sağlık Bakanı’na bugüne kadar sorulamayan soruyu yazdı. Bildirici bu soruyu sorabilene ‘selam’ yolladı.

Biidirici’nin yazısı:

Bereket turkuaz tablodaki değişiklikten 64 gün sonra soru sorulabildi de gazetecilik gerçeği olmasa da gerçeğin gizlendiğini duyurabildi! Öyle sahici soruydu ki, Bakan Koca altında ezildi, itiraf etmek zorunda kaldı. O süreçte yaşananlar ve soru anı….

İktidar karşısında edilgen, güç odaklarına karşı çaresiz kalmasına, haberciliğin yerlerde sürüklenmesine rağmen gazetecilik yine de işe yaradı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, her gün açıkladığı turkuaz tablodaki sayılara “Covid-19 pozitif olan vakaları” eklemediklerini itiraf etmesini sağladı. Bakan Koca’nın 29 Temmuz’dan bu yana “Yeni hasta sayısı” diye açıkladığı sayının içinde virüs bulaşmış kişilerin olmadığını gazetecilik sayesinde öğrendik.

 Bir gazetecinin doğru sorusu, Bakan Koca etrafında ilk vakanın çıktığı 11 Mart’tan itibaren oluşturulan “başarı” halesini bir anda yok ediverdi. “Türkiye günlük koronavirüs tablosu”nun gerçekleri yansıtmadığı bir soruyla kanıtlanıverdi.

Gazeteciler, bu ülkeyi yönetenlerin karşısına geçip sahici sorular sorabilseler kim bilir daha ne itiraflar alınabilir, hangi gerçekler ortaya çıkarılabilir? Maalesef iktidar sahipleri gazetecilerin sorularına muhatap olacak ortam bile bırakmadılar.

Sağlık Bakanı Koca’nın basın toplantıları gazetecilerin sahici sorular sorabildikleri ender ortamlardan biri. Öyle olduğu içindir ki, gecikmeli de olsa doğru soru sorulabildi ve yanıtı alınabildi. Bu dönemde nadir görülen bir örnek olduğu için Bakan Koca’ya yöneltilen bu soru öncesinde yaşanan süreci ve sorunun yanıtlanması sırasında yaşananları gazetecilik açısından kayda geçirmekte yarar var.

Yeni Şafak istemeden de olsa dikkat çekti

Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı “Türkiye günlük koronavirüs tablosu”, 29 Temmuz 2020’den itibaren değişti. “Toplam vaka sayısı”nın yerini “Toplam hasta sayısı” aldı. Bu değişikliğe medyadan itiraz gelmedi, gazeteciler nedenini merak etmedi.

Tablodaki değişimi ilk fark eden ve itiraz eden Türk Tabipleri Birliği’ydi. TTB Merkez Konseyi’nin o günlerdeki Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, 30 Temmuz’da tablonun “yanıltıcı” olduğu uyarısında bulundu:

“Türkiye pandeminin başından bu yana veri paylaşımında ‘uluslararası standartlara’ uyan bir çizgi izlememiştir, bu değişikliğin de bilimsel ve salgın yönetimi ilkeleriyle bir ilişkisi kurulamamaktadır.”

TTB’nin bu uyarısına rağmen tablodaki değişikliğin asıl nedeni çok da anlaşılamadı. Vaka ve hasta sayılarının farklı olduğu konusunda kamuoyunun ilk dikkatini çeken Yeni Şafak’tan Mehmet Acet oldu. Acet, 19 Eylül’de yani aradan tam 51 gün geçtikten sonra turkuaz tablodaki değişikliğin anlamını “Kritik nokta: Artık ‘vaka’ sayıları değil ‘hasta’ sayıları paylaşılıyor” diye yazarak açığa vurdu. Aslında Acet, bir yanlışa dikkat çekmek için değil, tam tersine bakanlığın bu uygulamasını savunmak için yazmıştı bu konuyu:

“Vaka’ sayısı yerine sadece ‘hasta’ sayısı açıklandığı için veriler gerçeği yansıtmıyor gibi algılanıyor. Hâlbuki Bakan Koca’nın dediği gibi, açıklanan rakamlarda herhangi bir yanlışlık söz konusu değil.”

Halbuki o tarihten itibaren “hasta sayısı” diye hastanede yatan ve hastalık belirtisi gösterenlerin sayıları verilirken, Covid-19 testi pozitif çıkan ama belirti göstermeyenlerin sayısı gizleniyordu. Daha önemlisi, semptom göstermeyen ama pozitif olan “vaka”ların sayısı ne kadardı? Bu sorunun yanıtı bilinmiyordu.

Tablodaki değişikliğin yapıldığı 29 Temmuz’dan o güne değin hiçbir gazeteci bu soruları, Bakan Fahrettin Koca’ya sormamış, üzerinde bile durulmamıştı. Mehmet Acet’in yazısından sonra dikkatler o değişikliğe çekilmiş oldu. İstemeden de olsa bunu başardı o yazı!

“Doğruları söyleme zamanı”

Turkuaz tablodaki eksikliğin önemini vurgulayan bir adım da CHP Milletvekili Mehmet Emir den geldi. Emir, 30 Eylül’de yaptığı paylaşımda “Sağlık Bakanlığı’nın kendi bilgi sisteminden bize gelen verilere göre Covid pozitif vaka sayısı açıklanan hasta sayısının neredeyse 20 katı. Sayın bakanın artık halka doğruları söyleme zamanı geldi” dedi.

Emir, bu iddiasını Sağlık Bakanlığı Laboratuvar Bilgi Yönetim Sistemi sisteminden olduğuna dair bir belgeye dayandırdı ve 10 Eylül’de “vaka sayısı”nın bakanlığın açıkladığı gibi 1512 değil 29 bin 377 olduğunu öne sürdü.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın o akşam yaptığı basın toplantısında “vaka sayısı” ve “hasta sayısı” ayrımı bu nedenle gündeme geldi. Koca basın toplantısında konuşurken “Şunu bilmemiz gerekiyor. Her vaka hasta değildir. Çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var ve büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor” dedi. Vaka ve hasta arasında böyle bir ayrım yapıldığı o ana kadar bilinmiyordu aslında.

Basın toplantısında ilk dört gazeteci, bu konuya girmedi. Uygulamayla ilgili konuları sordular. Sonra FOX Haber’den Yeşim Karacaoğlu, CHP’li Emir’in iddiasını anımsattı ve “Bu belge ve iddia doğru mudur? Doğruysa biz bugüne kadar bu açıklanan rakamları neden duymadık” diye sordu. Bakan Koca, bu soruyla gerildi. “Belge denilen evrak üzerinde bir tarih yok. Hangi tarih aralığında alındığına dair bir not yok. Artı bizim kullandığımız programımızda böyle bir arayüz yok” diye yalanladı:

“Temaslı takibini bütün hastalar için yapıyoruz. Bütün vakalar HES sisteminin içinde. Bizim verdiğimiz tablodaki bilgilerin tamamı doğrudur. Mücadelede gizlenerek bir şey yapılmıyor. Bütün tespit edilen bütün pozitif vakalar üzerinden yapılıyor. “

Doğru soru yetersiz yanıt

Tablodaki değişikliğin asıl nedenini açığa çıkmasını sağlayan son adım, NTV muhabiri Öykü Tüccar’ın sorularıydı. Öykü Tüccar, bakana “Her vaka hasta değildir” sözünü hatırlatarak başlamak istedi sorusuna. Ama Bakan Koca sürekli araya girerek sözünü kesti:

Gazeteci- Konuşmanızın başında her vakanın artık hasta kabul edilmediğini söylediniz.

Bakan Koca- Artık değil öyle zaten.

Gazeteci- Tamamdır, tabloda değişiklik…

Bakan Koca- Yani asemptomatik olan vakadan bahsediyoruz.

Gazeteci- Ben de şunu sormak istiyorum.

Bakan Koca- Hasta semptomu olan kişiden bahsediyoruz.

Gazeteci- Tamam

Bakan Koca- Asemtomatik ve semptomatik. Sempomatik vaka hasta, asemptomatik vaka. Buyrun…

Gazeteci- Ben de o zaman şunu sormak istiyorum. Tablodaki yeni vaka sayısı, yeni hasta sayısı olarak değiştirilmişti. Bu asemptomatik pozitifler bu sayı içinde değil mi? Eğer değillerse Türkiye’de kaç asemptomatik vaka var şu anda ve bunlar da tabloya eklenecekler mi?

Bakan Koca- Teşekkür ediyorum. Bizim verdiğimiz günlük hasta sayısı. Zaten 29 Temmuz’dan itibaren de günlük hasta sayısı olarak verdik. Verdiğimiz bilgi bu. Teşekkür ederim.

Gazeteci Öykü Tüccar’ın soruları netti, bakan soruya tam bir yanıt vermemişti ama tabloda pozitif tanısı konulmasına rağmen hastalık belirtisi göstermeyenlerin tabloda olmadığını itiraf etmiş oldu. Böylece bütün Türkiye, o tabloda belirti göstermeyen pozitif vakaların açıklanmadığını öğrendi. Gazeteci Öykü Tüccar’ı kutlamak gerek.

Bereket 64 gün sonra doğru soru sorulabildi de gazetecilik gerçeği olmasa da gerçeğin gizlendiğini duyurabildi. Hem de öyle sahici bir soru ki, bakan altında ezildi. “Salgınla mücadele sürecinde, devletimiz, halkının sağlığı kadar, ulusal çıkarlarını da korumaktadır” diye paylaşımda bulunması bile onu kurtarmaya yetmedi. Aksine vaka sayılarını gizlediğini bir kez daha itiraf etmiş oldu.

Dünyanın her yanında siyasetçiler zor durumda kaldıklarında “Ulusal çıkar” kılıfına sığınırlar ama “Ulusal çıkar” dedikleri aslında iktidarlarının çıkarıdır. Gerçek ulusal çıkar, halkın gerçekleri bilmesini gerektirir, halkını düşünen siyasetçi şeffaflıktan yana olur.

Selam olsun gazeteciliğe…