Doğu Akdeniz’de sismik araştırma yapan Oruç Reis Antalya’ya dönse de, Ankara-Atina hattındaki krizin nereye varacağı bilinmezliğini koruyor.
10 Ağustos’tan beri Doğu Akdeniz’de doğal gaz sismik araştırma faaliyetleri yürüten Oruç Reis araştırma gemisinin beraberindeki donanma gemileriyle birlikte Antalya’ya dönmesi dikkatleri bir kez daha Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki politikalarına çevirdi.
DW’den Hilal Köylü’nün araştırma yazısı:
Ana muhalefet partisi CHP, Oruç Reis’in dönüşünü “taviz” olarak nitelerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bunun bir taviz olmadığını ifade etti. Çavuşoğlu, Oruç Reis’in limana bakım ve ikmal için geri çekildiğini belirtti. Ancak Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’deki çalışmaları için 1 Eylül’de ilan edilen Navtex’in süresi zaten 12 Eylül akşamı dolmuştu.
NATO’un kolaylaştırıcı rolüyle Atina’yla müzakereyi ön koşulsuz kabul eden Ankara’nın yeni bir Navtex ilan etmektense Oruç Reis’i limana geri çekmesi aslında hem Avrupa Birliği (AB) cephesinde, hem de uluslararası uzmanlar nezdinde “yeni bir hamle” olarak yorumlandı. İç siyasette yükselen, “taviz veriliyor” seslerini bastırmak için Çavuşoğlu’nun Oruç Reis’in bakım ve ikmal için döndüğünü söylemek durumunda kaldığına dikkat çeken uzmanlar, “Bu kafa karışıklığına hiç gerek yok. Ankara, müzakere yolunda ilerlemeye çalışıyosa, ilerlemeli” diyor.
Peki Türkiye’nin kafası neden karışıyor? DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan stratejist Aydın Sezer, NATO’nun taraflara müzakere çağrısını hatırlatarak, Yunanistan’ın Türkiye’den, gemilerini Doğu Akdeniz’den çekmesini istediğini de kimsenin unutmamasını istiyor.
Sezer, “Navtex’in süresini uzatmadığınıza göre Yunanistan’ın ön şartını kabul etmiş oluyorsunuz. Muhalefet taviz dese de kesinlikle değil. Ama yine de taviz olarak yorumlanabilecek bir müzakere hamlesi. Sıkıntı, Bakan Çavuşoğlu’nun konuştukça bu müzakere hamlesi konusunda kafaları karıştırmasından kaynaklanıyor” diyor. Bakan Çavuşoğlu’nun iç siyasetteki “taviz veriliyor” seslerini bastırmak için konuştuğunu, konuştukça da Ankara’dan Yunanistan’a “yanlış sinyal” gittiğini düşünen Aydın Sezer, “Bu hamle üzerinden taviz tartışmaları yapılıyorsa sorumlusu yine hükümet, yine yanlış dış politika. Türkiye hem içeriyi hem de dışarıyı idare etmekle uğraşacağına müzakere hamlesini güçlendirecek adımlar atmaya devam etmeli” mesajı veriyor.
“Tek yol müzakere“
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. İlhan Uzgel de Türk hükümetinin yaşadığı “kafa karışıklığına” dikkat çekenlerden. Ona göre de Çavuşoğlu’nun sözlerinin “ters anlaşılmasının” nedeni bu. Uzgel, bu ters anlaşılmayı çözmek için Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşananların üstünden geçilmesi gerekiyor.
Uzgel DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın kendi deniz alanlarındaki enerji kaynaklarını çıkarmak için uluslararası enerji şirketleriyle anlaştığını, ABD’nin ve Fransa’nın Güney Kıbrıs’ta 2018’te ve 2019’da anlaşmalar imzaladığını hatırlatıyor. “Türkiye ise Mavi Vatan doktriniyle hareket edip gerektiğinde deniz yetki alanlarını donanmasıyla kullanmayı, Libya’yla ortak hareket etmeyi kazanç saydı. NATO’yla, AB’yle, Amerika’yla ters düşülebileceği hesaplanmadı” diyen Uzgel, Türkiye’nin şu ana kadar Doğu Akdeniz’de kendini kazançlı çıkarabilecek hiçbir şey yapamadığını dile getiriyor.
İlhan Uzgel, “Türkiye’nin donanma çıkarma, tatbikat yapma ve Navtex ilan ederek sürdürdüğü politika işe yaramadı. Türkiye çok sıkıştı. Yunanistan; AB ve Fransa üzerinden Türkiye’ye yükleniyor. ABD, Güney Kıbrıs’tan yana. Türkiye’nin bundan böyle yapacağı tek şey müzakereye yüklenmek olmalı. Tek yol müzakere” söyleminde bulunuyor.
“Gemiyi tekrar çıkarabilecekler mi?
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Serhat Güvenç ise, “Ankara taviz vermiyor aslında” görüşünde. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sözlerini iç siyasete dönük bulan Güvenç DW Türkçe’ye, “Türkiye’nin bir yandan Suriye’de, bir yandan Libya’da çatışmalar içindeyken Doğu Akdeniz’de hakim olması beklenemezdi zaten. Yunanistan’la bir müzakere yolu açılmışsa onun üstüne gitmekten başka yol yok. Oruç Reis’i tekrar sismik araştırmaya çıkarabilecekler mi göreceğiz” diyor.
Yunanistan’ın silahlandığı, Türkiye’nin de sismik araştırmalara devam edeceği haberlerine temkinli yaklaşmayı tercih eden Güvenç, “Yunanistan’ın çok parası yok. Türkiye’nin de maddi olarak nefesinin kesildiği bir süreçten geçiyoruz. Bir müzakere olacak da nasıl olacak hep beraber göreceğiz” mesajı veriyor.