Türkiye, Filistin halkının çıkarlarını koruyacaksa, bunu bölgede istikrar ve güven unsuru olmakla başarabilir.
Mehmet. Y. Yılmaz‘ın T24’teki yazısı:
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasında diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok kızdı.
Abu Dabi Büyükelçimizi geri çekebileceğimizi söyledi. BAE ile diplomatik ilişkileri askıya almaktan söz etti.
Niye?
Çünkü BAE’nin, İsrail’in varlığını tanıması anlamına gelen bu anlaşma, Filistin halkının davasına zarar veriyormuş!
O zaman Türkiye’nin, İsrail’i diplomatik olarak tanıması ve kesintisiz ticari ilişkiler içinde olması kime zarar veriyor?
Konuşmadan önce biraz düşünmek, tutarlılık için gereklidir, hatırlatmış olayım.
ABD’nin zorlamasıyla Filistin toprakları üzerinde bir İsrail devletinin kurulması kararının BM’den çıkmasından bu yana (1947) 73 yıl geçti.
1948’de, Arap ittifakının yenildiği savaştan beri de Filistinliler deyim yerindeyse gün yüzü görmedi.
İsrail’i yok etmeye yönelik her girişimin sonucu, Filistinliler için hayatın daha da zorlaşması oldu.
BAE ile İsrail arasındaki anlaşma, açıklananlar doğru ise İsrail’in Batı Şeria’yı ilhaktan vazgeçmesi sonucunu doğuracak.
Buna İsrail ne kadar uyacak, tereddütlerim olmakla birlikte Erdoğan’a şunu sormak isterim: Hangisi Filistin halkının yararınadır? Batı Şeria’nın ilhakını seyredip, işe yaramayan hamasi nutuklar atmak mı, İsrail’in bu ilhaktan vazgeçmesini sağlamak mı?
Erdoğan yönetimi, diplomasiyi unutalı çok oldu.
Devletler ile ilişkilerimizde önceliğin “Türkiye’nin uzun vadeli çıkarları” olması gerektiği gerçeği ne zaman kafalarına dank edecek bilmiyorum.
Müslüman Kardeşlerin sözcüsü olacağız diye Mısır ile ilişkilerimizi bozmasaydık, bugün Doğu Akdeniz’de Mısır – Yunanistan – Kıbrıs Rumları ittifakının yarattığı sorun ile karşılaşır mıydık?
İsrail ile Filistinlilerin hiçbir işine yaramayan ağız dalaşı yürüteceğimize diplomatik ilişkileri düzgünce sürdürebilseydik, İsrail’in bu blok içinde yer alıp, Türkiye’nin karşısına çıkmasını önleyebilir miydik, önleyemez miydik?
Türkiye, kavga etmek yerine İsrail ile “güvenilir müttefik” olmayı tercih etseydi, Filistin halkı için çok daha fazla şey yapabilirdi.
Bugün bir gemi yardım malzemesi bile gönderemiyorsunuz, bu mu Filistin halkının çıkarlarını korumak?
Türkiye, Filistin halkının çıkarlarını koruyacaksa, bunu bölgede istikrar ve güven unsuru olmakla başarabilir.
Bunun için ideolojik saplantılarınızdan kurtulup, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına odaklanmalısınız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasına esas olan “yurtta sulh, cihanda sulh” mottosunu tekrar hatırlamanın zamanıdır.
Herkesle kavga ederek, bağırıp çağırarak, kabadayılık gösterileriyle Türkiye’nin çıkarlarını koruyamazsınız.
Mehmet. Y. Yılmaz’ın yazısının tamamını okumak için:
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/yurtta-kavga-dunyada-kavga,27706