Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle Türkiye’nin farklı bölgelerinde, farklı sosyo-ekonomik profillerine sahip gençlerin temel sorun alanları ve beklentilerini ölçen Gençlik Araştırması Raporu’nu salı günü kamuoyuyla paylaştı.
Araştırma, gençlerle 600 örneklem üzerinden, Türkiye’nin 12 ilinde telefon destekli bilgisayar üzerinden gerçekleştirildi.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgilere göre, toplam nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 13 milyon genç nüfusuyla 20 AB üyesi ülkenin nüfusunu geride bırakan Türkiye’de, gençlerin öncelikli sorunları eğitim ve istihdamda yer alamamak, fırsat eşitsizliği ve güvencesizlik olarak görülüyor.
Bu güvensizlik ortamı gençleri başka ülkelerde yaşama hayallerine sürüklerken, günü kurtarmaya dönük politikalar yerine, özellikle salgın sonrası birincil dereceden gençleri etkileyecek olan istihdam sorunlarının çözümü için acil önlemler paketi beklentisi birçok kesim tarafından dillendiriliyor.
Her dört gençten biri işsiz
Rakamlarla genel bir tablo vermek gerekirse; her dört gençten biri işsiz. Genç kadınlarda işsizlik oranı 2018 yılında yüzde 25,3 iken, geçtiğimiz sene yüzde 30,6’ya yükseldi.
Gençlerde istihdam oranı ise 2019 yılında yüzde 33,1 oldu. İstihdam edilen gençlerin yüzde 17,7’si tarım, yüzde 28,2’si sanayi, yüzde 54,1’i ise hizmet sektöründe yer alıyor.
15-24 yaş arası nüfusun yüzde 25,7’si ne eğitimde ne istihdamda. Mesleki ve teknik lise veya üniversite mezunu her üç gençten biri ne eğitimde ne istihdamda.
2018-2019 yıllarında iller arası göç eden nüfusun yüzde 35’i, 15-24 yaş aralığındaki gençlerden oluştu.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında bir kıyaslama yapıldığında ise, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına en az harcama yaptığı ülke Türkiye olarak tespit ediliyor; zira ilkokuldan üniversiteye kadar olan dönemde öğrenci başına kamu harcamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alıyor.
Gençler ekonomik bağımsızlıklarını kazanamıyor
SODEV araştırmasına göre, Türkiye genelinde gençlerin yüzde 70’i ekonomik anlamda ailelerinden bağımsız değil. Bu soruya AK Parti seçmeninin yüzde 65,3’ü, CHP seçmeninin yüzde 66,7’si, HDP seçmeninin yüzde 81,8’i ve İYİ Parti seçmeninin yüzde 75’i, MHP seçmeninin ise yüzde 57,1’i bu şekilde yanıt veriyor. Daha önce başka araştırmaların da desteklediği bu veriler, gençlerin ekonomik anlamda “aile konfor alanının” dışına çıkacak ekonomik araçlardan yoksun kaldığını göstermesi açısından çarpıcı.
Araştırmanın öne çıkan bir noktası ise, gençlerin “özgürlükleri” önem sıralamasında önceliklendirmesi. Gençlerin yüzde 68,3’ü için ‘düşüncelerinizi özgürce ifade edebilmek’ birincil öncelik iken, yüzde 52’si ise başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerini önemsiyor. Özgürlük konusunda hassasiyet CHP seçmeni arasında daha yüksek iken, dini değerlerin önceliği daha alt sırada; dolayısıyla CHP seçmeni gençler daha seküler bir zemin sergiliyor.
SODEV Genel Başkanı Ertan Aksoy, “Twitter üzerinden oluşan bir gençlik algısı var, ama gerçek durum çok daha farklı. Önceliklerinde toplumsal ve kişisel değerde en çok öne çıkan şey “özgürlük” ve “kendini ifade etme hakkı” meselesi” diyor.
AK Partili gençlerin yarısı yurtdışında yaşamak istiyor
Yurtdışında yaşama konusunda ise gençler oldukça istekli. Türkiye genelinde gençlerin yüzde 62,5’u, imkanları olsa yurtdışına yerleşip orada yaşamayı istediklerini ifade ediyorlar. Bu oran, oy verdikleri siyasi parti 2002 yılından beri tek başına iktidar olmasına rağmen, AK Parti seçmeni gençlerde yüzde 47,5 iken, CHP seçmeninde yüzde 74,4. Diğer parti seçmenlerinde yüzde 60 bandında bir kesim bu konuda olumlu düşünüyor.
SODEV Başkanı Aksoy, “AK Partili gençlerin yarısı ise, her ne kadar 18 yıldır iktidarın güvencesini hissetmelerine rağmen, yurtdışına çıkmak istiyor. Sizin için ne önemlidir sorusuna verilen yanıtlarda bunun cevabı gizli. Birinci sırada özgürlüğünü, ikinci sırada da bir başkasının kendisini ifade etme hakkını önceliklendiriyor. Dolayısıyla özgürlükten sonra açıklanabilecek bir durum bu. İnsanların tweet attığı için tutuklandığı bir iklimde bu şekilde hissediyor olabilir” diyor.
Aksoy bu noktada çarpıcı bir gençlik değerlendirmesinde bulunuyor ve gençliğin mevcut kutuplaşma çizgilerinin ötesinde bir arada yaşama çabalarında bulunduğuna dikkat çekiyor:
“Türkiye siyaseti, 3 bin trol Twitter hesabına sıkıştırılmış durumda. Oradakilere bakıp değer yargıları onlardan ibaret sanıyoruz. Ancak gerçeklik öyle değil. Gençler karşılaştığımız troll hesaplardan farklı algılıyor, özgürlükleri önemsiyor. Sahada toplumun her kesimi, bir arada yaşamanın, özgürce yaşamanın koşullarını halen arıyor, bunun oluşması için çaba harcıyor. Gençlikte bu eğilim çok daha baskın.”
Araştırmada, davranışsal iktisatta son dönemde oldukça revaçta olan “alternatifler üzerinden tercihler yaptırma” doğrultusunda sorular sorularak gençlerin önceliklerinin para mı özgürlük mü olduğu mercek altına alınıyor.
“Hayatınızın kalan kısmının tamamını Suudi Arabistan’da aylık 10 bin dolar kazanarak veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkanınız olsa hangisini tercih edersiniz?” sorusuna ise Türkiye genelinde gençlerin yüzde 72,2’si İsviçre yanıtını veriyor. Bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 60,5; CHP seçmeninde ise yüzde 82,1 düzeyinde.
Hayatlarının geri kalanını ‘otokratik’ devlet olan Kuzey Kore’de aylık 10 bin dolar veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkanları olması durumunda ise gençlerin yüzde 64,3’ü yine İsviçre’den yana bir eğilim gösteriyor.
Aksoy, “Bunun bir ekonomik krize ve yakıcı bir işsizliğe konu olan bir dönemde yaşanması şaşırtıcı ve bir açıdan da sevindirici oldu. Yanlış kanıların aksine gençlik dinini, inancını istediği şekilde yaşamak istiyor ama birincil önceliği özgürlüğü” diyor.
İstihdamda fırsat eşitliği
İş bulma süreçlerinde ise gençler torpil ve kayırmacılığın halen geçerli olduğunu düşünüyor. Türkiye genelinde katılımcıların yüzde 79,3’ü yetenekli de olsa bir gencin iş başvurusu sırasında “arkası sağlam” ve “torpilli” bir başka gence yerini kaptırabileceği görüşünde. Bu oran AK Parti seçmeni gençlerde yüzde 66,5 iken, en yüksek oran yüzde 93,8 ile İYİ Parti seçmeni arasında gözlemleniyor.
“Bu yarışa girmek kötü, ama ondan daha kötüsü adil olmayan bir yarışa girmek. Gençlik fırsat eşitliği istiyor. Türkiye’de sosyal demokrasi iktidarı kurulması durumunda gençlerin bu algısını ortadan kaldırmak için bütün adımları atmak zorunda. Gençlere adil koşullarda, yetenekleri doğrultusunda yarışıp gelişim göstereceklerine dair umudunu yitirtirseniz verim de alamazsınız, ülkeye dair hayallerini kırarsınız” diyor Aksoy.
Aksoy’a göre, hem İYİ Parti’nin yeni kurulan bir parti olması, hem de genç yaşlarından dolayı kamu kurumlarına erişim imkanı olmadığı için bu hissi yaşamış olabilir. Ama, AK Parti ve MHP seçmeni arasında da yüksek rakamlar olması, “bunun artık hakikat olduğu, kanıksanan bir gerçeklik” haline gelmesi.
İyi üniversiteden mezun olmak katkı mı?
Üniversite sayılarındaki çarpıcı artışa rağmen Türkiye’de iş bulmak ile iyi bir üniversiteden mezun olmak arasında bulunduğu iddia edilen bağlantı ise, gençler tarafından artık kabul görmüyor. Gençlerin yüzde 27,8’i, Türkiye’de üniversitelerin iş bulmak için yeterli donanım sunmadığı düşüncesinde. Bu oran en yüksek HDP seçmeni arasında, zira neredeyse iki HDP seçmeni gençten biri, iş bulmak konusunda üniversitenin sunduğu olanakları yetersiz buluyor.
Gençlerin sosyal medya üzerinden düşüncelerini özgürce ifade edip edemedikleri sorulduğunda ise, bu konuda en “dertli” HDP seçmeni gençler; zira yüzde 54,5’i, sosyal medya üzerinden ifade özgürlüğünü hiçbir şekilde kullanamadığını ifade ederken, bu oran CHP seçmeninde yüzde 12,8, AK Parti seçmeninde ise yüzde 9,6.
Aksoy’a göre, gençlerin tamamı sosyal medyada siyasi içerik üretmese de ve gündelik yaşantılarından kesitler yayınladıklarında müdahale olmamasını “özgürlük” olarak ifade etmeleri mümkün, zira gençler arasında en çok kullanılan sosyal mecra yüzde 93,2 ile siyasi olmayan bir sosyal paylaşım aracı İnstagram iken, onu Twitter ve Facebook izliyor. 1990 sonrası doğan gençler dijital teknolojinin içerisinde büyüyen bir kesim olduğu, “dijital yerliler” olarak tanınıyor ve mobil araçlar üzerinden İnternet dünyasını kullanan bir kuşak olarak görülüyor.
“HDP seçmeni arasında sosyal medyada özgürce kendilerini ifade edemediklerini söyleyenlerin yüksek oranı ise bize şunu söylüyor: Gençlik siyasi paylaşımlarda üzerinde kimlik üzerinden bir baskı hissediyor” diyor Aksoy.