AİHM, Türk hükümetinin Osman Kavala için verilen tahliye kararını Büyük Daire’ye taşıma başvurusunu reddetti. Böylece AİHM’in geçen yıl Mart ayında verdiği tahliye kararı kesinleşmiş oldu.
Böylelikle Kavala davasında dikkatler Avrupa Konseyi’ne çevrildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türk hükümetinin Osman Kavala’nın tahliyesi kararını bir üst merci olan Büyük Daire’ye taşıma başvurusunu reddetti. Böylece AİHM’in Kavala için 10 Mart 2019’da aldığı derhal tahliye kararı önünde engel kalmadı.
Kararı değerlendiren ve kendisi de hukukçu olan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AİHM’in Ankara’nın başvurusunu reddetmesiyle tahliye kararının kesinleştiğini belirterek, “Osman Kavala’nın tutuklandığı koşullarda makul bir şüphe ile tutuklanmadığı, yeterli delille tutuklanmadığı konusunda karar kesin şu anda ve hükümetin de mutlaka bu karara uyması lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Tahliyesi beklenirken yeniden tutuklanmıştı
İki buçuk yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan ve Gezi Parkı davasından Şubat ayında beraat eden Osman Kavala tahliye edilmesi beklenirken, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında “casusluk” suçundan tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiş ve tutuklanmıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Mart 2019 tarihinde iki yıldan uzun süredir cezaevinde bulunan Osman Kavala tarafından açılan davada kararını açıklamıştı. Kavala’nın “siyasi nedenlerle” ve “insan hakları savunucularını susturmak” amacıyla tutuklandığı sonucuna varan AİHM, Ankara’ya Kavala’nın “derhal serbest bırakılması” talebinde bulunmuştu.
Gözler Avrupa Konseyi’nde
Türk hükümetinin Büyük Daire başvurusunu inceleyen Mahkeme, hukuken yeniden yorum gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna vardı. Kavala davası kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “emniyet ve güvenlik hakkı”na ilişkin 5(1) ve “haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlanması”na ilişkin 18’inci maddelerinin ihlaline hükmedildiğini dikkate alan Mahkeme, bu maddeler konusunda yerleşik içtihat bulunduğundan davanın esastan yeniden görülmesini gerektirecek bir durumla karşı karşıya olunmadığına kanaat getirdi.
Şimdi ne olacak?
AİHM, Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi’ne bağlı bir mahkeme. AİHM kararlarının uygulanışı Avrupa Konseyi’nin karar organı konumundaki Bakanlar Komitesi tarafından denetleniyor. Bu denetim süreci, her üç ayda bir olmak üzere yılda dört kez AİHM kararları gündemiyle toplanan Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin büyükelçiler düzeyindeki daimi temsilcileri (delegeler) tarafından yürütülüyor. Sıradan bir davayla ilgili denetim süreci normal koşullarda en az bir yıl sürüyor. Bu süre, “zor” tanımlanan davalarda on yıla kadar çıkıyor, devletlerarası davalarla ilgili kararlarda ise çok daha uzun sürebiliyor.
Koronavirüs krizi kapsamındaki önlemler nedeniyle bir sonraki delegeler toplantısının “yazılı” yapılması öngörülmekte. Bu ilk toplantıda Kavala kararının uygulanma süreciyle ilgili bir gelişme yaşanması veya karar alınması beklenmiyor. Ancak Avrupa’da kimi devlet, kurum ve kuruluşların bu davaya verdikleri özel önem nedeniyle Bakanlar Komitesi’nden, karar niteliğinde olmayan yazılı bir deklarasyon çıkabilir. Fakat bu da delegeler toplantısına kadar Ankara ile Avrupa Konseyi arasında yürütülecek diyalogla değişebilir.