25 Kasım 2024 Pazartesi
Türkiye’ye bağlanmak istemiyoruz dedi, kıyamet koptu

Türkiye’ye bağlanmak istemiyoruz dedi, kıyamet koptu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İngiliz The Guardian gazetesine verdiği röportajda, Kıbrıs adasının kuzeyinin, Rusya’nın Kırım’da yaptığı gibi Türkiye’ye ‘ilhak’ edilmesini, ‘korkunç’ bir ihtimal olarak niteleyerek, bunun Türkiye’nin kendi çıkarlarına da aykırı olduğunu söyledi. Akıncı, Kuzey Kıbrıs’ın ‘de facto olarak Türkiye ili haline gelebileceğini’ de belirtti.

Akıncı’nın açıklamaları, KKTC ve Türkiye’de tepkilere neden oldu. KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Akıncı’nın, ‘cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak amacıyla son derece yanlış bir davranış gösterdiğini’ söyledi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, ‘Akıncı’nın özür dilemesini’ isterken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akıncı’nın ’emsalsiz işgüzarlık ve işbirlikçilik örneği gösterdiğini’ öne sürerek, “görevinden affını istemesi yegâne beklentimiz ve temennimizdir” dedi.

2015’de seçilen Akıncı, 26 Nisan’da yapılacak KKTC cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ‘bağımsız’ aday olmuştu.

Akıncı, The Guardian’a ne dedi?: ‘De facto’ Türkiye ili haline gelebiliriz

Akıncı, The Guardian röportajında, Kıbrıslı Türklerin laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istediklerini belirterek, Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltma arzusunu dile getirdi, Türkiye’ye bağlanma ihtimalini ise ‘korkunç’ olarak niteledi.

Akıncı, adil federal çözüm içeren bir anlaşmaya tez zamanda ulaşılmazsa, ‘adadaki Türk ve Rum toplumlarının bölünmüşlüğünün kalıcı hale geleceği’ uyarısında bulundu.

Yarım asırlık bölünmüşlükten sonra tek işler çözümün ‘federal bir çatı altında yeniden birleşme’ olduğunu anlatan Kıbrıs Türk toplumu lideri, bu başarılamazsa, daha fazla Türkiye’ye bağımlı hale gelecek olan Kuzey Kıbrıs’ın, Ankara tarafından yutulabileceğini’ ve ‘de facto Türkiye iline dönüşebileceğini’ ifade etti.

Kalıcı bölünmenin koşullarının yaratıldığını söyleyen Akıncı, “Her yıl fiziksel, demografik ve ekonomik açıdan daha konsolide oluyor. Gençlerin zihinlerinde konsolide oluyor” dedi.

The Guardian’a Erdoğan’ın, Türkiye-Kuzey Kıbrıs ilişkisini ‘anavatan-yavruvatan’ diye tanımlamasına karşı çıktığını tekrarlayan Akıncı, “Ben bağımsız, kardeşçe ilişkiler istiyorum” derken, hükümetin faturalarını ödeyen Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için daha fazla şey yapmaları gerektiğini belirtti. Bunu başarabilmek için de Güney’in desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

‘Kıbrıslı Türklerin kendilerine özgü bir kimliklerinin olduğunu, bunun laik, demokratik ve çoğulcu bir kimlik olduğunu’ aktaran Akıncı, “Bunu korumak istiyoruz” dedi.

The Guardian, Kuzey Kıbrıs’taki sivil toplum aktivistlerinin ‘Ankara’nın İslamcı etkisini yavaş yavaş arttırma kampanyası yürüttüğünden yakındığını’, ‘bunun karakteristiğinin cami inşa etmek, Kuran kursları açmak ve müfredattan evrim kuramını çıkarmak olarak’ görüldüğünü kaydetti. The Guardian, ayrıca aktivistlerin ‘Türk ordusunun Kuzey Kıbrıs’ta tümden kontrolü ele almasının düşük olasılık olduğu, ama imkansız olmadığı’ görüşünü de aktardı.

İngiliz gazetesinin ‘Kırım tarzı ilhak ihtimali’ sorusunu ‘korkunç’ diye yanıtlayan ve ‘Türkiye’nin kendi çıkarlarına aykırı’ olarak değerlendiren Akıncı, kendi vizyonunun tümüyle farklı olduğunu belirtti.

‘İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım’

Guardian’a ‘AB içinde birleşik Kıbrıs’tan söz eden KKTC Cumhurbaşkanı, içişlerinde bağımsız, dış ilişkilerde Suriye’deki Fransız mandasına bağlı ‘Hatay Devleti’nin 1939’da referandumla Türkiye’ye bağlanmasını kabul eden dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’e atıfla “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” dedi.

Kıbrıs’ta anlaşmaya varılmasının Doğu Akdeniz’de yükselen gerilimi yatıştırabileceğinden söz eden Akıncı, Osmanlı kökenleri olan Britanya Başbakanı Boris Johnson’ın Ankara ile iyi ilişkilerini kullanarak Kıbrıs müzakerelerini yeniden canlandırması umudunu dile getirdi.

The Guardian, Akıncı’nın yazın sondaj faaliyetlerinde Kıbrıslı Rumlarla Türklerin işbirliği yapmasını ve çıkarılacak doğal gaz-petrolden elde edilecek geliri paylaşmaları önerisini getirdiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (Güney Kıbrıs) ise Ankara’nın Kıbrıs’ta çözüme ulaşılana dek tüm tarafların sondaj faaliyetlerini askıya alması önerisini reddettiğini hatırlattı.

Tatar: Seçimleri kazanmaya yönelik

KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Tatar, yazılı açıklamasında, Akıncı’nın olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye’ye yönelik eleştireler yöneltmesinin ‘seçimleri kazanma niyetli’ son derece yanlış bir davranış olduğunu söyledi.

Tatar, şöyle dedi: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin iradesi ile yaşasın ve yücelsin diye kuruldu. Sayın Akıncı’nın buna rağmen Türkiye’nin KKTC’yi vilayet yapacağı gibi bir iddia ileri sürmesi temelsizdir. Biz eminiz ki halkımız kendisine hiçbir yararı olmayan bu tutuma gereken yanıtı Sayın Akıncı’yı seçmeyerek sandıkta gösterecektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Anavatan Türkiye her zaman kardeşçe, samimi bir işbirliği içinde olmalı, Kıbrıs konusunu birlikte yürütmelidir. Bunun başka türlüsü, ulusumuzun, halkımızın zararınadır. Ne yazık ki Sayın Akıncı bu çizgiden çok uzaklardadır ve bize göre halkımızın güvenliğine, geleceğine yarar sağlamak yerine zarar vermektedir. Bunun en son örneği, Sayın Akıncı’nın İngiliz The Guardian gazetesine verdiği, Rumların çok hoşuna giden demeçtir.

Sayın Akıncı  maalesef  Kıbrıs sorunun çözümü konusunda Türkiye tarafından gösterilen anlayış ve çabaları göz ardı etmekte ve nerdeyse Türkiye’yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni vilayet haline getirmeye çalışmakla suçlamaktadır. Sayın Akıncı’nın olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye’ye yönelik eleştireler yöneltmesinin seçimleri kazanma niyetli olsa da son derece yanlıştır.

Bahçeli: Emsalsiz işgüzarlık ve işbirlikçilik örneği

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İngiliz gazetesine yaptığı açıklamalara ilişkin, “Türkiye’nin Akdeniz’de sıkıştırılmak, hatta dışlanıp egemenlik ve manevra alanlarının daraltılmak istendiği sorunlu bir dönemde KKTC Cumhurbaşkanı’nın tavrı emsalsiz işgüzarlık ve işbirlikçilik örneğidir. Mustafa Akıncı’nın onurlu ve şerefli hareket ederek görevinden affını istemesi yegâne beklentimiz ve temennimizdir” dedi.

Bahçeli, yazılı açıklamasında, Akıncı’nın açıklamalarının sakat zihniyetini, sancılı ve skandal tutumunu bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Bahçeli, şöyle dedi: “Kıbrıs Türklüğünün tarihsel hak ve çıkarlarını namuslu şekilde savunmak yerine, Akdeniz’de karanlık hesap yapan küresel emperyalizmin değirmenine su taşıyan ve Rumların stratejik hesaplarına hizmet eden bu şahıs milli gerçeklerden bütünüyle kopmuştur. Aynı zamanda şehitlerimizin aziz hatıralarına cephe almış, acil çözüm diye taviz ve teslimiyetin provokatör sözcülüğüne heves etmiştir. Nitekim Mustafa Akıncı’nın ‘Ankara tarafından yutulmadan‘ endişe duyması, ‘ikinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım‘ demesi utanmazlık olduğu kadar tamiri ve tedavisi imkansız bir Türkiye husumetidir. Bu şahıs KKTC Cumhurbaşkanı olduğu 2015 yılından bu tarafa Türk milletinin hassasiyetlerini kaşımaktan, milli duyarlılıkları tahriş ve tahrip etmekten vazgeçmemiş, geri durmamıştır. Akıncı’nın sık sık bahsettiği diyalog devriliş ve tükeniş, dile getirdiği çözüm formülü çöküş ve çürüyüştür.

Mustafa Akıncı’nın bu gerçekleri hasıraltı edip Türkiye’yi hafife alması, hatta KKTC’nin Türkiye’ye bağlanma ihtimalini ‘korkunç‘ olarak nitelendirmesi uyuyan bir komünistin ayaklanarak EOKA diline tutunmasından başka manaya gelmeyecektir. Anavatan- yavru vatan ayrımına karşı çıkan, Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin desteğine ihtiyaç duyduğunu küstahça seslendiren ve gizli niyetlerini itiraf eden Akıncı, ENOSİS’in yörüngesine çoktan girmiştir. Kıbrıs Türklüğünü Rum planlarına zincirleyip tutsak etmek maksadıyla elinden geleni ardına koymayan Mustafa Akıncı, Türkiye’ye ve Türk milletine şükran duyması gerekirken sırtını dönmüş, yüzünü de zalimlere çevirmiştir. Bu ayıp ve ahlaksızlığın hiçbir vicdanda, hiçbir siyasi anlayışta yeri olamayacaktır. Mustafa Akıncı’nın işgal ettiği koltuğa layık olmadığı açıktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığından derhal istifa ederek emaneti Kıbrıs Türklüğünün iradesine tevdi etmesi kaçınılmaz ve hayati bir sorumluluktur.”

AKP Sözcüsü Çelik: Özür dilemeli

Akıncı’yı sert bir dille eleştiren AKP Sözcüsü Ömer çelik ise ‘Akıncı’nın özür dilemesi gerektiğini’ söyledi.

Çelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı makamı son derece saygın ve onurlu bir makamdır. Fakat bu makamda oturan Sayın Akıncı’nın yaptığı açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına karşı saygısız ifadelerle doludur. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği davanın tam zıddı açıklamalarına bir yenisini eklemiştir. Kıbrıs Türkü’nün davasına düşman olanların söylemlerine benzer açıklamalar yapmaktadır. Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir. Tarihimizin milli kazanımlarına ve saygın şahsiyetlerine dil uzatan bu açıklamaları kınıyoruz. Akıncı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkü’nün kazanımlarına karşı saldırgan olan üslubu, sadece KKTC’ye karşı kötü niyet besleyen odakları sevindirmektedir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği değerleri de rencide etmektedir.”

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Akıncı’nın açıklamalarını kınayarak, “Türk milleti, Mustafa Akıncı’ya haddini bildirecek, bu hadsizliğin cezasını en ağır biçimde sandıkta verecektir” dedi.

Altun açıklamasında, “Şehitlerimizin aziz ruhlarını incitecek bu tür açıklamalar, ancak Türk milleti nezdinde kredisini tüketmiş bir siyasetçinin bireysel beka kaygısının yansıması olarak görülebilir. Türk olmayan muhatapları karşısında misafirliğe gidince şımarıklık yapmaya başlayan çocuklar gibi davranan bu zatın, Kıbrıs Türk’ünün ve kahraman askerlerimizin canları pahasına korudukları o koltukta oturmayı hak etmediği ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti, ne yüzlerce yıllık Türk vatanı olan Kıbrıs’ın, ne de Mavi Vatan’ın kimseye peşkeş çekilmesine asla müsaade etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da, “KKTC’nin cumhurbaşkanı sıfatıyla böylesine talihsiz bir açıklamanın yapılmış olması asla kabul edilemez. Asla tasvip edilemez. Bundan gerçekten vazgeçmesi, bu talihsiz açıklamalarını telafi edecek yeni açıklamalar yapması kaçınılmazdır” dedi.

CTP: Tüm müdahaleleri reddediyoruz

Öte yandan KKTC Meclisi’nde 12 milletvekili ile temsil edilen Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden (CTP) yapılan açıklamada, “Kıbrıs Türk halkının kimliğine, demokrasisine, iradesine kimden ve nereden gelirse gelsin tüm müdahaleleri reddederiz” dendi.

CTP’den yapılan açıklama şöyle: “Kıbrıslı Türkler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendi gelecekleri için toplumsal varoluş mücadelesini sürdürecek, bunun için diyalog ve haysiyetle yolunu yürüyecektir.

Kıbrıslı Türklerin hedefi, ilhak ya da entegrasyon değil, siyasi eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde sağlanacak bir barış ile dünyaya bağlanmaktır. Bir kez daha yineliyoruz ki, çatışmaya değil uzlaşıya, tüm dünya ile doğru zeminde iyi ilişkilere ihtiyacımız vardır.”