Türkiye’de 2016 Temmuz’da yaşanan kalkışma, yani önlenen darbe girişimi sonrasında çok sayıda Alman vatandaşının tutuklandığı, daha da fazla sayıda Alman’ın Türkiye’den çıkış yasaklı oldukları görünüyor. Adli kontrol tedbirleri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı konan Alman vatandaşlarının sayısı, bizzat Almanya Dışişleri bakanlığı’nın verdiği rakamlara göre 74’e ulaştı. Tutuklu sayısının ise, yine resmi açıklamaya göre 59 olduğu biliniyor.
Tutuklu ve yurt dışına çıkış yasağı altında bulunan Almanların bir kısmının Fetö ve PKK bağlantılı, ancak hatırı
sayılı bir kısmının ise “Casusluk” suçlıaması nedeniyle soruşturma altında olduğu biliniyor. Türkiye ile Almanya arasında tarihten bu yana “casusluk” krizi hep vardı, hep yaşandı ve hep iki ülkeyi yönetenlerin ikili görüşmelerinin büyük bir bölümü
casusluk faaliyetlerine ayrıldı.İki ülkenin istihbaratı, ülkeler ve bireyleri hakkında azami bilgi toplamak için tarihten bu yana yoğun mesai harcadılar. Ve harcamaya da devam ediyorlar.
Son olarak Türkiye’nin Almanya Büyükelçiliği’nin “Hukuk Danışmanı” olarak görev yapan Avukat Yılmaz S.’nin “casusluk”
suçlamasıyla tutuklanmasını hatırlarsınız. Halen Alman İstihbarat Teşkilatı’nın (Bnd) 2 numarasının Türkiye kökenli
ve adının Sinan Selen olduğunu söyleyelim. Sadece bu durum, Almanya’nın Türkiye ve Türklere yönelik yoğun ilgisini
göstermek için yeterli. Almanya’da 3 milyonu aşkın Türkiyeli yaşıyor. Türkiye, hem siyasi, hem diplomatik hem de
ekonomik olarak Almanya’nın en yakın ilişkide bulunduğu ülke. Yani istihbarat birimlerinin ülkeler arası mesaisi doğal,
belki de zorunlu. Almanya’da halen 23 MİT ajanı hakkında soruşturma yürütülüyor.
Almanya’nın en büyük korkusu, Türk istihbaratının Alman Devleti’nin içine yuvalanması… Sadece son 5 yıla bir
göz atacak olursak, Almanya-Türkiye arasında birçok “casusluk” faaliyeti nedeniyle ilişkilerin “kriz” aşamasına
geldiğini, iki ülke arasındaki bu faaliyetin artık “rutin bir konu” olarak ele alındığını görürüz. Almanya’da, 6 bin
civarında MİT elemanının görev yaptığı yönünde bir tahmin yapılıyor. Aralık 2016’da Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği
(DİTİB) bünyesinde görevli imamların Gülen yanlıları hakkındaki bilgileri Türk istihbaratı ve diğer devlet kurumlarına
ilettikleri iddia edildi.
Şubat 2017’de Alman iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyalet teşkilatı
Başkanı Burkhard Freier, casusluk yapan en az 13 imamın tespit edildiğini, bu kişilerin 33 şahıs ve 11 eğitim kuruluşunu Diyanet’e ihbar ettiğini açıkladı. Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı, MİT’in Almanya’daki faaliyetlerinde yasaların dışına çıktığını açıkladı. Teşkilat Başkanı Hans-Georg Maaßen, “Türk hükümetinin Almanya’da yaşayan Türkler üzerinde nüfuz tesis etmeye çalıştığına dair ellerinde bilgi bulunduğunu” belirterek, Ankara’nın sadece Fethullah Gülen yandaşlarını değil, aynı zamanda Erdoğan karşıtı Türkleri de yıldırma girişiminde bulunduğunu” belirtti. Maaßen, Türk istihbaratının Almanya’da artan faaliyetlerinden endişe duyduklarını söyledi. Almanya MİT’e yönelik baskıları artırdı.
Bundan 70 yıl önce İngiltere Büyükelçiliği’nde göre yapıp, Almanya’ya bilgi ve belge sızdıran ‘Çiçero’nun hikayesini
hatırlarsınız. Berlin-Ankara arasındaki güzergahta, birçok ‘Çiçero’lar cirit atıyor. Bu kriz bitmez.