Libya ile Türkiye arasında askeri anlaşma yapıldığında, daha tezkere TBMM’ye
gelmeden biz Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Libya’ya gittiğini biliyorduk.
Nereden mi?
Babıali TV’deki yayınlarımız için sıkça bağlandığımız Suriye’den gazeteci
arkadaşımız Sarkis Kassaryan söylemişti. Türk kamuoyu bunu ilk kez neredeyse
bundan 20 gün önce Sarkis’ten duydu. Yani haber Suriye’den geldi.
Bugün Rus diplomatları bu bilgiyi teyit ettiler. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan
da bu durumu, ‘Farklı ekiplerden oluşan muharip güçler’ olarak adlandırmıştı.
Demem o ki ne kadar üstü kapalı yapılsa da nihayet ortaya çıkacak bir durum
bu. Ama ÖSO’nun meşruiyetini tartışmalı hale getirdi.
Şimdi deniyor ki Türkiye bu kişilere ayda 1500 dolar para veriyor. Deniyor ki en
az altı ay bu bölgede kalan ve savaşan militanlara nihayetinde Türk vatandaşlığı
verilecek. Ha diyeceksiniz ki, General Hafter’ destek için Rusya da ‘Wagner’
adı ile anılan paralı askerler yolladı. Ve bu askerler Rusya adına Libya’da
savaşıyor. Doğru. Bu durumu hiçbir Rus yetkiliye resmi olarak söyletemezsiniz
ama herkes bilir. Bunun izahı Rusya’ya veya Ruslara ait. Ama ben Türkiye
açısından durumu ele alayım.
2011’de kuruldu
ÖSO, 2011’de Suriye ordusunda görevli yedi subay tarafından kuruldu. Albay
Riyad el Esad liderliğinde kurulan ÖSO, kuruluş amacını "sistemi yıkmak için
halkla birlikte çalışmak ve halkı sistemin silahlı ölüm makinelerine karşı
korumak" olarak açıkladı. Örgütün kurucu komutanı olan El Esad,
iç savaşın başlamasından bir süre sonra Türkiye'ye kaçtı. ÖSO'yu da Türkiye'den
yönetmeye başladı. Hatta, o tarihlerde silahlı muhalif gruplara destek veren
Türkiye, bazı batı ülkeleri ve Körfez Arap ülkelerinin talepleriyle merkezi bir
komuta kademesi kurulması amacıyla Aralık 2012'de Antalya'da bir toplantı
yapıldı. Yüksek Askeri Konsey kuruldu ve komutanlığı görevine ise General
Selim İdris getirildi.
Bir kere şunun altını çizelim. Türkiye’nin Libya’da ÖSO ile birlikte hareket
etmesi her şeyden önce uluslararası hukuka aykırı. Bu türlü silahlı güçler,
provoke etmek için vardır ve kontrol edilemeyen savaşçılardır. Libya’da Türk
askerine ne gibi bir görev biçilmektedir? ÖSO’yla ilişkisi nasıldır? Türk
askerinin görevi, "sahadaki askerin koordinasyonu" olarak sınırlı mı kalacaktır?
Kontrolsüz güçler, ne kadar Türk askerinin komutasına uyacaklardır?
ÖSO Suriye’de, ‘Özgürlük Savaşçısı’ olarak tanımlandı daha sonra hatta adı
‘Suriye Milli Ordusu’ olarak değiştirildi. Yani tamamen Suriye’de kendi
ülkelerinin savaşçısı olarak görev yaptılar. Türkiye’nin bölgedeki terörizmle
mücadelesinde Türk ordusuna destek verdi ve böylelikle Şam rejimine karşımücadele etti.
Şimdi Suriye’de kendi ülkelerinin -onlara göre- ‘özgürleşmesi’ için mücadele veren bu silahlı güce, Libya’da ‘Paralı Asker’ görevi yükleniyor.
Bu durum, bu gücün meşruiyetini tamamen ortadan kaldırıyor. Libya’da Türk
güçlerine destek veren bu kişilere vatandaşlık verileceğine yönelik iddialar ise
sıkıntı yaratacak bir durum. Yani Türkiye artık tarihinde ilk kez kendi
‘Lejyonerlerini’ yaratmış oldu.