Türkiye’de doğurganlık hızının uzun yıllar sonra kadın başına 2 çocuğun altına düşmesi düşük doğurganlığın artık Batı ülkelerine özgü olmadığı yorumlarını gündeme getirdi.
Veriler kısa bir süre öncesine kadar genç nüfusuyla övünen ülkede doğurganlık hızının azaldığına işaret etse de Türkiye hala doğum oranı bakımından Avrupa’da lider konumda.
Son yıllarda hükümetin ‘en az 3 çocuk’ söylemleri, çocuk başına maddi destek, annelere yarım gün çalışma hakkı gibi teşvikler özellikle 2010’lu yılların başında itibaren etkili olmaya başlamış ve doğurganlık hızı 2014 yılında aile başına 2,9’a yükseldi. Aynı yıl doğan bebek sayısı da 1 milyon 350 bin 353 olarak kayda geçmişti.
Türkiye’deAvrupa’ya oranla daha fazla çocuk doğuyor
2014’ten itibaren uzmanlara göre ekonomik sebepler, kentleşme, modernleşme yada bireyselleşme gibi nedenlerden ötürü doğum hızı giderek düşüş gösteriyor.
Bir kadının doğurgan olduğu dönem (15-49 yaş grubu) boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden “toplam doğurganlık hızı”, 2017 yılında 2,07 çocukken, 2019’da ise 1,99 olarak gerçekleşti. Bu durum doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1’in altında kaldığını ortaya koydu. Avrupa’da en doğurgan ülke Türkiye iken, İspanya ez az doğumun gerçekleştiği ülke oldu. Türkiye’yi doğurganlık sıralamasında Fransa takip etti.
Bir zamanlar ‘yaşlı kıta’ olarak anılan Avrupa’da yaşlı nüfus oranı yüzde 20’lerde. Fakat istatistikler Avrupa’da özellikle son yıllarda Türkiye’nin tersine doğum hızının arttığına işaret ediyor.
Eurostat (Avrupa İstatistik Ofisi) verilerine göre de 1960’ların ortasından beri sürekli azalan AB ülkelerinde doğurganlık oranları 2000’li yılların başından itibaren tekrar yükselmeye başladı. 2010 yılında yaşanan ‘duraklama’nın ardında 2017’ye doğru ise AB’de doğan 5 milyon 75 bin bebekle, yukarıya doğru bir trend oluştuğu görülüyor.