Doğu Akdeniz Havzası, dünya ülkelerinin son dönemde en fazla ilgi duydukları bölge haline geldi. Komşu ülkelerinin birbirleriyle olan sorunları ve münhasır ekonomik bölge sınırlarındaki anlaşmazlıklar bölgenin ekonomik potansiyelinin artmasıyla siyasi gündemi de daha fazla meşgul etmeye başladı.
Şu anda Total, ENI, BP ve Shell gibi enerji devlerinin odaklandığı Kıbrıs, Lübnan, Suriye, ve İsrail arasında kalan ve Levant Havzası adı verilen bölümde, sunulan raporlara göre toplamda 1,7 milyar varillik iki petrol rezervi olduğu tahmin ediliyor. Fakat bölgenin doğal gaz zenginliği enerji devlerinin iştahını daha fazla kabartıyor. Bölgede büyük oranda deniz yatağında olan çıkarılabilir doğal gaz rezervinin 3,45 trilyon metreküp olduğu tahmin ediliyor.
Bölgedeki arama çalışmalarında 2009 yılı önemli bir milat olarak görülüyor. Bu tarihten önce özellikle İsrail yüzlerce sondaj çalışması yapmış olsa da kayda değer bir ticari başarı elde edilemedi. 1950’lerde kıyı bölgelerde başlayan çalışmalar 1970 ve 90’larda daha derin sulara yöneldi. 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında bulunan doğal gaz rezervleri çıkarılmaya başlansa da bu İsrail’in kendi ihtiyacını bile karşılamaya yeterli olmadı.
2009 yılında İlk büyük doğal gaz keşfi: Tamar
Bölgedeki ilk büyük doğal gaz rezervi Hayfa’nın yaklaşık 90 kilometre açıklarında İsrail’in münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) keşfedildi. Bin 700 metre derinlikte bulunan rezervde 280 milyar metreküp doğal gaz olduğu tahmin ediliyor.
2010 yılında daha büyük bir keşif: Leviathan
Tamar’daki keşfin getirdiği siyasi tartışmalar henüz durulmadan Leviathan sahasında İsrail daha büyük bir rezerv keşfetti. Bu da bölgedeki suların daha da ısınmasına yol açtı. Lübnan Tamar ve Leviathan sahalarının bir kısmının kendi deniz yetki alanlarında olduğunu savunuyor.
Hayfa’dan 130 kilometre açıkta ve bin 500 derinlikte bulunan doğal gaz rezervinin büyüklüğünün 622 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Bu sahadaki çıkarılabilir gaz miktarı tek başına İsrail’in 40 yıllık ihtiyacını karşılamaya yeterli olacak büyüklükte.
2011 yılında Afrodit sahasındaki keşif Kıbrıs’ta ilişkileri gerdi
Limasol’un 160 kilometre güneyinde ve Leviathan sahasının 30 kilometre batısında yer alan 12 numaralı bloktaki Afrodit sahasında 2011 yılında yapılan keşifle birlikte Türkiye’nin itirazları da yükseldi.
Kıbrıs Rum Kesiminin 2010 yılında İsrail’le vardığı ve deniz sınırlarının belirlendiği anlaşmayı Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yetki alanları yok sayıldığı için geçersiz olduğunu belirtiyor.
Kıbrıs Rum Yönetiminin İsrail adına arama çalışmalarını yürüten Noble Energy’ye verdiği ihaleyle bulunan ilk doğal gaz rezervinin bin 700 metre derinlikte ve 129 milyar metreküp kapasiteli olduğu tahmin ediliyor.
2015 yılında Mısır o zamana kadarki en büyük keşfini yaptı: Zohr
Mısır kıyılarından 150 kilometre açıkta bulunan Zohr sahasındaki doğal gaz rezervinin 849 milyar metreküp büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. Italyan ENI tarafından yapılan keşfin ardından üretimin 2019 yılı sonunda başlaması ve yılda 30 milyar metreküp doğal gaz çıkarılması hedefleniyor.
2018 yılında Mısır’dan yeni bir keşif daha: Nur
Sina yarımadasının kuzeyinden yaklaşık 50 kilometre açıkta yer alan Nur sahasında yapılan keşifteki rezervin ilk tahminlere göre Zohr sahası kadar olduğu belirtilse de keşfi yapan ENI fizibilite çalışmalarının devam ettiğini açıkladı.
2018 yılında altıncı blokta ilk keşif: Calypso
İtalyan ENI 2018 yılının şubat ayında yaptığı açıklamada 2 bin 74 metre deniz derinliği olan Calypso sahasında toplamda 3 bin 827 metre derinliğe inilerek bir doğal gaz rezervine ulaşıldığını açıkladı. Fizibilite çalışmaları halen sürse de rezervin 169 milyar metreküp ile 226 metreküp arasında olduğu tahmin ediliyor.
2019 yılında Kıbrıs’ta bir keşif daha: Glaucus-1
10 numaralı blokta arama çalışmalarını sürdüren Exxon ve Qatar Petroleum ortaklığı şubat ayı sonunda Glaucus-1 isimli sahada ilk tespitlere göre 142 ile 227 milyar metreküp aralığında büyüklüğe sahip bir doğal gaz rezervi tespit ettiklerini açıkladı. Kıbrıs Rum Yönetiminden yapılan açıklamada bu keşfin şu ana kadar Kıbrıs açıklarında bulunan en büyük rezerv olduğu vurgulandı.