Son yıllarda medyada MİT’in ve polisin yurt dışında yaptığı “başarılı” operasyon haberlerinden geçilmiyor. Gün geçmiyor ki, yurt dışında yakalanan bir “FETÖ” şüphelisi, PKK yöneticisi ya da bir suç örgütü üyesinin Türkiye’ye getirildiği haberi yayımlanmasın.
En son 4 Mayıs’ta “Makedonya’da paketlediler” haberleri yayımlandı birçok internet sitesinde ve gazetede. Sarallar adlı bir mafya örgütü elemanıyla ilgiliydi haber:
“Organize suç örgütü Sarallar’ın kırmızı bültenle aranan üyesi Cihan Saral, Üsküp’te yakalanarak İstanbul’a getirildi. 2016’da Etiler’de bir kafeye silahlı saldırı düzenleyen Cihan Saral, üç kişinin ölümünden üç kişinin de yaralanmasından sorumlu tutuluyor.”
Polis, Cihan Saral gibi Makedonya’da ikamet eden organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yakalanması için de operasyonlarını sürdürüyor. Nitekim bu operasyonlara tepki gösteren Sedat Peker, Youtube’a yüklediği görüntülerle “Şahsıma yapılan kanunsuzlukların taşeronu Mehmet Ağar ve Pelikancılardır” diyerek konuşacağı tehdidinde bulundu.
Sedat Peker, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin koruması altında olan organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın afla cezaevinden çıkmasının ardından yurtdışına kaçmıştı. Peker de bir zamanlar Çakıcı gibi siyasi iktidarın kıymetlisiydi.
Batum’daki firarinin profilinde Erdoğan fotoğrafı
Yurt dışındaki suçluları, yeraltı dünyasının ünlü isimlerini yakalayıp Türkiye’ye getirmek konusunda atak davranan MİT ve polis, bazı isimlere gelince parmağını kımıldatmıyor.
Bunun en somut örneği de Türkiye’de birçok karanlık olaya adı karışan Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk. Polis teşkilatı bünyesindeki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nin hazırladığı “Organize suç grupları” raporuna göre Galip Öztürk de -Alaattin Çakıcı ve Burhanettin Saral gibi- Türkiye’deki 30 ayrı mafya grubundan birinin lideri. 158 adamı olduğu belirtiliyor raporda.
Galip Öztürk, 1996’da Beyoğlu’nda Kuvvet Köseoğlu’nu öldürttüğü iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Hakkındaki kararın 2018 yılında Yargıtay tarafından onanmasının ardından Gürcistan’a kaçmıştı.
Öztürk’ün, Türkiye’nin hemen burnunun dibindeki Batum’da olduğu öyle gizli saklı da değil. 23 yaşındaki Christina Öztürk ile evlenen Galip Öztürk, yeni işlere, yeni yatırımlara girerek Batum’da kendisine yeni bir yaşam kurmuş.
Profiline, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını yerleştirdiği sosyal medya hesabından sürekli paylaşımlarda bulunuyor. İktidara destek mesajları yayımlıyor ve yargılamasının yenilenmesi için kampanya yürütüyor.
Kendisini Batum’da ziyaret edenler de öyle pek gizlenmeye gerek duymuyor. Öyle ki, Basketbol Federasyonu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Hidayet Türkoğlu’nun ziyareti, orada bulunan Samsun’un Ayvacık ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Halil Kalaycı’nın sosyal medya hesabına fotoğraf koyması sayesinde duyuldu.
İngiliz medyası buldu
Buna rağmen Türkiye medyası ve güvenlik birimlerinin ilgisini çekemeyen Galip Öztürk’ün Batum’daki lüks yaşamı İngiliz The Sun gazetesinin dikkatini çekmiş. 12 Şubat’ta
Galip ve Christina Öztürk hakkında fotoğraflarla bezenmiş geniş bir haber yayımlandı.
“Milyoner çiftin taşıyıcı anne ile 10 çocukları olduğu” belirtilen haberde, “Moskova doğumlu Christina, sahil kasabasında tatile çıktığında bekar bir anneydi ve aslen Türkiye’li bir emlak ve ulaşım patronu olan şimdiki kocası Galip ile tanıştı” deniyordu. Ama Galip Öztürk’ün bir kaçak olduğundan söz edilmiyordu.
The Sun’un haberi Türkiye’deki birçok internet sitesinde de “Firari Galip Öztürk’ü Batum’da İngilizler buldu: Hedefi 100 çocukmuş” başlığıyla yayımlandı. Benim asıl ilgimi çeken, İngiliz medyasının haber değeri gördüğü Galip Öztürk’ün bir türlü Türkiye medyasının radarına girememesi.
Son zamanlarda Galip Öztürk’ün oradaki yaşamı ile ilgili olarak sadece Hürriyet’te Toygun Atilla imzalı bir haber gördüm. 29 Ocak 2021’de yayımlanan “Firarilerin ocak sefası” başlıklı haberde şu bilgi veriliyordu:
“Cinayetten müebbet hapse çarptırıldıktan sonra firar eden Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk ile Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan sanal bahis çetesinin elebaşlarından Derkan Başer, Gürcistan’da buluştu. Batum’daki bir AVM’yi satın alarak ortak olan iki firari, Başer’in işlettiği ocakbaşında birlikte görüntülendi. Her iki ismin ortak noktası ise Türkiye’de yargılanıyor olmaları.”
Medya neden sorgulamaz?
Aslında medyanın hiç olmazsa Hürriyet’in bu haberinden sonra Galip Öztürk ve Derkan Başer’i takibe alması ve İçişleri Bakanlığı ile Emniyet yetkililerinin yakalayıp Türkiye’ye getirmek için harekete geçmesi beklenirdi. Tabii Batum’un Türkiye’den kaçanların barındığı bir merkez haline gelmesi de araştırmaya muhtaç bir durumdu. Öyle olmadı, üzerine gidilmedi.
Hatta 391 bin kişiden topladığı milyon dolarlarla Arnavutluk’a kaçan kripto para borsası Thodex CEO’su Faruk Fatih Özer‘in yakalanması için polis operasyonları birbirini izliyor. Sabah gazetesi, Faruk Fatih Özer’in peşine bir muhabirini gönderdi.
Ama hiçbir medya kuruluşu Türk firarilerin cenneti Batum’a muhabir gönderip Galip Öztürk gibi hükümlülerin nasıl olup da Türkiye’nin burnunun dibinde bu kadar rahat yaşayabildiğini irdelemedi. Sanırsınız yargıdan kaçanların, suç örgütü liderlerinin sınırın hemen öte yanında bu şekilde yaşaması normal bir durum…