Biz Gazeteciyiz

Le Monde: “Türkiye’yi kim kaybetti”

Fransa’nın Le Monde gazetesi, “Türkiye’yi kim kaybetti?” başlığıyla bir makale yayımladı. Sylvie Kauffmann imzasıyla yayımlanan makalede, Avrupa’nın Rusya’yı demokratik ülkeler cephesine alamamasının bir başarısızlık olduğu ve “Rusya’yı kim kaybetti?” sorusunun şimdi Türkiye için sorulduğu belirtildi.

Türkiye’yi kaybetmenin Rusya’dan daha acılı olacağını dile getiren Sylvie Kauffmann, “Türkiye uluslararası camianın bir parçası. NATO üyesi ve AB üyeliğine talip. İronik olarak, sık sık karşılaştırdığımız Rus lider Vladimir Putin ve Türk lider Recep Tayyip Erdoğan, ‘Çar’ ve ‘Sultan’, aynı zorlukları ve aynı hataları yeniden üretiyorlar. Kayıp bir imparatorluğu yeniden kurmayı ve tarihi yeniden yazmak için talihsiz bir eğilimi birleştirmeyi hayal ediyorlar. İçeride sorunlu ekonomileri gizlemek için dışarıda geri kazanma isteklerine güveniyorlar. Aynı silahlara güveniyorlar: kişisel güç, sürekli genişleyen din ve askeri güç. Taktik hep aynı ancak karşılarında silahsızlandırılan, tarihin derslerine ve kurallara bakan bir Avrupa var” dedi.

Makalede, Avrupa’nın Suriye’deki Rus ve Türk müdahalesinin ardından şimdi de Libya’da aynı senaryoyu izlediği belirtilerek, Macron’un Suriye ve Libya konusunda iki kez Türkiye aleyhinde çok sert konuştuğunu ve Ankara’nın da aynı sert tonla yanıt verdiği kaydedildi.

Ancak, NATO’nun iki kilit müttefik arasında seçim yapmaktan kaçındığı, Amerika Başkanı Donald Trump’ın NATO’yu ayakta tutmak gibi bir kaygısı olmadığı, Amerika’nın “Libya’da Türk sorunu değil, Rus sorunu olduğu görüşünde’’ olduğu yazıldı.

Makalede Fransa şu sözlerle eleştirildi: “Elysee Sarayı, Türkiye’nin daha tehlikeli ve aktif müdahale ettiğini söylüyor. Fransa, Rusya’nın, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ya da Mısır’ın müdahalesinden de söz etseydi; ya da Avrupa’nın müttefikliği olmadan Hafter’e yaklaşarak bir siyasi macera başlatmasaydı belki daha inandırıcı olurdu. Bugün Fransa, Türkiye’ye karşı 30 NATO üyesi ülkeden sadece 8’inin desteğini alabiliyor. Diğerleri için Türkiye’nin NATO’ya sunduğu değerli askeri üslerle, her an Avrupa’ya gönderebileceği milyonlarca mültecinin kaldıraçları arasında, “gerçekçi” olmayı tercih ediyor’’