Ülkede geçen yıl 2 bin 211 kişinin silahlı şiddet olaylarında hayatını kaybettiğini belirten Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Akcan, ülkede yüzde 80’i ruhsatsız toplam 22.5 milyon civarında silahın bulunduğunu söyledi.
Türkiye’de bireysel silahlanmaya karşı yasa çıkarılması gerekliliği uzun zamandır gündemde.
Ancak son yıllarda silahlı saldırı oranının artması, hali hazırdaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
Son bir yılda Türkiye gündemine 3 bini aşkın silahlı saldırı haberi gündeme geldi.
Bu haberlerden örnek vermek gerekirse; takvimler Nisan 2018’i gösterdiğinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Türkiye’nin gündemine oturan silahlı saldırı gerçekleşti. Üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan Volkan Bayar’ın meslektaşlarına açtığı ateşte 4 kişi yaşamını yitirdi.
2 Ocak 2019’da ise Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Hasan İsmail Hikmet, kendisini kopya çekerken yakalayan araştırma görevlisi Ceren Damar’ı 17 bıçak darbesi ve 2 kurşunla vurarak öldürdü. Bu olayın 6 ay sonrasında TEM Otoyolu’nda sabah ablasıyla birlikte araçla işe gitmekte olan Serdar Çekiç, motosiklet sürücüsü Hasan Saytal tarafından yol verme kavgasında 13 el ateş edilerek öldürüldü.
Pek çok kadın cinayeti de yine silahlı saldırı sonucu gerçekleşti.
Umut Vakfı: 2019’da 2 bin 211 kişi silahlı şiddet olayında yaşamını yitirdi
Umut Vakfı’nın verilerine göre ülke genelinde geçen yıl 3 bin 623 silahlı olay basına yansıdı.
Bu olayların 2 bin 867’sinde ateşli silahlar (bin 402’si çeşitli tüfekler, 132’si beylik silahı olmak üzere bin 465’i tabanca), 756’sında ise her türlü kesici, delici alet kullanıldı.
2019 yılında basına yansıyan 3 bin 623 silahlı şiddet olayında 2 bin 211 kişi yaşamını yitirirken, 3 bin 736 kişi de yaralandı.
2018’de de medyaya 3 bin 679 silahlı şiddet olayı yansırken, bu olaylarda 2 bin 279 kişi hayatını kaybetti, 3 bin 762 kişi de yaralandı.
Türkiye’de bireysel silahlanmanın neden olduğu şiddete karşı yasa eksikliği
Bir asayiş problemi olan silah kültürünün yaygınlaşması, kamu güvenliğini tehdit ediyor. Bir diğer deyişle bireysel silahlanma, iç güvenlik sorunu olmayı sürdürüyor. Ancak işin diğer tarafında silah üreticileri ve lobileri ile bazı hükümetlerin politikaları bulunuyor. Bu olgular, silahlanmama karşıtı politikalar karşısındaki en büyük engel.
Türkiye’de bireysel silahlanma ile mücadele konusunda adımlar atılsa da yasa henüz çıkmadı. Bireysel silahlanmanın önüne geçilmediği sürece her yer, potansiyel cinayet mahalli olmayı sürdürüyor.
Ayhan Akcan
“‘At, avrat, silah’ yerine uzlaşma, demokrasi ve bir arada yaşama kültürü oluşturulmalı”
Türkiye’nin şiddet olaylarında dünyada 10. sırada bulunduğunu belirten Umut Vakfı Seçilmiş Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Akcan, “Bunun nedeni silah kullanmanın yaygınlığı. Sosyal bir problemle karşı karşıyayız. ‘At, avrat, silah’ yerine uzlaşma, demokrasi ve bir arada yaşama kültürü oluşturulmalı. Henüz gerçek anlamda kentlileşemedik, bana göre bir 50 yıl var” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’de 20 milyonu ruhsatsız, 22.5 milyon silah var. Her 3 kişiden biri silahlı”
Emniyet Genel Müdürlüğü ve suç verilerine göre Türkiye’deki ruhsatsız silah sayısının son 10 yılda 10 kat arttığını belirten Doç. Dr. Akcan, insanların ‘güvende olma’ duygusuyla silahlandığı görüşünde.
Ülkede 2.5 milyonu ruhsatlı, 20 milyonu da ruhsatsız olmak üzere toplam 22.5 milyon silah bulunduğunu kaydeden Akcan, her 3 kişiden birinin silahının olduğunu söyledi.
Silah taşımak ya da bulundurmanın öldürme, cinayet işleme ya da intihar etme riskini en az 3 katına çıkardığını vurgulayan Akcan, “Silah, risk oluşturuyor ve bu risk, öfke ve tepki olarak 3 insandan birinde var! En önemli nokta şu ki, 2019’da 2 bin 211 kişi silahlı şiddet olaylarında yaşamını yitirdi” dedi.
“Silahların yüzde 42’si evde açıkta bir yerde ya da duvarda asılı durumda”
Silahların yüzde 42’sinin evde açıkta bir yerde ya da duvarda asılı vaziyette olduğunu belirten Ayhan Akcan, silah sahibi olanların yüzde 94’ünün herhangi bir olay yaşamamasına karşın hırsızlık, tehdit ve soygun ihtimaline karşı silah tuttuğunu anlattı.
Silahlı şiddet olaylarındaki ölümlerin çoğunluğunun tartışma, namus, şüphe ya da kıskançlık kaynaklı olduğunu söyleyen Dr. Akcan, “Daha da genişletirsek evdeki silah kadın cinayetleri ve eş cinayetlerinde de kullanılıyor. Cinayetten cezaevlerinde bulunan kadınların çoğu eşini öldürmüş” dedi.
“Silahların yüzde 6’sı arabada bulunuyor”
Trafikte yaşanan silahlı şiddet olaylarına da dikkat çeken Psikiyatır Dr. Akcan, “Silahların yüzde 6’sı arabada bulunuyor. Türkiye’de hareket halindeki araçlarda 500 bin silah var. Bu nedenle trafikte çok çabuk cinayet işleniyor” ifadelerini kullandı.
Umut Vakfı Seçilmiş Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Akcan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Polis ve jandarma, ısrarla hem denetim hem de yasanın ağırlaştırılmasını istiyor çünkü silah yaygın olduğunda olaya müdahalede güvenlik görevlileri de şehit verebiliyor. Vatandaşın silahlanması devletin asayişine tehdit gibi…”
12 Eylül 1960 ihtilalinden sonra silahların toplatıldığını hatırlatan Ayhan Akcan, benzer bir uygulama talebinde bulundu.
“Evden uzaklaştırma var ama kişinin silahı elinden alınmıyor”
İnternetten satış ve teşhire para cezası getirildiğini ama satışın yasaklanmadığını belirten Akcan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Her şeyden önce denetimler ve cezalar artırılmalı. Silah ruhsatı alma prosedürü değiştirilmeli. Silah satın alınırken eş rızası getirilmeli, silah edinim sayısı kısıtlanmalı, 21 yaş olan alt sınır 25 yaşa çıkarılmalı, zorunlu eğitim getirilmeli, ruhsat sonrası silahın nerede yer aldığına ilişkin (açıkta mı, duvarda mı yoksa kasada mı) denetim yapılmalı. Kişi suç işlerse ruhsatı otomatik olarak iptal edilmeli, şimdiki sistemde evden uzaklaştırma var ama kişinin silahı elinden alınmıyor! Ayrıca bekleme süresi de getirilmeli. Avcılık kimliği olmayanlara satış engellenmeli ve bayiilere yapılacak denetimler sıklaştırılmalı. İnternet üzerinden satışlar ile dizi-film gibi yayınlardaki şiddet sahneleri de denetlenmeli.”
Akcan, kamuoyu desteğine de vurgu yaparak, kamu spotları yayınlamanın ve ülke olarak bireysel silahlanmaya karşı birlik olunmasının önemine değindi.
“En çok seyredilen dizilerde, en az 20 sahnede şiddet var”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Çukur başta olmak üzere şiddeti özendiren dizilere karşı çıkmasını da hatırlattığımız Akcan, “Maalesef en çok seyredilen dizilerde, en az 20 sahnede şiddet ve en az 2 sahnede de silahla ilgili yaralanma veya cinayet vakaları var. Bu da tabii k kötü örnek oluyor ve şiddeti özendiriyor, normalleştiriyor. ‘Gerektiğinde silahı kullanın’ diye mesaj iletiyor. Sigara gibi, alkol gibi bu sahneler de buzlanmalı” yorumunu yaptı.
© The Independentturkish