Eski RTÜK(Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) üyesi, medya ombudsmanı Faruk Bildirici, internet ortamındaki TV ve radyoların denetimi ile ilgili çıkan yönetmelik üzerine yazdığı bir inceleme yazısı nedeniyle RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in toplantı sırasında üzerinde yürüdüğünü söyledi.
T24’ten Murat Sabuncu’ya konuk olan Bildirici, yaşananları“Masaya yumruğunu vurup üzerime yürümeye kalktı. ‘Sen öyle şeyler yazdın ki benim oğlum bile bana sansürcü diyor” diye aktardı. Bildirici, Şahin’in hala görevde olduğunu hatırlatarak, “Hâlâ şaşırıyorum oğlunun sansürcü demesine üzülen bir insanın sansürcülük işlevini yerin getirmemesi gerekir ama maalesef devam ediyor” ifadelerini kullandı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin‘in başka kurumlarda (Türksat ve Basın İlan Kurumu) görev almasının ortaya çıkmasının ardından istifasını istediği dönemde RTÜK üyeliğinin düşürüldüğünü belirten medya ombudsmanı Faruk Bildirici, RTÜK’ün işleyişini, radyo ve TV’lere yönelik ceza kararlarının nasıl alındığını ve kurum içindeki yöneticilerin yetkilerini nasıl kullandıklarını Murat Sabuncu’ya anlattı.
“Türkiye’de TV ve radyolar muhafazakârlaştırılmaya çalışılıyor”
Türkiye’deki her TV ve radyo kanalının Sayısal Kayıt, Arşiv ve Analiz Sistemi(SKAAS) üzerinden izlendiğini ve kanallar hakkında rapor yazmak için görevlendirilen uzmanlar olduğunu belirten Bildirici, bu uzmanların hazırladığı raporların Üst Kurul’a sunulduğunu ancak son dönemde iktidara yakın kanallarla ilgili raporlar hazırlanmadığını söyledi. Eskiden beri uzmanların hazırladığı raporların Üst Kurul’a otomatik olarak geldiğini dile getiren Bildirici, “Son zamanlarda uzmanların rapor hazırlaması da engelleniyor. Uzmanlar siyasi iktidara yakın kanallarla ilgili hemen hemen hiç rapor hazırlamıyor sadece diğer kanalları izliyorlar, onlardan da başkan hangisini istiyorsa onu getiriyorlar. Üst Kurul’da başkan hakim. RTÜK televizyon ve radyo yayıncılığını muhafazakâr hale getirmeye çalışıyor. Şu anda RTÜK’te bir cezalandırılacak kanallar var bir de asla bakılmayacak kanallar var. Benim orada olduğum sürede iktidara yakın bir kanalla ilgili yanlış bilmiyorsam 3 gün içinde 150 binden fazla şikayet gelmişti o şikayetle ilgili hiçbir şey yapılmamıştı” dedi.
“Ebubekir Şahin suç işledi”
RTÜK’ün ‘Saray’a bağlı dar bir kadro için çalıştığını’ dile getiren Bildirici, kurum içinde birbirini koruyan ilişkiler ağı kurulduğunu söyledi.
RTÜK üyelerinin başka bir kurumda görev yapmasının yasal olarak engellendiğini ancak şu anda RTÜK başkanı olan Ebubekir Şahin’in daha önce Türksat yönetiminde görev aldığını hatırlattı. Bu durumun suç olduğunu dile getiren Bildirici, “Hâlâ Basın İlan Genel Kurulu görevinde, burada görev almasının yasa dışı olduğunu söylediğim zaman buna itiraz etti. Ama düşünebiliyor musunuz hem RTÜK yönetimde yer alıyor, hem Türksat yönetimde yer alıyor, hem de RTÜK toplantısında Türksat ile ilgili bir karar alıyor. Benim mücadelemin sonucunda oradan istifa etmek zorunda kaldı. Kendi istediği için değil. Suç işleyen kişi özür dileyince suçu ortadan kalkmış sayılır mı? Bence hayır. Türksat yönetiminde bulunarak suç işledi” diye konuştu.
Basın İlan Kurumu tarafından Cumhuriyet Gazetesi’ne “Boğaz’da kaçak var” başlıklı haberi nedeniyle 35 gün ilan kesme cezası verildiğini hatırlatan Bildirici, Şahin’in Ülke TV’de ‘elimizde liste var’ diyen Sevda Noyan hakkındaki toplantıya katılmadığını ancak Cumhuriyet gazetesine verilen cezanın görüşüldüğü toplantıya ‘koşa koşa’ gittiğini, Şahin’in verilen cezalarda da ‘parmağı’ olduğunu söyledi.
“Bir çıkar ağı kurulmuş; Öztürk yeniden seçilirse şikayet ederim”
AKP kontenjanından RTÜK’e seçilen Nurullah Öztürk’ün de Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu’nda görev yaptığını hatırlatan Bildirici, şöyle konuştu:
“2013 yılından bu yana Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulunda görev yapıyor. Yasa ne demiş, kendi görev alanları dışında bir yerde görev alamazlar. Öztürk hem Reklam Kurulunda hem RTÜK’te aynı cezalara imza basıyor. Böyle saçmalık olabilir mi. Gelecek ay yeniden seçim olacak ve şunu söyleyeyim, Öztürk yeniden seçilirse ben vatandaş olarak gidip suç duyurusunda bulunacağım Ama mesele şu ki orada bir çıkar ağı kurmuşlar. Birbirlerini kollama konusunda çok iyiler. Birbirlerini iyi kolladıkları içindir ki ne yazık ki yayıncılık da kurban oluyor”