Biz Gazeteciyiz

Kadın cinayetine aşk, platonik aşk denmez, romantize edilmez -Faruk Bildirici’nin yazısı

Lafa gelince medyanın tamamı kadın cinayetlerine karşı ve bu cinayetleri önlemek için çaba harcamaktan yana. Ama ne yazık ki, gerçek bu değil. Medyanın büyük bölümü, haber dilinden söküp atamadığı kalıplarla kadın cinayetlerinin zihinlerde meşrulaşmasına katkıda bulunuyor.

    Eskiden “cinnet geçirdi”, “namus cinayeti” gibi ifadelerle yapılırdı meşrulaştırmaya katkı.

Şimdi onların yerini “karşılıksız aşk”, “platonik aşk, “arkadaşlık teklifinin reddedilmesi” aldı.  Habere de katil erkeğin ifadesinden cümleler serpiştirilerek cinayetin “gerekçesi” aktarılıyor, nedense katille empati geliştirmeye, onu anlamaya çalışıyor bu tip haberi yazan muhabirler ve yayımlayan editörler. Ama maalesef öldürülen kadın konuşamıyor…

        Başlıklarda meşrulaştırıldı, gerekçelendirildi

        Rize’nin Fındıklı ilçesinde önceki gün meydana gelen kadın cinayetinde de haber ve başlıkların çoğu o bildik kalıplarla yazılmıştı.  Resepsiyon görevlisi olarak çalışan, aynı zamanda AKP İlçe Başkan Yardımcısı olan Gamze Pala adlı kadının Savaş Dalançıkar adlı bir erkek tarafından öldürülmesi haberlerinde “Aşk”, “platonik aşk”, “saplantılı aşk”, “karşılıksız aşk”, “arkadaşlık teklifi reddedilince öldürdü”, “Reddedilince dehşet saçtı” başlıklarından geçilmiyordu.

     Gazetelerdeki başlıkları ve haberleri inceledim. Hürriyet, Sabah, Posta, Birgün, Evrensel, Karar ve Türkiye, vahşeti ve kadın cinayetini öne çıkarmış, cinayeti meşrulaştırmamış ve gerekçe aramamışlardı:

       “Sabah: Gamze Pala saplantılı caninin kurbanı oldu

        Hürriyet: Gamze katledildi

         Posta: Canavar

         Türkiye: Kadın cinayeti / Yok böyle vahşet

         Birgün: İsyan ettiren kadın cinayeti

         Evrensel: Fındıklı’da kadın cinayetine isyan

        Karar: Canavar önce izledi sonra vahşice katletti
Bu saydığım gazeteleri sağduyulu başlıkları nedeniyle kutlamak gerek.  Sözcü, Akşam, Korkusuz, Yeni Çağ ve Yeni Şafak gazeteleri ise kadın cinayetini “aşk” ve “reddedilme” gibi gerekçelere dayandırmışlardı:

        Sözcü: Karşılıksız aşk ölüm getirdi

         Akşam: Arkadaşlığı reddedince öldürüldü (İç sayfa: Platonik caniden önce kurşun sonra bıçak

         Korkusuz: Saplantılı aşık dehşet saçtı

         Yeni Çağ: Reddedilen çılgın aşık kadını hunharca kesti

        Yeni Şafak: Reddedilince dehşet saçtı

      En kötü başlık, tartışmasız Sözcü’nün. “Karşılıksız aşk ölüm getirdi”! Cinayeti gerekçelendirmek, cinayeti katilin gözünden yansıtmakla kalmıyor, katilin saplantılı tacizini “aşk” diyerek yüceltiyor. Üstelik Sözcü hiçbir gazetenin yapmadığı şekilde katilin yüzünü flulaştırıp, soyadını kodlamış. Bunu yaparken öldürülen kadının gülümseyen bir fotoğrafını kullanmakta sakınca görmemiş!

      Aynı şekilde Akşam gazetesi de ilk sayfadaki “Arkadaşlığı reddedilince öldürüldü” başlığındaki “arkadaşlığın reddedilmesi” gerekçesine iç sayfada “Platonik caniden önce kurşun sonra bıçak” diyerek, cinayete bir de “Platonik aşk” ilavesinde bulunuyor.

     Günlük dilde “platonik aşk”, yanlış biçimde “karşılığı olmayan aşk” ya da “imkansız aşk” anlamında kullanılsa da gerçekte “ideal aşk” kastediliyor bu kavramla.  Savaş Dalançıkar adlı erkek katilin böylesi bir aşkla bağlandığı nasıl söylenebilir öldürdüğü Gamze Pala adlı kadına? Böyle bir cinayeti, “aşk” kavramı ile yan yana getirmemek gerekir.

     Cinayeti duygusal cümlelerle anlattılar

   Daha kötüsü tüm gazetelerdeki başlıklarla haberler birbirini tutmuyordu. Sağduyulu başlık atan Hürriyet, haberin içinde de “platonik aşk” ve “arkadaşlık teklifi” gibi gerekçelendirmeye gitmemişti. Sadece spotta “..mesaj atarak, arayarak sürekli taciz ettiği öğrenildi. Tutuklanan Pala’nın ‘Arkadaşlık teklifimi reddetti’ bahanesine sığındığı ortaya çıktı” denilmiş. Katilin daha önce de kadını taciz ettiği ve arkadaşlık teklifinin de bir bahane olduğu vurgulanmış.

      Ama öbür gazetelerde “aşk”, “arkadaşlık teklifi” gibi ifadeler, cinayete gerekçe yaratacak biçimde kullanılmış. Hatta Sabah’ta “reddedilmeyi gururuna yediremeyen bir erkek” portresi çizilip dramatize edilmiş cinayet:

     ““Pala’ya aşık oldu, evlenmek istedi. Sürekli reddedildi. Bunu gururuna yediremeyen zanlı, önceki akşam öğretmenevine geldi, silahını Pala’ya doğrultup peş peşe silaha bastı.”

     Sözcü’nün haberi başlığından daha kötü bir yaklaşım içinde. Sabah’taki gibi duygusallaştıran bir dil kullanmakla kalmıyor, katilin gerekçesini de olumlayarak sunuyor:

     “Platonik aşk duyduğu kadın arkadaşlık teklifini reddedince önce kurşunladı, sonra boğazını kesti, Cani ‘Hazmedemedim’ dedi.

    Partisini öne çıkarmak da yanlış    

    Karar’da “Dalançıkar sorgusunda aşkına karşılık bulamadığı için cinayeti işlediğini söyledi” denilerek araya mesafe koymadan, eleştirmeden aktarılarak katilin gerekçesi iletilmiş okura. Oysa bir cinayete, katile karşı ahlaki tarafsızlıktan söz edilemez gazetecilikte.

  Posta, Akşam, Türkiye ve Birgün, “arkadaşlık teklifini reddeden” kalıbını kullanmış haberde. Akşam haberde bir de “platonik cani” tanımını eklemiş.

     İnternet siteleri de aşağı yukarı gazeteler gibi. Benzer başlıklarla duyurdular bu cinayeti. Bazı sitelerde ve sosyal medyada Gamze Pala’nın AKP ilçe örgütünde yönetici olması öne çıkarıldı. Cumhuriyet gazetesinin Twitter’daki paylaşımındaki başlık da “Rize’de AKP’li kadın ilçe başkan yardımcısı reddettiği erkek tarafından vahşice öldürüldü” biçimindeydi. Sanırım “Hangi partili olduğunu vurgulamanız anlamsız. Algıyı başka yere kaydırabilirsiniz” eleştirisi gelince sildiler bu paylaşımı.

     Bu tür, öldürülen kadının partisini öne çıkaran başlıklar da yanlış. Çünkü bu olayda cinayetle parti yöneticisi olması arasında bir nedensellik bağı yok. Ama AKP yöneticiliği kimliğinin bir parçası. O nedenle haberin içinde verilir parti yöneticiliği. Başlıkta AKP’den bahsetmek ise çok yanlış. Hangi partiden olursa olsun bir kadın cinayeti söz konusu. Doğru olan ayrımcılık anlamına gelebilecek bir ifadeyi kullanmamak.

        Kadın katili önce de tacizciymiş

    Gamze Pala cinayetiyle ilgili haberleri dikkatle ve eleştirel gözle okuyunca “arkadaşlığın reddedilmesi” ya da “platonik aşk” gibi bir durum olmadığı anlaşılıyor. Savaş Dalançıkar adlı katil, önceden de kadını sürekli taciz etmiş. Dolayısıyla burada “reddedilen erkek”, “platonik aşk”, “arkadaşlık teklifi” gibi ifadeler kullanmak çok yanlış. Bu olayda düpedüz bir tacizci var, saplantılı, takıntılı bir tacizci. Haberlerin de böyle yazılması gerekir.

    Ahmet Hakan’ın bugünkü yazısında dile getirdiği “Arkadaşlık teklif eden adam muamelesi yapılamaz. Bu sapıkça, canavarca, vahşice, alçakça işlenen bir cinayettir” görüşü son derece doğru. Haklı ve yerinde bir itiraz.

      Aslında kadın cinayetlerinin nasıl haberleştirilmesi gerektiği üzerinde çok çalışıldı. İlkeler, kılavuzlar hazırlandı. Ama görüldüğü gibi maalesef çok da fazla yol katedemedik. Ben yine de Filmmor Kadın Kooperatifi’nin geçen yıl hazırladığı “Kadın cinayetleri haberleştirme kılavuzu”ndan üç uyarıya yer vereyim:

        Kadın Cinayeti Haberlerinde 4N1K!: “Neden”in cevabını failin ifadesinde ya da kadının hayatında aramayın, cinayeti kadınların hayatıyla meşrulaştırmayın.
Kadınları, Hayatlarını Değil; Zihniyeti Teşhir Edin: “Cinayeti hak etmiş mi,” diye soran/sorduran detayları, kadınları, özel hayatlarını değil; zihniyeti teşhir edin!
Faili Anlamaya/Aklamaya, Gizlemeye; Cinayeti Failin Hayatıyla Açıklama Çalışmayın: Cinnet, öfke, kıskançlık, iflas, aşk, öfke, işsizlik değil erkek şiddeti!

     Bu uyarıları hazırlayan kadınlar, medyadaki kadın cinayeti haberlerinden ne kadar muzdarip değil mi?  Sözcükler hem öfkelerini hem de üzüntülerini yansıtıyor. Çok da haklılar.

Not: Bu yazı, Faruk Bildirici’nin kişisel bloğu farukbildirici.com dan alınmıştır.