Almanya’ya Türkiye’den yapılan iltica başvurularında kabul oranı yüzde 47,4’e yükseldi. Artışta Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’deki durumla ilgili karamsar tablo çizen bir raporunun etkili olduğu belirtiliyor.
Türkiye’den Almanya’ya yapılan iltica başvurularında kabul oranı 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı 2016 yılında yüzde 8,2 iken 2019’da yüzde 47,4’e yükseldi.
Die Welt gazetesinin Federal Göç ve Mülteciler Dairesi‘nden (BAMF) edindiği bilgilere göre 2016 öncesinde Türkiye’den Almanya’ya yapılan iltica başvurularının sayısı yılda bin 800 civarındayken bu sayı 2016’da 5 bin 742’ye, 2019’da 11 bin 423’e yükseldi. 2019’da Almanya’ya iltica başvurularında Türkiye, Suriye ve Irak’ın ardından üçüncü sırada yer aldı.
Almanya’ya iltica başvurularında 2016 öncesinde Kürtler öne çıkarken Türklerin başvurulardaki oranının yüzde 20’de kaldığına işaret eden gazete, 2019 itibarıyla kendisini “Türk” olarak tanımlayanların iltica başvurularındaki oranının yüzde 50’nin üstüne çıktığına dikkat çekti.
Bu değişimin kabul oranlarına da yansıdığını belirten Die Welt, Türklerin iltica başvurularının yüzde 74,6’sı kabul edilirken kendini “Kürt” olarak tanımlayanların başvurularında kabul oranının yüzde 14,5’te kaldığını kaydetti.
Diplomatlar ve devlet memurları
Türkiye’den iltica başvurularında çok sayıda diplomat ve devlet memurunun bulunduğuna da dikkat çekilen haberde 2019’da BAMF verilerine göre diplomatik pasaport ve hizmet pasaportu sahibi 207 kişinin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu bildirildi. Bu rakama başvuru sahiplerinin eşleri ve çocuklarının da dahil olduğu belirtiliyor. 2016’dan bu yana iltica başvurusunda bulunan diplomatik pasaport ve hizmet pasaportu sahiplerinin sayısı ise 1000’in üzerinde.
BAMF verilerine göre Türkiye’den gelenler, Almanya’ya iltica başvurusunda bulunanlar arasında en yüksek eğitim seviyesine sahip kesimi oluşturdu. 2018 yılında Türkiye’den başvuranların yüzde 59,3’ü yüksek öğrenim gördüğünü bildirdi.
Alman Dışişleri’nin raporu
Gazete, Türkiye’den iltica başvurularında kabul oranının yükselmesinde Alman Dışişleri Bakanlığının Türkiye’deki insan hakları durumuyla ilgili hazırladığı rapordaki karamsar tablonun da etkili olduğunu belirtti. Die Welt’in ele geçirdiği 34 sayfalık raporda “devletin terörle mücadele ve milli çıkarların güvenceye alınmasına yönelik eylemlerinin, temel haklar üzerinde olumsuz etki yaratan, şimdiye dek bilinmeyen bir boyuta ulaştığı” ifade ediliyor. Bakanlığın diğer ülkelerle ilgili de çıkardığı ve düzenli olarak güncellenen bu tür raporların BAMF gibi kurumların ya da mahkemelerin iltica başvuruları ve sınır dışı gibi kararlarında etkili olduğuna dikkat çekiliyor.
Dışişleri Bakanlığından gazeteye bazı kısımları karartılmış olarak gönderilen raporda Türkiye’de düşünce ve basın özgürlüğünün ‘temizlik’ operasyonları nedeniyle giderek daha güçlü bir şekilde kısıtlandığı belirtilerek “kişisel iktidar çıkarları nedeniyle yargının suistimal edildiği, bilim ve üniversiteler üzerinde aleni bir şekilde nüfuz kurulduğu” yönünde tespitlere yer veriliyor. Türkiye’de insan hakları durumunda genel bir kötüleşmeden ve demokratik gelişimde gerilemeden bahsedilen raporda kısa vadede önemli ilerlemeler kaydedilmesinin beklenmediği mesajı veriliyor.
Üstü karartılmamış bölümlerde bile olumsuz bir tablonun hakim olduğuna dikkat çeken Die Welt, karartılmış bölümlerin ise darbe girişimi ya da politikacılarla ilgili değerlendirme içeren ifadeleri kapsadığı bilgisini aktardı. Gazete, Alman hükümetinin bu bölümlerin yayınlanmasının Türkiye ile ilişkileri zora sokacağı endişesi taşıdığını belirtti. (DW)